Kovid-19 aşısının dünyanın gündemini oluşturduğu bugünlerde tüm ülkeler aşıyı vatandaşlarının hizmetine sunmak isterken süreci başarılı bir şekilde yönetmek için çabalıyor. Aşının ülke vatandaşlarına sorunsuz bir şekilde ulaştırılmasında lojistik ve sağlık altyapısının rolü kritik önem taşııyor. 2020 yılı sonu itibari ile Moderna, Pfizer-BioNTech, SinoVac firmaları başta olmak üzere birçok firma tarafından geliştirilen aşıların seri üretim sürecine geçildi.
 
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Biga Uygulamalı Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümü Öğretim Elemanları; Dr. Öğr. Üyesi Yasin Gültekin ve Arş. Gör. Mehmet Karadağ yaptıkları çalışma ile aşılara yönelik lojistik faaliyetleri ve özellikle Kovid-19 salgınının sona erdirilmesinde çözüm olarak görülen aşıların lojistik faaliyetlerini Türkiye’nin sağlık sistemi alt yapısı ve soğuk zincir alt yapısını dikkate alarak incelediler. Biga Uygulamalı Bilimler Fakültesi bünyesinde 2021 Ocak ayında yayın hayatına başlayacak olan Parion Akademik Bakış Dergisi’nde “Aşı Soğuk Zinciri: Kovid-19 Salgını Kapsamında Türkiye’nin Aşı Lojistiği Alt Yapısının İncelenmesi” başlıklı makalede konuya ilişkin değerlendirmeler sunuldu.
 
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Biga Uygulamalı Bilimler Fakültesi internet sitesinde yer alan yazı şöyle; “Son günlerde Kovid-19 aşısını vatandaşlarının hizmetine sunmak isteyen ülke yönetimleri bu süreci başarılı bir şekilde yönetmek için ellerinden gelen gayreti sarf etmektedirler. Türkiye bu süreç içerisinden hatasız çıkabilmek için gecikmesizin bütün hazırlıkları gerçekleştirmelidir. Bilindiği üzere Türkiye coğrafi konumu gereği Avrupa ile Asya kıtaları arasında bağlantı oluşturmaktadır. Bu özelliği ile Türkiye, dünya için lojistik üs olma doğrultusunda en avantajlı ülkelerden birisidir. Bu avantajın farkında olan Türkiye son zamanlarda otoyollar, köprüler, tüneller, havalimanları vb. yatırımlarını artırarak küresel pazarlarda ticari payını artırmak istemektedir. Bu yatırımlar ile Türkiye hem ulusal hem de uluslararası anlamda ulaştırma ve lojistik alt yapısını güçlendirmektedir. Bunun yanı sıra yapılan yatırımlar sonucunda Türkiye sağlık sistemi alt yapısı bakımından da dünyada en gelişmiş ülkelerden biri olma özelliğindedir. Türkiye Kovid-19 aşılarının hem ülkeye getirilmesi hem de ülke içerisinde nihai aşılama noktasına ulaştırma konusunda sağlam lojistik ve sağlık sistemi alt yapısı ile aşılar için gerekli olan soğuk zincir faaliyetlerini başarılı bir şekilde gerçekleştirme potansiyeline sahiptir.  Ancak gerek zaman baskısı gerekse salgının sona ermesinde ülke genelinde eş zamanlı lojistik operasyonlarının gerekliliği dikkate alınmalı ve aşılar için gerekli koşullar altında taşıma ve saklama operasyonları titizlikle planlanmalıdır. Türkiye hem coğrafi konum hem de lojistik ve sağlık sistemi alt yapısını kullanarak Kovid-19 salgınında önemli aktör olma fırsatını da kaçırmamalıdır. Dünya çapında en çok noktaya uçan ve havayolu taşımacılığında bayrak taşıyıcımız olan Türk Hava Yolları’nın gücünden faydalanarak Kovid-19 aşılarının dünya üzerinde dolaşımında büyük paya sahip olabilme fırsatını değerlendirmelidir. Türk Hava Yolları ile Uluslararası İstanbul Havalimanı, Asya ve Avrupa arasında yapılan köprüler, otoyol projeleri, kamu ve özel sektör iş birliğinde soğuk taşımacılık alt yapısını değerlendirerek Asya ve Avrupa arasındaki köprü olma özelliğini bu salgın sürecinde fırsata çevirmelidir. Kovid-19 salgının tüm dünya da eş zamanlı olarak yayılması ve hayatın tüm alanlarını olumsuz etkilemesi gibi durumlar düşünüldüğünde salgının kısa zamanda bitirilmesi gereklidir. Bu mücadelenin en kısa sürede ve en az maliyetle atlatılması için dünya genelinde birlikte hareket edecek güçlü paydaşlara ihtiyaç duyulacaktır. Belirttiğimiz gibi Türkiye lojistik ve sağlık sistemleri alt yapısının gücünü etkin kullanarak bu mücadelede ana aktör olmalı ve elde edeceği deneyimler ile gelecekte de sağlık lojistiği alanında pazar payını artıracağını unutmamalıdır.”
 
“TÜRKİYE AŞI LOJİSTİĞİ SÜREÇLERİNİ BAŞARIYLA YÜRÜTECEK POTANSİYELE SAHİPTİR”
Konunun güncelliği ve önemi doğrultusunda Biga Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı, Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selahattin Kanten de Türkiye’nin aşı lojistiği ve soğuk zincir altyapısı ve fırsatları ile ilgili düşüncelerini paylaştı. Dekan Kanten’in değerlendirmelerinde şu ifadeler yer aldı; “Ülkemiz, Türk Hava Yolları gibi güçlü bir değerin yanında Uluslararası İstanbul Havalimanı, Marmaray, Avrasya Tüneli, Hızlı Tren Hatları, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyol Projeleri gibi büyük yatırımlara sahiptir. Ayrıca, tedarik zincirlerinin genel yapısı göz önüne alındığında Türkiye’nin tüm lojistik süreçleri ve operasyonları etkin düzeyde yürütebilecek güçlü bir donanımı bulunmaktadır. Bununla beraber bu süreçte eş zamanlı lojistik operasyonları ve aşılar için gerekli koşullar altında taşıma, elleçleme ve depolama operasyonları titizlikle planlanmalıdır. Kovid-19 salgını için geliştirilen aşılara bakıldığında, Pfizer- BioNTech firması tarafından geliştirilen aşı; -60 ile -80°C derecede, Moderna firması tarafından geliştirilen aşı; -15 ile -25°C derecede, SinoVac firmasına ait aşı ise +2 ila +8 dereceleri arasında taşıma, elleçleme ve depolama işlemlerini gerektirmektedir. Bu durum etkili bir tedarik zinciri yönetimi kapsamında soğuk zincir planlaması ile birlikte sürecin yürütülmesine yönelik insan kaynakları planlamasını gerektirmektedir. Sağlık Bakanlığı’mızın yayınladığı aşı lojistiği süreçleri dikkate alındığında öncelikli olarak üretici ülkenin üretim bölgelerinden havayolu aracının bulunduğu noktaya sevkiyatı daha sonra alıcı ülkenin ana varış noktasına teslimatı gerçekleşir. Buradan ana depolara taşınma işlemleri gerçekleştirildikten sonra bir sonraki aşamada farklı bölgelerde bulunan ara depolara dağıtımının gerçekleşmesi ve bu depolarda belli müddet saklanan aşıların belli aralıklarla toplum sağlık merkezlerine oradan da ana sağlık merkezlerine (kliniklere)  taşınması ile nihai olarak ileri aşı lojistik süreci tamamlanır. Bu aşamada tersine lojistik kapsamında aşıların atıklarının geriye dönüş işlemleri de gerçekleştirilecektir.  Türkiye’nin güçlü soğuk zincir ve sağlık alt yapısı göz önüne alındığında, olası bir aşılama programında kamu ve özel sektör iş birliği ile aşı lojistik operasyonunun başarılı bir şekilde yürütüleceği düşünülmektedir. Türkiye’nin kamuya ait aşı soğuk zincir alt yapısı; 35.000 m3 üzerinde depolama kapasitesi,  özel olarak tasarlanmış soğutma sistemli 14 adet frigorifik kasalı kamyon ve treyler, 300 adetin üzerinde soğuk hava deposu, 150’den fazla soğutma sistemli özel olarak tasarlanmış şehir içi dağıtım aracı, 13.000’den fazla aşı saklama dolabı ile 23.000 adetin üzerinde aşı nakil kabı, 11.000’den fazla noktada anlık olarak sıcaklık ve stok takibi cihazı ve soğuk zincir sisteminde yer alan 70.000’den fazla sağlık personeli ile güçlü şekilde yürütülmektedir. Ayrıca, Türk lojistik sektörü güçlü alt yapısı, uluslararası kapasitesi ve deneyimi ile bu süreçte aktif rol alabilecek yeterliliğe fazlasıyla sahiptir. Diğer taraftan Türkiye üretim kapasitesi ve öz yeterliliği ile aşı lojistiğine yönelik araç, gereç ve ekipmanlarının tedarik süreçlerini de hızlı bir şekilde karşılamaktadır. Örneğin, aşıların lojistik süreçlerde uygun şartlarda korunmasına yönelik Manisa’da faaliyet gösteren Öztaş firması tarafından korona virüs aşılarını -86°C’ye kadar saklama imkanına sahip yerli ve milli buzdolabı geliştirilmiş ve üretim aşamasına geçilmiştir. Diğer yandan İzmir’de faaliyetlerine devam eden ‘’Beğendi Boru Şirketi’’ cam elyafı yüksek basınç sistemi kullanarak saç telinden daha ince bir hale getirip bu şekilde çeşitli kimyasallar ile karıştırarak 12*2,5 metre boyutlarında taşıma ve depolama tankı geliştirdi. Bu konteyner ile -73°dereceye kadar aşılar bozulmadan muhafaza edilebilmektedir.
Türkiye güçlü lojistik alt yapısı, sağlık sistemi, deneyimli ve nitelikli insan kaynağı ile aşı lojistiği süreçlerini başarıyla yürütecek potansiyele sahiptir.”
 


Kaynak: Haber Merkezi