Okul öncesi ve 1.sınıf öğrencilerinin bu hafta okulda yüz yüze eğitime başlamasının ardından, velilerden okulda sorumluluk kabul edilmeyeceği yönünde dilekçe imzalatıldığı yönündeki iddialara Çanakkale İl Milli Eğitim Müdürü Ferhat Yılmaz açıklamalarda bulundu.
 
İl Milli Eğitim Müdürü Ferhat Yılmaz, bu tarzda dilekçe imzalatıldığına yönelik çıkan haberlerin asılsız olduğunu söyleyerek, durumun gerçek olmadığını vurguladı. Yılmaz, yaptığı açıklamada, “Öğrencinin yüz yüze eğitime gelip gelmeyeceği konusundaki karar tamamen veliye bırakılmıştır. Hiçbir şekilde de bir zorlama söz konusu değildir. Karar tamamen veliye ait olacaktır ve çocuğunu yüz yüze eğitime göndermeyen velinin çocuğuna daha önceden uygulanan ‘eğitime devam erme zorunluluğu kuralları’ uygulanmayacaktır. Kamuoyunda çok sansasyonel değerlendirmelere tabi tutuluyor. Biz talebimiz burada veli okula çocuğunu göndermek istiyorsa bir dilekçe yazacak, ‘ben çocuğumu okula göndermek istiyorum’ diyecek ve çocuğunu okula gönderecek. Bunun dışında kamuoyunda da konuşulduğu gibi sorumluluk beyanı ya da benzeri konularda, sorumluluk bana aittir gibi bir durum yok” diye konuştu.
 
“DÜNYADA EN SON VAZGEÇEBİLECEĞİMİZ ŞEY EĞİTİM”
“Bu tip durumları böyle sansasyonel hale getirmekten vazgeçmemiz gerekiyor. Dünyada en son vazgeçebileceğimiz şey eğitim” diyen Yılmaz, “Birincisi can sağlığınız tabii ki, ama ikincisi de eğitim. Bu salgın süreci uzadı ve uzamaya devam ediyor. Belki yarın bir gün koronavirüs kendiliğinden mutasyona uğrayarak bilim adamın anlattığı çeşitli durumlardan dolayı özelliğini kaybedecek. Belki etkisi tamamen ortadan kalkacak. Ama şu an bunu biz bilemiyoruz. Velilere sadece çocuklarını yüz yüze eğitime gönderecekler mi, göndermeyecekler mi bu kararı beyan ettikleri bir dilekçe alıyoruz”  şeklinde belirtti.
 
“EN HIZLI UZAKTAN EĞİTİM ÇALIŞMALARINA BAŞLAYAN ÜLKELERDEN BİRİYİZ”
Yılmaz, “Şu ana kadar Milli Eğitim Bakanlığımızın aldığı tedbirler gerçekten çok değerli tedbirlerdir. Anında sistem geliştirildi, anında metot üretildi, tüm dünyadaki örneklere baktığımız zaman en hızlı uzaktan eğitim çalışmalarına başlayan ülkelerden biriyiz. Bu çalışmaları en çok sahaya yansıtabilen ülkelerden biriyiz. Ama unutulmamalıdır ki bunların hiçbiri yüz yüze yapılan eğitimin yerini tutmayacaktır. O yüzden çocukların yüz yüze eğitime gitmesi gerekiyor ve koronavirüs salgını sürecinde birçok yer riskli. Örnek vermek gerekirse sokakta durmak da riskli. Evden çıktınız anda evden çıktığında riskle karşı karşıya kalıyorsunuz. Yani okuldaki riski çok büyükmüş gibi değerlendiren insanlar çeşitli diğer ortamlarda, mekanlarda bulunabiliyor” ifadelerini kullandı.  
 
“VELİNİN DE KARARINA SAYGI DUYUYORUZ”
“Milli Eğitim Bakanlığına, Milli Eğitim İl Müdürlüklerine bir haksızlık yapıldığını, öğrencilere bir haksızlık yapıldığını düşünüyorum” diyen Yılmaz, açıklamasına şu şekilde devam etti: “Veliler çocuklarını tabii ki kendi değerlendirmelerini yaparak, özgür iradeleri ile kararları ile okula göndermeleri gerektiğine inanıyorum. Biz bunun için gerçekten elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Buna göre tedbirleri üst düzey almaya çalışıyor. Ama bunun bir diğer modeli yok. Mesela bunu dilekçe konusunu sansasyonel hale getirenler biliyorlarsa söylesinler. Neyi eksik yapıyorsak bize bunu söyleyebilirler. Biz eleştirilebilen bir kurumuz. Bize bunu anlatabilir, hem şahsi olarak gelebilirler hem çeşitli diğer vasıtalarla ile bu eleştirilerini bize ulaştırabilirler. İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak varsa yanlış yaptığımız bir şey bunu düzeltelim. Milli Eğitimin varlık sebebi çocuklar. Eğer çocuklar olmayacaksa çocuklar okula gelmeyecekse Milli Eğitim diye bir kuruma da gerek yok. Okula da gerek yok. Biz tamamen kendimizi bu milletin eğitilmesine adadık. Bütün çabamız eğitim sürecinin devam etmesi ve bilginin nesilden nesle aktarılması. Bunun için hiçbir gayemiz yok. Bu süreçte kamuoyunda ifade edildiği gibi velilere bir sözleşme imzalatarak vesaire başka bir yapmaya çalışmıyoruz. Ama veli çocuğumu okula göndermek istemiyorsa, bu çocuğu da yüz yüze eğitime zorla almak da istemiyoruz. Velinin de kararına saygı duyuyoruz.”

“MİLLİ EĞİTİM OLARAK HİÇBİR SANSASYON İÇİNDE OLMAK İSTEMİYORUZ”
Koronavirüs salgını öncesindeki uygulamadan bahseden Müdür Yılmaz, “Salgın yokken Milli Eğitim Müdürlüğü olarak okula devamsızlığı kabul etmiyorduk. Eğitim-öğretim zorunludur, okula gelmeyen öğrenciye ve velisine çeşitli yasal işlemleri yaparız diyorduk ve bu yasal işlemleri yapıyorduk. Çanakkale'deki insanımız sağ olsun eğitime karşı ilgili ve bilinçli. Çanakkaleli veliler çocuklarını çeşitli destekler vererek okula gönderiyor. Çanakkale’de çok yoğun bir şekilde okula devamsızlık sorunu yaşamıyoruz. Ama koronavirüs salgınına özel kesinlikle öğrencinin okula devam etmesi ile ilgili hiçbir velimizin kaygısı olmasın velilerimiz ‘Ben çocuğumu göndermiyorum’ diye dilekçe verebilir, ‘Ben çocuğumu okula gönderiyorum’ diye de dilekçe verebilir. Ama bu dilekçe ile bilgi vermek durumunu sansasyon olarak kullanmaya çalışanlara da itibar etmemek lazım. Eğitim sansasyon yapılacak bir alan değil. Biz Milli Eğitim olarak hiçbir sansasyon içinde olmak istemiyoruz. Ama bazen böyle kamuoyu yanlış bilgilendirilerek anlamlı anlamsız milli eğitimi bir yerlere çekmeye çalışıyorlar” dedi.
 
Sevi Gözay UĞURLU