Umurbey Belediye Başkanı Erdal Doğan, koronavirüs sürecinde belediye olarak yaptıkları çalışmaları ve bu süreçte beldenin durumu ile ilgili bilgiler verdi. Başkan Doğan, 11 Mart itibariyle koronavirüsün Türkiye’de görülmesinin ardından, özellikle 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlıkları olan vatandaşların ihtiyaçlarını ilk günden beri karşıladıklarını belirtti.
 
Koronavirüs sürecinin Umurbey beldesinde nasıl geçtiğine dair açıklamalarda bulunan Umurbey Belediye Başkanı Erdal Doğan,  “11 Mart’ta, ilk kapanma başladıktan sonra Ankara’nın ve İl Hıfzıssıhha Kurulu’nun almış olduğu kararlar doğrultusunda, belediyenin tüm çalışanlarıyla ve ilçemizdeki VEFA grubu ile birlikte vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını o günden, Haziran’a kadar hizmet ettik. Dezenfekte çalışmalarımız oldu, gerekli sıcak yemek yardımlarımız oldu. Alışverişlerine yardım ettik. Yaşlıların bankadan paralarını çekmelerine yardım ettik. Yerel belediyecilik zaten budur” ifadelerini kullandı.
 
“ELİMİZDEN GELENİ YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Bu dönemde ödeneklerin azaldığı için maddi olarak bazı sıkıntıları olduklarını söyleyen Doğan, “Devletin topladığı vergilerin yüzde 6’sını alıyoruz. O azalınca otomatik olarak bizimki de azalmış oldu. Yükümlülüklerimiz vardı, onları yerine çok getiremedim ama bütün dünya bununla uğraşıyor. 8 milyar insan bununla uğraşıyor. Biz de 80 milyon olarak elimizden geleni yapıyoruz.  Biz kendi beldemizde 2 bin 500 nüfuslu bir yeriz. Buranın girip çıkanını da düşünürseniz 3 bin kişi. Şu ana kadar büyük bir hizmet aksaması olmadı belediyecilik anlamında. Diğer kurumlarla da iletişimimiz çok iyi. Bu arada bizim yönetimimiz şeffaf olması, hesap verebilir olması burada çok büyük bir avantaj sağladı çünkü bu sefer bütün kaynakları masaya koyup, ortak paylaşıyoruz, ortak hizmet ediyoruz. Diğer kurumlarından bize bakışı o konuda iyimser, özellikle kaymakamlık ve diğer belediyelerle uyumlu bir süreç geçirdik. Süreci güzel götürdük ama yazı geçirdik, tatil bitti, sonra olay kışa geldi. Serbestlik, insanlarda bir boş vermişlik yarattı doğal olarak da şu anki manzaraya geldik. Cuma günü itibariyle de yeniden kapanmalara başladık. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz imkanlarımızla. Biz bir beldeyiz, buranın geliri belli, gideri belli” diye konuştu.
 
“BÖLGEMİZ KÖPRÜDEN DOLAYI İMAR ANLAMINDA CAZİBE MERKEZİ”
Başkan Doğan, bu süreçte yatırımların ve projelerin konumu hakkında da bilgi vererek, “Hizmetlerin kalitesini arttırmak için yeni hizmet getiremiyoruz. Yeni bir cenaze arabası aldık, çevremizdeki beldelere, köylere, ilçelere de hizmet etmek için. Böyle bir çalışmamız oldu. Yol yapma çalışmalarımız pandemiden dolayı biraz aksadı. Belediyecilikte temel nokta nedir; yol, ulaşım, su. Bunların hiç biri aksamadı, hepsi yapılıyor. Bölgemiz köprüden dolayı imar anlamında cazibe merkezi. O konuda da sıkıntımız olmadı. Vatandaş buralara gelmeye çalışıyor. Bölgenin hem imar planları anlamında olsun, insanlara çok fazla refah ortamı sağlıyor. Burası tarım siti olduğu için yerleşim yerler belli. Her yerin imara açılması mümkün olmadığı için cazibe merkezi. O konuda da ilgi arttı” ifadelerini kullandı. 
 
“BU İŞİN EN TEMEL NOKTASI HASTANEDEKİ YATAKLAR”
Aynı zamanda doktor olan Belediye Başkanı Doğan, vaka sayılarına odaklanılmasındansa çözümlere ve tedbirlere dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Biz de vaka sayısı 30-40’lar söyleniyor. O konuda bize net bir bilgi verilemiyor. Burada net bilgiden daha çok önlemler ve çözümler üzerine odaklanmak lazım. Bu işin en temel noktası hastanedeki yataklar. Gelen hasta, çıkan hasta ve boş yatak. Bu dört parametreyi kontrol edebildiğiniz müddetçe bu işi götürürsünüz, sürdürürsünüz. Bu sonra değerlendirilebilecek bir şey. Ama temel nokta bu. Bu yüzden önlemleri erkenden almak lazım” dedi.
 
“İSTANBUL’A GİDİP, TOPLU TAŞIMAYA BİNEN HERKES COVİD’İ ALIP GELDİ”
“Bazı konularda çok kesin önlemler alamıyorsunuz. Ulusal anlamda, iller arasında geçişleri iki hafta önce almak gerekiyordu bana göre. Bir ara bizim burada İstanbul’a gidip, toplu taşımaya binen herkes Covid’i alıp geldi ilçeye” diyen Doğan, “Bunların bir şekilde önlemleri iki-üç hafta önceden alınmalıydı. Ticaret yapan insanlara, pandeminin en yoğun zamanlarında bile bir sınırlama yoktu.  Düğüne giden, alışverişe giden, arkadaş ziyaretine giden insanları engellemek gerekiyordu. O anlamda bence yetersiz. Ama biz tarım bölgesindeyiz. Yazın şeftalinin çok üretildiği bir yerdeyiz. Bu konuda önlemlerimizi alıyorduk. Tarladan eve, evden tarlaya…  Kahvehanelerimiz bizim için problemdi, onları da dezenfekte ediyorduk. Ondan dolayı çok vaka çıkmadı bizde. Zaten il ve ilçeler arası gezinmelerden sonra vakalar arttı. Bazı insanlar sessiz geçiriyor bunu ama bulaştırıcılar. Evinizden dışarı çıktığınız anda maskenizi takın, eve girene kadar takın. Bulaş olduğunuzu düşünüyorsanız evde de takmanız gerekir. Şu bir iki ayımızı, aşı gelene kadar öyle geçirmemiz gerekir. Aşı gelince kimlere yapılacak onu da bilmiyoruz. Yaşamımızda yeni bir alışkanlık edineceğiz. Maskenin kıymetini anlayacağız. Çanakkale’ye gelen Japonlara kızıyorduk, hepsi maske takıyordu, anlamlandıramıyorduk neden diye. Ben doktorum, biz bile hastanenin belli bölümlerinde takardık. Ama şimdi bakıyorsun grip mevsimini hepsini böyle geçirmemiz gerekiyor. Bu da yeni tedavi protokollerine girecek. Önce maskenizi takın sonra gelin, biz sizi muayene edelim diyecekler” diyerek açıklamasını sonlandırdı.
 
Gülçin AKIN