Tüketim bilincinin yükselmesi amacı ile yola çıkan ‘Tarladan Sofraya’  projesinin ilk basamağı ilerleyen günlerde hayata geçecek. Projenin detaylarını anlatan Çanakkale Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kaya, sosyal farkındalığı çok önemsediklerini ve bu proje ile ‘bilinçli tüketim’ yönünde adımlar atılabileceğini belirtti.
 
Gıda israfının önüne geçmek, bilinçli tüketimi tarladan sofraya, sofradan hayata yaymayı amaçlayan bir adım olan ‘Tarladan Sofraya’ isimli sosyal farkındalık projesi Çanakkale Ziraat Odası’nın meclis toplantısında herkesin oyunu alarak kabul edilmesi sonrasında, projenin amaçları ve detayları hakkında Çanakkale Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kaya açıklamalarda bulundu.
 
“EL GÜCÜ İLE İŞ YAPAN ÜRETİCİLERİMİZİ MAKİNE İLE TANIŞTIRDIK”
Kaya, Ziraat Odası’nın 2019 yılında yapmış olduğu sosyal farkındalık projesine değinerek, “Geçen yıl ikinci dönemde köylerimizde özellikle ufak köylerimizde, makine ekipman kullanımı noktasında destek olmaya karar vermiştik ve yaklaşık 15 tane köyümüze bütçemizin el verdiği kadarıyla makine ekipman göndererek, o köylerde makine ekipmanı tanımayan, el gücü ile iş yapan üreticilerimizi makine ile tanıştırdık. İşin daha hızlı olması amacıyla yardımcı olabilmek için köylere makine ekipman gönderdik. Ayrıca aynı makineyi birlikte kullanmaların önünü açmak için bu projeyi yürüttük ve tamamını odanın bütçesinden karşıladık. Bu proje çok da başarılı oldu. Bu toplantıda da o projenin ne kadar başarılı olduğu, makinelerin köylerde ne kadar kullanıldığını, ne kadar faydalı olduğunu kullanan kişilerden teyit alarak meclisimize de bilgi vermiş olduk. Bizim için önemli ve farkındalık sağlaması açısından kıymetli bir projedir. Projenin bu noktadan sonra yetkili kurumlar tarafından devam ettirilmesi, devletin kurumlarının bu projeyi sahiplenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Biz yine talep olan ve uygun gördüğümüz köylere, makine ekipman noktasında yardım etme kararını da aldık” diye anlattı.
 
“HER BİRİNİN ÇOK ÖZEL HİKAYELERİ VAR”
Makine ekipman desteğinin 2019 yılının projesi olduğunu ve 2020 yılı için yeni bir fikir ile yola çıktıklarını vurgulayan Kaya, “Çok kıymetli gördüğümüz, kendi aramızda çok konuştuğumuz, en son meclis toplantısında da gündeme aldığımız bir konu vardı. Neydi bu konu? Bölgemizde bir sürü ürün yetiştiriyoruz. Bu yetişen ürünlerin de her birinin çok özel hikâyeleri var. Pazardan almış olduğumuz domates, kavun sadece domates veya kavun değil. Aldığımız bir kilo peynir, bir ekmek sadece bu kadar değil. Bunların her birinin çok özel hikâyeleri var ve her birinin üzerinde çok ciddi emek var.  Bu hikâyeleri öğrencilere, velilere, vatandaşlara yani bilmek isteyen herkese bunu anlatma, bilgilendirme çalışması yapmak istedik. Meclisimiz de noksansız ‘evet’ oyu vererek, projeyi yürürlüğe soktuk. İlk adımı meclisten geçirerek yaptık, bundan sonraki adımları da biz ve ilgili kurumlarla hayata geçirerek atacağız” ifadelerini kullandı.
 
“BİZ BU EMEĞİ GÖSTERMEYE ÇALIŞTIK”
Kaya, bu projenin amacını ekmeğin hikayesini anlayarak örneklendirdi: “Sabah bakkaldan almış olduğumuz ekmeğin hikâyesini anlatmamız gerekirse bir yıl önce tohumların toprakla buluşması ile başlıyor. Toprak işleniyor, tohum toprağa atılıyor ve işçilik oluyor. Tohum yeşilleniyor ve bu noktada bitki besleme, hastalıkla mücadele gibi birçok bakım ve işlem yapılıyor. Ürününüz biçilecek aşamaya geliyor ve bu aşamaya geldiğinde bir makine yardımı ile başaklardaki buğday taneleri ayıklanıyor ve üreticimizin römorkuna yüklenerek, depoya götürülüyor. Bir tüccara aracılığı ile bu buğday alınıyor ve fabrikaya gidiyor. Başka yerlerden gelen buğdaylarla birleşiyor, değirmene giriyor ve un olarak çıkıyor. O un fırına geliyor ve işlem görüyor, ekmek haline geliyor. O ekmek ise esnaf aracılığı ile tezgâha çıkıyor ve en son biz tüketici olarak o ürünü bakkaldan alıyoruz. Bu hikâyeyi anlatırken üreticinin ne kadar emeği olduğunun altını çizmek istedik. Sadece ekmek almıyoruz ‘emek’ de alıyoruz. Ekmeğin soframıza gelene kadar bir sürü insanın emeği var. Biz bu emeği göstermeye çalıştık.”
 
“ASLINDA ÜRETİCİNİN EMEĞİNİN ÇÖPE ATILIYOR”
“Burada üreticinin bir ürünü meydana çıkarırken zorluklarla çıkardığının ve belli sorumlulukları olduğunun, temiz bir şekilde üretmesi gerektiği için üreticinin önemli bir iş yaptığının altını çizmek istiyoruz” diyerek projenin amacını anlatan Kaya, “İkinci olarak ise sabah, akşam tükettiğimiz ‘bir dilim kaldığında çöpe attığımız ekmeğin aslında üreticinin emeğinin çöpe atıldığını, kamyon şoförünün, fırıncının emeğinin çöpe atıldığını anlatmak için hazırlamış olduğumuz bir proje. Biz bunu çok küçük bir alanda başlatacağız ama eğer ki ilgili kurumlar da bize destek verirse ve sahiplenirlerse bu projeyi okullarda, farklı ortamlarda kişilere ulaştırmaya, anlatamaya çalışacağız. Bilinçli toplum yetiştirme açısından bu çok kıymetli. Dünyada 7-8 milyar insan yaşıyor ama 1 buçuk milyar insan açlıkla uğraşırken en az 4-5 milyar insana yetecek gıdamız çöpe atıldığı söyleniyor dünya istatistiki verilerine göre. Bunun önüne geçilmesi için biz mantıklı tüketimi oluşabilmesi adına bir adım attık. Bizim ve bizim gibi kurumlarının görevinin bu tarzda farkındalık yaratacak projeleri ortaya çıkarmak olduğunu düşünüyoruz. Çok umut ettiğimiz bir proje ve umarım tüketici de bir şeyler almaya çalışır. Biz de umarım elimizden geldiğince kişiye ulaşıp, bilinçli tüketimin önünü açmış, bu farkındalığı yaratmış oluruz” şeklinde konuştu.
 
“PROJENİN İKİNCİ AYAĞINDA STANT KURARAK DEVAM EDECEĞİZ”
Kaya, “Yaz aylarında da bu projenin ikinci ayağı olarak Çanakkale’nin en işlek yerine stant kurarak devam edeceğiz. Uzun süreler o stantta kalarak bu hikayeleri anlamak isteyen herkese tek tek anlatarak, standımıza gelen kim olursa olsun broşürlerle destekleyerek, gönüllü arkadaşlarımız bu hikayeleri anlatacak. Ne kadar çok kişiye ulaşırsak karlı olduğunu düşünüyoruz. Bu projeyi geliştirerek elimizden ne geliyorsa bu proje ile hayata geçirmeye çalışacağız” dedi.
 
 
Gizem Tuğçe BAYHAN