Çanakkale İl Müftülüğü, pandemi dolayısıyla yaptığı videolar ile vatandaşları bilgilendirmeye devam ediyor. En son yayınlanan videoda Ezine Müftüsü Mustafa Arda, ‘Bireysel ve Toplumsal Hayatta Maneviyatın Önemi’ konusuna değinerek inanç sahibi olmayı anlattı.
 
‘Bireysel ve Toplumsal Hayatta Maneviyatın Önemi’ konusuyla ilgili düşünceler paylaşan Ezine Müftüsü Mustafa Arda, “Yaşadığımız dünyada hem bireysel olarak hem toplumsal olarak iman dediğimiz, inanç dediğimzi maneviyat duygusu çok önemli bir duygudur. Çünkü maneviyat inanç dediğimiz şey insanı insan olmaya, ahlaklı ve erdemli bir insan olmaya sevk eder. Mutlaka inancın insan üzerinde çok olumlu etkileri vardır. İnançsız insanlar da fıtratı gereği iyi insanlar çıkabilir. İnançsız, ateist insanların hepsi kötü olacak diye bir durum söz konusu değil ama mümin olmak, inanç sahibi olmak hem insanın kendi iç huzuru açısından hem de topluma faydası açısından ahlaklı birey olma açısından çok önemli bir değerdir. Bir mümine bir Müslümana sorduğunuzda onun için en önemli en kıymetli şeyin iman olduğunu öğrenebiliriz” dedi.
 
“EN BÜYÜK BELALAR PEYGAMBERLERE GELMİŞTİR”
Arda, “İmanlı insan, kendisine gelmiş olan peygamberin, onun getirmiş olduğu Kuranı Kerimin ve Resullah efendimizin sünnetinin gerektirdiklerine göre yaşarsa hem bu dünyada kendi iç huzuru, ailesindeki huzur ve toplumdaki yaşantısı açısından çok güzel bir yaşam elde edecektik. Birtakım imtihanlardan geçecektir. İman sahibi olmak, hiçbir problemle, sorunla karşılaşmayacak, hayat güllük gülistanlık olacak, her şey dört dörtlük gidecek diye bir şey söz konusu değildir. Böyle bir şeyin de garantisi yoktur. En büyük belalar peygamberlere gelmiştir. Daha sonra derecesine göre çeşitli musibetlerden geçmişlerdir. Kıyamete kadar böyle devam edecektir” diye konuştu.
 
“ONU MUHATAP KABUL ETTİĞİNİN DELİLİ OLARAK KABUL EDİLMİŞTİR”
“Bizim inancımıza baktığımızda hastalıklar, belalar, Cenabı Hakkın kulunun sevdiğinin, onu imtihan ettiğinin bir işaretidir. Kuluyla Cenabı Hakkın irtibatının devam ettiği, onu muhatap kabul ettiğinin delili olarak kabul edilmiştir” diyen Arda, “Geçmiş zamandaki büyük insanlar, evliyalar kendilerine birtakım musibetler, belalar gelmediği zaman ‘Uzun zamandır bir şey olmadı, ben artık Rabbim beni unuttu mu’ diye adeta üzülürlermiş. Biz kendimize baktığımızda en ufacık sorunla karşılaşsak hemen kendimizi güçsüz, savunmasız hissediyoruz” şeklinde anlattı.
 
“İMAN VE MANEVİYAT İNANÇ İNSANI ÇOK FARKLI YERLERE GÖTÜRÜR”
Arda, imanın çok kıymetli olduğunu söyleyerek, “İnançlı, imanlı insan kendine, topluma faydası açısından ve ahirette elde edeceği nimetler açısından düşünüldüğünde çok önemli bir yere sahiptir. İman çok kıymetli bir şeydir. İman ve maneviyat inanç insanı çok farklı yerlere götürür. İmanımızın tadını kıymetini alabilmemiz için Resullah Efendimizin bize bir tavsiyesi vardır. Bize şöyle diyor; ‘Üç husus kimde bulunursa, imanın tadını almıştır, gerçek mümindir.’ Bunlardan birincisi Allah ve Resulü kendisine her şeyden daha değerli ve daha kıymetli olmak. İkincisi bir kişiyi sırf Allah için sevmek, menfaat olmaksızın karşılıksız sevmek ve üçüncü olarak da Allah kendisine iman nimetini nasip ettikten sonra o iman nimetini kaybetmektense ateşe atılmayı tercih etmek. Biz bu üç tavsiyeye dikkat ettiğimizde kendimizi gerçek manada geliştirebiliriz arttırabiliriz. Allah ve Resulü her şeye kendisinden daha sevgili olmak, bir durumla karşı karşılaştığımız zaman değerlendireceğiz, bu yaptığımız işte Allah’ın ve Resulün rızası var mı? Bizim kıstasımız bu olmalıdır. Her yaptığımız işte bu işte Allah’ın rızası olur mu diye düşünmeliyiz. Dünyevi birtakım menfaatlere aldanarak Allah ve Resulünü razı etmeyeceksek sahip olacağımız nimetin hiçbir önemi yoktur. Trilyonlar verseler onlar bir gün bitecek ama biz yüce Allah’a hesap vereceğiz” ifadelerini kullandı. 
 
“BİZİM İÇİN EN ÖNEMLİ ŞEY ALLAH VE RESULÜNÜN SEVGİSİ OLMALIDIR”
“Bizim için en önemli şey Allah ve Resulünün sevgisi olmalıdır. Allah ve Resulü, dünyadaki diğer her şeyden daha kıymetli olmalıdır” diyen Müftü Arda, konuşmasına şöyle devam etti: “Sevdiklerimizi Allah rızası için sevmek, dostluk kurmak, menfaatten uzak olarak samimi bir şekilde dost olduğunuz insanlar edinmek. Onları Allah rızası için sevmek, Allah rızası için bir araya gelmek ve yakında olsa uzakta olsa birbirimizi Allah için sevmek. Son husus ise imanı kaybetmekten korkmak. İman, hamdolsun Müslüman bir anne babadan dünyaya gelmişiz, biz hazır bulmuşuz gibi olmuş ama bu imanı kuvvetlendirmeliyiz. Bu imanımızı muhafaza etmek için onu yapmalıyız. Mümin insan, inanç sahibi insan iç huzuru olan, topluma faydalı olan insandır.”
 
Gizem Tuğçe BAYHAN