Çanakkale Turistik Otelciler Derneği (ÇATOD) Başkanı Armağan Aydeğer, yaz sezonu sona ererken Çanakkale’nin turizm anlamındaki durumunu değerlendirdi.
 
ÇATOD Başkanı Armağan Aydeğer, Çanakkale’nin diğer noktalara göre daha iyi durumda olduğunu söyleyerek, yine de önceki senelere göre çok büyük bir kayıp yaşadıklarını dile getirdi. Pandemi sürecinden dolayı durma noktasına gelen turizm sektörü, yaz sezonu ile birlikte biraz olsun hareketlenirken, Aydeğer pandemi sonrasında Çanakkale’nin çok daha büyük bir potansiyele döneceğini söyledi.
 
Aydeğer, Eylül ayı itibari ile değerlendirmelerde bulunarak, “Eylül ayı ile birlikte bizim bölgemizdeki yoğunluk önemli ölçüde azalmaya başladı. Eylül’ün ilk haftasında biraz hareket mevcutken ikinci haftasına doğru bu harekette azalma başladı. Şu an içinde bulunduğumuz hafta ve sonraki haftalarda bu hareketin en zayıf noktasına doğru ilerleyeceğini düşünüyoruz. Zaten Assos bölgesinde birçok tesis kapanışlarını yapmaya başladı. Adalarda da aynı şekilde tesisler kapanma hazırlıklarını yapıyorlar. Merkeze baktığımızda ise diğer sahil yörelerine göre biraz daha iyi bir süreç geçtiğini söyleyebilirim ama genel olarak geçtiğimiz yıllarda kıyaslandığında çok gerisinde bir hareketlenme oldu. Ama Çanakkale, özellikle Kuzey Ege aksında en önemli turistik destinasyon olarak Temmuz ortasından Eylül’ün ilk haftasına kadar olan süreçte diğer tatil yörelerine göre iyi bir ilgi alaka gördü. Bundan sonraki süreçte bu artık yavaş yavaş azalmaya başladı. Eylül’ün 21 ‘i okulların açılması ile birlikte oldukça zayıflayacağını öngörüyoruz” diye anlattı.
 
“PANDEMİ SONRASINDA CİDDİ BİR FARKLILAŞMA YARATACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ”
Aydeğer, “Dış pazarda özellikle bizim kültür turizmi ile ilgili yoğun bir misafir potansiyelimiz olması sebebiyle dış pazardaki ülkelerin, yurtdışına turist göstermekteki isteksizliği, buradaki doluluğun olumsuz yönde etkileyen bir diğer unsur oldu. Özellikle Uzak Doğu pazarı yok diyebiliriz. Aynı şekilde Avrupa pazarları da ağır gidiyor. Belli bir sayıda Balkan tarafından bölgemizi tercih edenler var. Bunlar daha çok Bulgaristan, Romanya, Sırbistan olmak üzere ama tabi ki geçtiğimiz yıla kıyasladığımızda oldukça az. Bizler turizm sektörü olarak 2020’yi kayıp yıl olarak kabullendik ve bütün dünyada turizmin sektör olarak en büyük daralmasını yaşamak zorunda kaldık. Ama bundan sonraki süreçte, 2021’de Türkiye’de ve bölgemizde pandemi sonrasında ciddi bir farklılaşma yaratacağını düşünüyoruz. Çünkü kısa süreli hareket döneminde, bu kısıtlamaların azaldığı, Temmuz- Eylül arası süreçte Çanakkale’nin sahip olduğu doğa özellikleri, küçük otelleri ve butik yapısı ile karakteri olan hizmet yapısı ve büyükşehirlere olan karayoluyla kolay ulaşımı sayesinde daha çok tercih edildiğini gördük. Bu Çanakkale açısından çok büyük fırsat olduğunu düşünüyoruz. İleriki yıllarda, pandemi psikolojisinin devam etmesi halinde bölgemizin daha da fark yaratacağına inanıyoruz. Bölgemiz sadece deniz, kum, güneş değil aynı zamanda ekoturizm anlamında imkanlar sunuyor. Gastronomi anlamında ve deniz ürünleri konusunda çok ciddi bir çeşitlilik sunuyor. Yine kültür turizmi açısından dünyanın en önemli hazinelerine sahip. Nüfus yoğunluğu az olduğu için insan yoğunluğu daha düşük ve insanlar da zaten genel olarak kalabalık yerleri tercih etmiyorlar. Bu anlamda Çanakkale yine önemli bir değer sunuyor. Hem üst yapısı hem alt yapısı noktasında birçok yerden daha iyi hizmet sunduğu içinde artı bir değer” şeklinde konuştu.
 
“DÜNYADA ÖRNEK BİR MODEL ORTAYA KOYDU”
“Pandemi sürecinde özellikle başta ÇATOD tesislerimiz ve diğer tesisler, bakanlığımızın uyguladığı Güvenli Turizm Belgesini aldılar ve bunu aylık rutinlerle yenilediler. Bu çok önemliydi çünkü Türkiye bu konuda dünyada örnek bir model ortaya koydu” diyen Başkan Aydeğer, “Hem hijyen konusunda hem yapılan operasyonun niteliğinin belirli standartlarda yürütülmesi ile alakalı, iyi bir denetim süreci geçirdiler ve bu hali hazırda devam ediyor. Bunu da belgelendirdi. Zaten 50 oda ve üzeri tesislerde bu zorunlu hale getirildi. Özetle Çanakkale’deki birçok tesiste bu belgelendirme konusunda öncü oldular ve gönüllü olarak başlattılar. Zorunlu olduktan sonra da zaten birçoğu da başarı ile uygulamaya devam etti. Bu şunu gösteriyor; ilimizde özellikle turistik tesisler bu pandemi ile alakalı konularda son derece tedbirli, son derece deneyimli ve son derece hassas tesisler. İlimizin var olan bu potansiyeli ve hizmet standarttı birleştiğinde gerçekten en başta yurtiçi olmak üzere yurtdışından da olumlu geribildirimde bulunmasına vesile oldu. Bu da bundan sonraki yıllar için önemli olacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
 
“AYAKTA KALABİLMEK İÇİN DESTEKLERİN DEVAM ETMESİ ÇOK ÖNEMLİ”
Armağan, son olarak, sektördekilere desteklerin devam etmesinin çok önemli olduğunun altını çizerek, “Şu anda hepimizin canının sıkıldığı süreçteyiz. Artık bahsettiğim bu kısa hareketlilik süreci ortadan kalkmak üzere. Ekim ayı ile beraber eski zor süreçleri tekrar yaşayacağımızı öngörüyoruz. Özellikle bu yıl Kasım ayından başlayarak kış aylarının zor geçeceğini düşünüyoruz. Bizler 2021’in Nisan ayına kadar bu yeni normal sürecin Türkiye turizmine adaptasyon süresinde var olan desteklerin devam etmesini çok önemsiyoruz. Özellikle Kısa Çalışma Ödeneklerinin, vergilerin ötelenmesi gibi. Bir diğer önemli konu, pandeminin ilk çıktığı zamanda çok sayıda işletme Kredi Garanti Fonu destekli düşük maliyetli kredilerden faydalanarak var olan borçlarının ödemelerini bu krediler vasıtasıyla gerçekleştirdi. Şimdi bunların geri ödeme süreçleri başlıyor Ekim ayı ile birlikte. İşletmeler bu konuda da oldukça endişeli çünkü kış sürecine girdikleri için geri ödemeler onları zorlayacak. Bu nedenle yine turizm sektörü olarak beklentilerimizden bir diğeri de pandemi dönemi sona erene kadar olan süreçte düşük faizli kredi imkanlarının devam etmesi veya var olan kredilerin geri ödemelerinin Nisan ayına kadar düşük faizlerle yayılması konusunda birtakım desteklerin ortaya çıkması da ana beklentiler arasında yer alıyor. Sektör olarak çok deneyim kazandık. Çok kabiliyetli bir sektör Türkiye turizmi. Sektörümüzdeki arkadaşlarımız aslanın karnındaki payı almak için mücadele eden insanlar. Yüzde yüz geri dönüş yapabileceklerine de inanıyorum. Yeter ki onların ayakta kalabilmesi için bu desteklerin devam etmesi çok önemli. Pandemi süreci yeni bir forma girdiğinde daha bir normale oturduğunda bu işletmelerimiz ülke ekonomisine, istihdama katkılar sağlamaya devam edecek” dedi.”
 
Gizem Tuğçe BAYHAN