Yaz sıcaklarının yoğun yaşandığı günlerde artan terlemenin, sıvı kayıplarının başında geldiği ve bu dönemde özellikle kronik hastalıkları olan bireylerin, günlük sıvı ihtiyaçlarını karşılama konusunda daha dikkatli olmaları gerektiğine karşı uzmanlar uyarıyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Begüm Kuran, artan sıcaklıklarda su tüketiminin ve sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çekerek, konu hakkında tavsiyelerde bulundu.
 
Haziran ayının son haftasından bu yana artan sıcaklıklar, vatandaşların sıvı tüketimine yönlendiriyor. Özellikle yaz aylarında gerçekleşen aşırı terleme sonrasında kaybolan sıvının yerine konması açısından su tüketiminin önemini vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Begüm Kuran, ayrıca yaz döneminde beslenmeye de dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.
 
Günde en az tüketilmesi gereken su ihtiyacının herkesin bildiği üzere 3 litre olduğunu söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Begüm Kuran, “Terle beraber yoğun sıvı atıyoruz, sıvı atarken aynı zamanda vücut için gerekli, kalp sağlığımız için gerekli tüm mineralleri de idrarla boşaltmış oluyoruz. Bununla beraber çok fazla tüketilen soğuk kahveler veya harareti alması için tüketilen çaylar da diyaforetik etki gösteriyor ve daha da fazla sıvının vücuttan atılmasına neden oluyor. Kilogram başına belirli bir miktarla sınırlamak çokta doğru değil aslında. Bunun nedeni bu kilogramın ne kadarının yağ, ne kadarının su, ne kadarının kas içerdiğini ve hangi dokuların ne kadar sıvıya ihtiyacı olduğunu bilmiyoruz. Bunu hesaplamak yerine daha güncel bir deyimle ‘en az üç litre kullanılmalı’ ve idrar çıkışı kontrol edilmeli. Üç litrenin haricinde her idrardan sonra bir bardak su içilmeli. Bununla beraber her bir çay bardağı boyutundaki çaylar için bir bardak su tüketilmeli. Her Türk kahvesi için iki bardak su tüketilmesi gerekiyor. Su dışında içtiğimiz hiçbir şey suyun yerini almıyor. Ne bir çay ne bir kahve ne bir meyve suyu tam tersi böbreklerin daha hızlı çalışarak vücuttan daha hızlı sıvı atılmasına neden oluyor. O nedenle suyu su olarak tüketmemiz gerekiyor. Metabolizmayı hızlandırmak amaçlı sabahları kahvaltıdan 45 dakika önce genel olarak da yemeklerden 45 dakika önce mide asit sıvısını bazik hale getirmemek adına, bir bardak soğuk su içmeyi tavsiye ediyorum“ ifadelerini kullandı.
 
“ÇOK FAZLA KUTU GIDA TAVSİYE ETMİYORUZ“
Kaybettiğimiz sıvılara karşın tavsiyelerde bulunan ve gazlı içeceklerin altını çizen Kuran, sözlerine şöyle devam etti: “Günde iki tane soda içilebilir. Sabahları ananaslı bir bitki çayı, ananaslı yeşil çayı demleyip soğuk sodayla karıştırabiliriz. Ananaslı bitki çayını demleyip soğutup sodayla karıştırabiliriz. Ya da sevdiğiniz bitki çaylarını sodayla veyahut buzlu bir suyla karıştırabilirsiniz. Bu şekilde tüketebiliriz. Böylelikle soğuk çay yerine meyveli tadında bir içecek elde etmiş olacaksınız. Soğuk çayların içerisinde de tatlandırıcı ve katkı maddeleri olduğundan çok fazla kutu gıda tavsiye etmiyoruz.“
 
“BİZİM İÇİN ŞEKER NE KADAR ZARARLIYSA, TATLANDIRICI ONUN İKİ KATI KADAR ZARAR“
Tatlandırıcı içerikli içeceklerin zararının altını çizen Kuran, “Çok fazla spor yapan bireylerse Churchill (Çörçil) tüketilebilir. Çünkü bu dönemde halen işe gitmeyip evde oturan bireyler var. Kendilerini spora vermiş durumdalar. Devamlı bir sıvı kaybı olduğundan enerji içecekleri yerine daha çok Churchill’ı ben tavsiye ediyorum. Light, zero tarzındaki içecekleri kesinlikle önermiyorum. Çünkü bizim için şeker ne kadar zararlıysa, tatlandırıcı onun iki katı kadar zarar. Bir tatlandırıcı vücuda girdiği zaman,  vücut şeker girmiş gibi harekete geçiyor fakat şeker bulamayınca yağ depolama fazına geçiyor. Normal bir şekerli gazlı içeceğe göre, tatlandırıcılı gazlı içecek özellikle de karın bölgesinde daha fazla yağ depolanmasına neden oluyor“ şeklinde konuştu.
 
“KIZARTMA ZARARLI BİR BESİN PİŞİRME TEKNİĞİ“
Diyetisyen Uzmanı Kuran, yaz aylarının vazgeçilmezi kızartmalarının zararlarına dikkat çeken ve daha sağlıklı bir yöntemini paylaşarak, “Kızartma tam yaz mevsiminin yemeği ama maalesef kızartma zararlı bir besin pişirme tekniği. Bu şöyle yapılabilir; kızartma yapılacak olan yemekteki sebzeleri, zeytinyağı ile ve çok az bir miktar tuzla harmanlayarak fırınlayabiliriz. Genellikle fırında tüketimi daha doğru olur. Köfte tarzı gıdalar kızartmaya daha uygun görülür. Kızartmanın yerine, dolabın alt yerinde çözülmesini bekleyip daha sonra tavaya çok az zeytinyağı koyarak, beyaz veyahut kırmızı et parçasını özellikle granit tavaya koyarsak, biraz ters-düz yaptıktan sonra yarım çay bardağı kadar su ilave ettikten sonra kapadığını kapattığımızda, biraz yumuşak ve kızartma tadını verecek gibi lezzet elde edilebiliyor. Burada şu çok önemli artık fonksiyonel beslenme dediğimiz bir bakış açısı var gündemde. Bu bakış açısına göre de bizim için et yediğimiz yanında bir yemek kaşığı kadar avokado veyahut eti eğer kendimiz hazırlayacaksak bile kekikli ve biberiyeli bir marinede iki saat bekletmek gerekiyor. Vücutta kanserojen maddenin açığa çıkmaması için. Pişirme tekniklerine dikkat ederken, yanında tüketeceğiniz şeylere de özen göstermeliyiz. Mesela kalp hastaları avokadoyu tükettikleri zaman, yanında mutlaka likopen içerikli domatesi tüketmeleri gerekiyor. Çünkü avokado ve domates birleştiklerinde kalp hastalıklarını önleyici tedavi etkisi üç kat artıyor“ söyleminde bulundu.
 
“MEVSİMİNDEKİ MEYVELER AKŞAM EN GEÇ BEŞE KADAR TÜKETİLMESİ GEREKİYOR“
Mevsim meyvelerinin tüketilmesine vurgu yapan Kuran, sözlerini şöyle tamamladı: “Mevsim meyvesini tavsiye ediyorum. Dondurulmuş meyvelerde en az mevsim meyvesi kadar sağlıklı. Mevsimi geçmiş veyahut kurutulmuş meyvelerdense taze meyve veya dondurulmuş meyve tercih edilmelidir. Kurutulmuş meyveler ağır metaller ve bitki ilaçları içerdiğinden kesinlikle tavsiye etmiyorum. Mevsimindeki meyveler akşam en geç beşe kadar tüketilmesi gerekiyor. Çünkü akşam tüketilen meyveler karaciğerde ve göbek bölgesinde yağlanmaya sebep olabiliyor.“
 
Gizem Tuğçe BAYHAN