Minimal tasarımlar ile sade ve nesnelliği ön plana çıkaran porselen ürünleri Çanakkale’de atölyesinde üreten Serhat Saygıvar, ildeki tek porselen üreten sanatçı olarak çalışmaya devam ediyor. Eskilerden beri salonlarımızı süsleyen porselenlere, modern tasarımları ile hayat veren Saygıvar, mesleğin merak edilenlerini anlattı.
 
2008 yılında Çanakkale’ye gelerek, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Seramik Bölümü’nde eğitim alan Serhat Saygıvar, Çanakkale’deki tek porselen atölyesi olan Basic Art Ceramic isimli atölyesinde, ürünlerini el sanatları sevenler ile buluşturuyor. Bardak, kupa, Türk kahvesi fincanı, tabak gibi birçok ürünün hayat bulduğu atölyede, porselenden yapılan başka ürünler de bulunuyor.
 
“Fakülteye girdikten sonra bir sanat eğitimi aldık ve ben de sanat üzerine çalıştım. Ardından 2016 yılında yükseklisans programına başladım. Yükseklisans ile birlikte öğretmen olarak cezaevinde işe başladım. Oradaki mahkûmlara kurs verdim. Fakat bir atölye hayalim vardı. Geçtiğimiz Kasım ayında atölyeyi açtım” diyerek kendini tanıtan porselen sanatçısı Saygıvar, porselen yapımı ile ilgili ayrıntılı bilgiler verdi.
 
“PORSELEN YAPIMI ZORDUR”
Çanakkale’de el işi porselen üretimi yapan tek kişi olan Saygıvar, Türkiye’de de çok sayılı porselen atölyesi olmadığını söyledi. Konuyla ilgili bilgi vererek, “Porselen yapımı zordur. Ben lisans ve yükseklisansta bunun üzerine kendimi geliştirdim. Yüksek dereceli seramik üzerine çalıştım. Çanakkale’de çok büyük bir eksiklikti. Seramik atölyeleri az ama şu anda bir oluşum içerisindeyiz. Güzel de gidiyor. Çanakkale’de olduğumu duyanlar çok mutlu ve insanların talepleri de başladı” şeklinde konuştu.
 
SERAMİK VE PORSELEN ARASINDA FARK VAR
12 senedir bu işin içinde olan Saygıvar, seramik, porselen gibi ürünlerin farkının çok bilinmediğini dile getirerek, “İnsanlara anlatmaya çalışıyoruz. Seramik sağlıktır ama porselen ile aralarında çok büyük bir fark var. Seramik su emebilme özelliği vardır fakat porselen de yoktur. Bu yüzden porselen daha da sağlıklı oluyor aslında. Porselenin pişme derecesi en az 1240 derece olması gerekiyor. 1100 derecede pişen porselen aslında porselen özelliği kazanamıyor, sıcaklık yeterli gelmediği için” ifadelerini kullandı.
 
“BENİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN KALİTE VE KEYİF”
“Kendi tasarımlarımı, kendi seçtiğim özel ürünlerle yaparken keyif alıyorum ve bunları kullanırken insanların keyif almasını, mutlu olmasını istiyorum” diyen Saygıvar, “Çok maddi bir kaygım olmadan açtım atölyeyi, bu yönünün ağır basmasını istedim. İnsanlardan geri dönüşlerde bu şekilde. Benim için önemli olan kalite ve keyif. İnsanlar ne kadar keyif alıyorsa ben de o kadar keyif alıyorum” diye belirtti. Hammaddeyi Fransa’dan getirttirdiğini, Türkiye’de çok kaliteli porselen bulamadığını söyleyen Serhat Saygıvar, “Keşke olsa da buradan kullansak. Kendim de yapabiliyorum ama bunun için üretimhane gerekiyor ve bu işin başka boyutu. O yüzden şu an hazır alıyoruz” bilgisini verdi.
 
“GÖNÜL VERİLEREK YAPILACAK BİR İŞ”
Sanatçı Saygıvar, “Bu sokakta çok fazla atölye oldu, Sanat Sokağı gibi bir oluşuma dönüşmeye başladı ve çok meraklı insanlar da var.  Seramik üzerine kurslar da veriyorum. Porselen üzerine kurs veremiyorum çünkü porselen, seramik yapmayı bilen bir kişinin üzerine katabileceği bir taraf. Porselen zor olduğu için heves kaybı da oluyor. O yüzden seramik ile başlıyorum. 12 senedir bu işin içerisindeyim porselenin iki ayda yapılabilecek bir iş olmadığını da insanların bilmesini istiyorum. Hiç bilmeyen bir insan seramiğe biraz daha hakim olabilir ama porselene hakimiyet daha zor. Daha kırılgan hammaddelerle yapıldığı için işi zorlaştırıyor. Seramik daha erişilebilir. Seramik kursunu da hobi amaçlı veriyorum. İş yoğunluğunda kafasını dağıtmak isteyen, rahatlamak isteyen kişilerle terapi şeklinde olması için kurs veriyorum çünkü 2 ay kurs alıp atölye açmak doğru olmaz. Bu işten keyif almak için kursa gidiyorsun ama bunu mesleğin haline getiriyorsun. Dışarıdan da kolay görülüyor ama aslında iş öyle değil. Bizim burada sabahlara kadar çalıştığımız oluyor. Bu gönül verilerek yapılacak bir iş. Benim fikrim eğitiminin alıp yapılması gereken bir durum” diye anlattı.  
 
ATÖLYELER ARASINDA DOSTLUK VAR
İsminde ‘çanak’ kelimesi geçen bir şehirde açılan seramik atölyelerin kıymetinin daha çok bilinmesi gerektiğinin vurgusunu yapan Saygıvar, “Ben başka şehirlerde de atölye açabilirdim, işlerim belki daha da iyi olurdu ama ben bu şehri sevdiğim için buradayım. Atölye açan arkadaşlarımız arasında rekabet de yok, illa benden alsınlar gibi bir durum söz konusu değil. Herkes benim ürünlerimi beğenmek zorunda değil, istedikleri fiyat aralığında ürünüm olmayabilir. O zaman diğer arkadaşların atölyelerine de yönlendiriyorum. Onlar da aynı şeyi yapıyorlar. ‘Bir de oraya bakın, orada da tasarım ürünleri var’ diyorum ve burada bu şekilde bir dostluk var” dedi.
 
“ÜSTESİNDEN GELECEK EĞİTİMİ ALDIK”
Saygıvar, Çanakkale’de 42’ye yakın atölye olduğunu da söyleyerek bu konuda bir çalışma yapılmasını tüm atölyeler olarak çok istediklerinin de altını çizdi. Çanakkale seramiğinin ön plana çıkması için projelerin yapılmasından çok mutlu olacaklarını dile getiren sanatçı, “Şu anda belki doğrudan Çanakkale temalı tasarımlarımız yok ama biz bunu yaparız. Bize söylendiğinde bunun üstesinden gelecek eğitimi aldık, gerekli bilgiyi de aldık. Burada bunu yapmak isteyen çok atölye var. Dışarıdan gelip memleketine dönmeyen ve Çanakkale’de hizmet vermeye çalışan atölyeler var. Örneğin, Eskişehir de seramik, porselen ile iç içe bir şehir ve Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi’nde bir hocam ile konuştuğumda orada böyle bir oluşum olmadığını dile getirdi. Hatta bizleri Anadolu Üniversitesi’ne davet edip, atölye oluşumu hakkında bilgi vermemizi istediğini söyledi. Anadolu Üniversitesi’nde de bu bölümler mevcut ama orada atölyecilik yok” diye konuştu.
 
GÖZ ÖNÜNDE BİR ÜRÜNLERİN TASARIMLARI ÇALINABİLİYOR
Bulunduğu sektördeki sıkıntıları da dile getiren Serhat Saygıvar, tasarım ürünlerin çalındığını, iş yapılan ürünlerin tasarımlarını kopyaladıklarını ve ortada büyük bir emek hırsızlığı olduğunu da söyledi. Saygıvar, “Bu yüzden Türkiye’de porselen olarak 10-15 atölyeyiz. Tasarımları çok zor, yapım aşamaları çok zor. İşin açıkçası ben öyle seçiyorum, yapabileceğimin en üst seviyesini yapayım. Seramik atölyelerinde şöyle bir durum var; eğer göz önünde bir ürün yaparsanız anında daha kalitesizini, seri üretim şeklinde yapıyorlar” ifadelerini kullandı.
 
Basic Art Ceramic isimli atölyede kendi tasarımlarını alıcılar ile buluşturmaktan dolayı mutlu olduğunu söyleyen Serhat Saygıvar, ürünlerine sosyal medyadan da ulaşabileceklerini dile getirerek herkesi atölyesine davet etti.
 
Gizem Tuğçe BAYHAN