Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, koronovirüsün başladığı günden bu yana değişmeyen bilgileri sıraladı. Prof. Dr. Şener ayrıca koronavirüs ile ilgili ortaya atılan iddiaları da bir başlıkta topladı.

Salgının başından beri değişmeyenleri sıralayan ÇOMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, “Maske koruyor, virüs en çok damlacık yolu ile yakın ve kapalı alanda temas ile bulaşıyor, altmış beş yaş üstü en riskli grup, altta yatan hastalıkta KOAH, dış etmenlerde sigara tüketimi varlığı hastalığın ağır geçmesinde en etkili faktörler, erken tanı ve karantina/izolasyon yayılımını önlemekte en etkili yöntem (enfeksiyon zincirinin kırılması), erken tanıda PCR en duyarlı test, hızlı tanıda (hasta başı) kan testleri en yaygın kullanılanlar; iki proteini birlikte içeren (Spike ve Nükleokapsid) ve tek protein içeren (S) arasında ters orantılı bir duyarlılık ve maliyet-etkinlik söz konusu, tedavi etkinlikte antiviral ilaçlar bir tık önde; Remdesivir ve Faviprevir gibi, aşı; tam zayıflatılmış virüs, genom subunit +/- taşıyıcı virüs prensipleri yarışıyor” ifadelerini kullandı.

Şener, ayrıca koronavirüs ile ilgili ortaya atılan en ilginç iddialara da yer verdi: “Maske aşılanmayı sağlıyor olabilir mi? Virüs aslında maskeden geçecek kadar küçük bir yapı, ancak tutunduğu zerrecikleri yakalayarak geçişi ve bulaşı minimum tutuyor. Aslında ‘sıfır’ virüs yükü olmuyor. Düşük dozda geçiş...Hücresel bağışıklığı uyarmaya yeterli- bir çeşit ‘aşılama’ yapıyor. Maske uygulaması yaygınlaşan ülkelerde mortalite daha az ve hastalık tablosu daha hafif, yoğun bakım doluluğu düşük.”

Sevi Gözay UĞURLU