İntihara eğimli bireyler nasıl fark edilir ve durum söz konusu ise nasıl yaklaşmak gerektiği ile ilgili bilgiler veren Topal, en önemli noktanın konuşmak olduğunu vurguladı.
 
ÇOMÜ Psikolojik Danışmanlık Birimi Uzman Psikolog Serdar Topal, ruhsal problemlerden biri olan intihar konusu hakkında bilgilendirmelerde bulundu. İntiharın çok boyutlu bir kavram olduğunu söyleyen Topal, intihar şüpheleri taşıyan bireylere yaklaşımının önemine dikkat çekti. Topal, bu kişilerle konuşmanın en önemli nokta olduğunu vurgulayarak, “Genellikle insanların kaygılandığı, konuşmaktan çekindiği, konuşursam çok kötü bir şey olur mu diye düşündüğü bir konu fakat aslında konuşmak gerekiyor bunu. Eğer etrafta böyle bir risk taşıdığını düşündüğümüz insanlar varsa, bu kişilere nasıl yaklaşacağımızı bilmek önemli. Doğru müdahale için doğru yaklaşımlar sergilemek lazım” dedi.
 
“KONUŞMAK O KİŞİYİ İNTİHARA SÜRÜKLEMEZ, YARDIM ALMA KONUSUNDA CESARETLENDİRİR”
Topal, “Öncelikle böyle bir durum söz konusuysa, böyle bir şüphe varsa o kişilerle oturup konuşmak için vakit ayırmamız lazım. Onlarla konuşurken de uygun, sessiz bir ortamda gerçekten onlar için ayırdığımız bir zaman yaratıp, onlarla konuşmamız lazım. Yani iki dakika oturup sohbet edelim değil de, onlarla ilgilendiğimizi belli edecek bir konuşma oldukça önemli. Bir diğer önemli konu, eğer şüphelerimiz varsa doğrudan sormamız gerekiyor, intihar etmeyi düşünüyor mu ya da intihar etmek ile ilgili düşüncesi var mı? Genellikle insanlar intiharla ilgili konuşmaktan kaçınırlar, intiharla ilgili konuşursak acaba intihar aklına gelir mi gibi, aksine konuşmak insanları rahatlatıyor. Konuşmak insanların sorunlarını farkına varmasına, farkındalık yaşamasına yardımcı oluyor ve konuşulduktan sonra o kişinin bir sağlık kuruluşuna başvurmasına ve destek almasının önünü açıyoruz aslında. Bu tür şeyleri konuşmakta fayda var. Aslında o kişinin sorununu kabullenmede ilk adım aslında.  Bizimle konuşuyorsa bu kişi yardımımıza açık olduğu anlamına gelir ve yardım alabileceği yerlere yönlendirebiliriz. Asıl temel amaç da bu olmalı, o kişiyi yardım alabileceği gerekli yerlere yönlendirmek. Yani intiharla ilgili konuşmak o kişiyi intihara sürüklemez aksine yardım alma konusunda hem cesaretlendirir hem de problemin farkına varmamızı sağlar” ifadelerini kullandı.
 
“ÇARESİZLİK HİSSİNİ ANLADIĞIMIZI HİSSETTİRMEMİZ LAZIM”
Söz konusu kişi ile konuşurken mutlaka içinde bulunduğu zorlukları anladığının hissettirilmesi gerektiğini belirten Topal, “Problemleri küçümsemek, problemleri reddetmek, problemleri başkalarıyla kıyaslamak ‘senin ne derdin var ki’ gibi, problemi görmezden gelmek çok sağlıklı bir yaklaşım olmaz. Düşüncenin şiddeti ne olursa olsun mutlaka her türlü söylemi mutlaka ciddiye almak ve mutlaka o kişiyle empati kurarak, o kişinin yaşamış olduğu duyguyu anladığımızı hissederek dinlemeyi başarmamız lazım. Küçümsemek, reddetmek, görmezden gelmek gibi yaklaşımlar çok sağlıklı sonuçlar vermiyor. Bundan kaçınmamız lazım. Tutamayacağımız ya da gerçekçi olmayan vaatlerde de bulunmamak lazım. Bazen kişi çok panikler ve gerçekçi olmayan vaatlerde bulunabilir. ‘Bunlar geçecek’ gibi cümleler karşımızdaki insan için çok bir anlam ifade etmiyor, tartışmaya girmemek gerekiyor bu kişilerle, o durumda kişinin kendini suçlu hissetmesine gerek yok çünkü zaten kendini kötü hisseden birisi. Bu tür kavramlardan uzak durmayı başarmak gerek. O kişiyle empati kurmamız, o kişinin içinde bulunduğu durumu anlamaya çalışmamız ve o çaresizlik hissini anladığımızı hissettirmemiz lazım. Bir kişiye yardımcı olmak istiyorsak gerçekten o kişinin ne hissettiğini anlamamız lazım ve bunu ona hissettirmemiz lazım. Eğer bu kısım eksik kalırsa ‘beni kimse anlamıyor’ diyen bir kişi ile iletişim kurmak kolay olmayabilir” diye anlattı.
 
“TAVSİYE VERMEK YERİNE ONUNLA BİRLİKTE ÇÖZÜM YOLLARINI ARAŞTIRMAK”
Topal, bu kişilerle iletişimin nasıl kurulması yönünde yol haritasını şu şekilde paylaştı: “Yaşadığı zorlukların neler olduğunu sorabiliriz. Yargılamadan, söz kesmeden, onu anlayarak, bakışlarımızla onu dinlediğimizi hissettirerek ve onun her zaman yanında olacağımızı hissettirerek dinlemeyi başarmamız gerekir. Sorunları küçümsemek, söz kesmek, başkalarıyla kıyaslamak gibi davranışlardan uzak durmamız lazım. Tavsiye vermemek bir diğer önemli nokta. Çok sık yaptığımız hatalardan birisi, tavsiye vermek yerine onunla birlikte çözüm yollarını araştırmak çok daha sağlıklı olabilir çünkü önemli olan kişinin intihar dışındaki seçenekleri bulmasına yardımcı olmaktır aslında. O, seçenekleri bulmakta zorlanıyordur; biz bu süreçte diğer seçenekleri bulma konusunda yardımcı olabiliriz. Bu bağlamda tavsiye vermek yerine bu tarz yaklaşık yararlı olabilir ve yardım isteyen bu kişiye yardım edebileceğimizi hissettirmemiz lazım. Buradaki temel amaç, bu kişiyi öncelikle sağlık kuruluşlarına başvurmak konusunda yüreklendirmek ve sorununa ilişkin ona destek olduğumuzu hissettirmek.”
 
“YARDIM KONUSUNDA CESARETLENDİRMEK YARARLI OLACAKTIR”
“Yaşadığı sorunlarla ilgili nasıl bir desteğe ihtiyaç olduğunu anlamaya çalışmak da önemli bir nokta ve bu konuda neler yapılabileceğini araştırmak” diyen Topal, ”Bu bir psikolog olarak, ruh sağlığı uzmanı olabilir, bu ihtiyacı olan başka bir şey olabilir, bu her ne ise sorunun ne olduğunu anlamaya çalışmak yararlıdır. Yine önemli bir diğer nokta, eğer ciddi düzeyde bir düşünce ise bu, planlanmışsa bunu sır olarak saklamayacağınızı, bu konuda onun da onaylayacağı ve güvendiği kişilerle paylaşmanın yararlı olacağı düşündüğünü söylemek ve bu yardım konusunda cesaretlendirmek yararlı olacaktır. Bütün amacımız o kişiye yalnız olmadığını hissettirmek ve o kişiye başka seçeneklerin söz konusu olduğunu göstermek ve destek almak konusunda yüreklendirmek olmalı. Yalnız kalmamasını sağlamak gerekiyor, gerekirse biz yanında kalabiliriz, yanında birilerinin olmasını sağlayabiliriz. Yalnız kalması sıkıntılı olabilir, eğer böyle bir durum seziyorsak o kişinin yalnız kalmaması yararlı olacaktır. Mümkünse o kişinin kendisine zarar verebilecek araçlardan uzak durmasını sağlamak yararlı olacaktır” şeklinde konuştu.
 
RİSK FAKTÖRLERİ NELER?
Kişilerde, bu konuda risk faktörlerini sıralayan Psikolog Topal, “Daha önceden bir girişimi olması bir risk etmeni olarak karşımıza çıkıyor. Kendisine zarar verebilecek olan şeylere rahat ulaşabiliyorsa bu da ciddi bir risk etmeni. Kronik hale gelmiş ekonomik sorunlar, kronik hale gelmiş ilişki problemleri, iletişim sorunları, bunların dışında sosyal destek kaynaklarının azlığı aileden ve arkadaşlardan alınan çünkü kişi içine kapanır, kişinin yaşamındaki travmatik yaşantılar, travmalar bu duruma sebep olabilir, madde bağımlığı ya da majör depresyon dediğimiz durumlar ciddi risk faktörleridir. Bu faktörler mutlaka bu kişilerin intihara yöneleceği anlamına gelmiyor, bunlar risk faktörü. Bunların olması sadece riski aktarıyor. Ama bunların mutlaka aklımızda bulunması lazım. Risk oluşturan bir diğer durum, sosyal medyada ve medyada intihar ile ilgili haberlerin yaygınlaştığı dönemler ciddi risk faktörü. Ekonomik kriz dönemleri yine ciddi bir risk faktörü. Kişinin ayrımcılığa uğraması, dışlanması gibi ruh sağlığı üzerinde olumsuz etki yaratabilecek durumlar söz konusu olduğunda risk faktörlerinden söz ederiz” dedi.
 
“ÖNCESİNDEN SİNYALLERİNİ ALMAMIZ MÜMKÜN”
“İnsanlar bir anda karar verip, bir anda intihar etmiyorlar aslında. Bunun öncesinden sinyallerini almamız mümkün” diyen Topal, kişilerde bu durumu fark edebilmek içinse şu belirtilere dikkat çekti: “Eğer olaya ciddi bir yaklaşırsak ve aynı zamanda karşımızdaki kişiyi tanımaya ve anlamaya çalışırsak, bu konuda çeşitli sinyaller verdiklerini söyleyebiliriz. İntihar etmeyi istediğini söylemesi önemli bir sinyaldir, bazı insanlar açıkça bunu söylerler. Bazı insanlar bunu küçümserler ama biz bu tür söylemlerin ciddiye alınması gerektiğini söyleriz. İntihar edenlerden övgüyle bahsedilmesi önemli bir faktördür. İntihar ile ilgili planlar yapmak, takıntılı bir şekilde intihar ve ölüm hakkında konuşmak, ölümü yüceltmek, çözüm olarak görmek, yakın aile bireylerinden intihar eden kişilerin olması bir faktördür, intihar yöntemlerini araştırması, sık sık çaresizlikten söz etmesi, bir anda içe doğru çekilmesi, davranışlarında fark edebildiğimiz ama anlam yükleyemediğimiz anlık değişikliklerin olması, günlük işlerini yapamayacak şekilde içine kapanması, sık sık hayatın anlamsızlığını vurgulaması, hiçbir şeyin değişmeyeceğini ifade etmesi durumlar, kişinin böyle bir riski de söz konusuysa sinyal olarak değerlendirilebilir. Bunları seziyorsak, görüyorsak o kişiyle konuşmak ve o kişiyi sağlık merkezine ya da psikolojik destek birimine yönlendirmek yararlı olacaktır.”
 
“MEDYAYA BU KONUDA ÇOK ÖNEMLİ BİR SORUMLULUK DÜŞÜYOR”
Topal, intihar ile ilgili medyada çıkan haberlerin yayınlanmasında çok dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Aslında bu çok ciddi bir sorun, bu konuda gerekli hassasiyetin gösterilmediğini düşünüyorum. Bu konuda hassasiyet göstermenin çeşitli sebepleri var. Birden fazla faktörden söz edebiliriz. Dünya sağlık örgütü bu konuda önemli bir kriter belirlemiş aslında. Bir kere intihar çözüm yolu olarak sunulmamalıdır haberlerde. Çeşitli başka etkili çözüm yolları olduğu, bunlara ulaşamama durumunda bunun ortaya çıktığı özellikle vurgulanmalı. Sanki bir sorunu varmış ve o sorununa çözüm yolu olarak sunmak sağlıklı bir haber verme biçimi değil, dikkat etmek gerekiyor. Haberlerde, bireylerin intihar düşünceleri ile baş etmelerine yardımcı olacak kurumlar, destek merkezleri, kişiler ve diğer seçenekler mutlaka anlatılmalı. Medyanın, basın kurumlarının bunları ilk sayfadan resimli, renkli, yöntemlerini de açık bir şekilde anlatarak vermemesi lazım. Olabildiğince ayrıntıya girmemek önemli, o ayrıntılardan kaçınmayı başarmak gerekiyor ama maalesef günümüzde bunu çok göremiyoruz. Olay gizemli veya romantik bir davranış olarak görülmemeli. Bu da sağlıklı bir yaklaşım değil. Medyaya bu konuda çok önemli bir sorumluluk düştüğünü söyleyebiliriz” diye konuştu.
 
“PAYLAŞTIĞIMIZ HABERİN NE TÜR ETKİ YARATACAĞINI FARKINDA OLMAMIZ LAZIM”
Sadece medyanın değil sosyal medya kullanıcısı olan her bir bireyin de bu konuda sorumluluk taşıdığını söyleyen Topal, kişilerin dikkat etmesi gerektiği noktaları şu şekilde vurguladı: “Medyanın sorumluluğundan daha çok bizim sorumluluğumuz devreye giriyor. Hepimizin bu konuda sorumluluğu var ve bunun bilincinde olmak çok önemli. Öncelikle şunu bilmek lazım; Dünya Sağlık Örgütü’nün de gösterdiği veriler var. İntihar haberlerinin veriliş biçimlerine dikkat edilmediğinde intihar girişimlerinin arttığına ilişkin bulgular var ve bu tür haberlerden sonra benzer yöntemler yol gösterici olabiliyor. Biz medyayı belki bir yere kadar kontrol edebiliriz ama sosyal medyayı kullanan diğer bireyleri nasıl etkileyebiliriz diye sormak çok önemli bir hale geliyor. Paylaştığınız her görüntü her haber her ayrıntı hem kişinin mahremiyetine hem de kişilik haklarını ihlal ediyor. Bunun farkında olmamız lazım. Bir ikincisi paylaştığımız haberin ne tür etki yaratacağını farkında olmamız lazım. ‘Bunu paylaşıyorum ama bu nasıl bir etki yaratacak’ diye düşünmek ve önceden bu konu hakkına fikir sahibi olmak çok önemli. Ayrıntıya girmeden, yöntemlerden uzak durarak ve kişinin mahremiyeti ile kişilik haklarına saygı göstererek belki bunu paylaşmak yararlı olur. Bir de bu tür görüntülere aslında toplumdaki birey de bakmaması lazım. Bazı şeyler bizim ruhsal olarak üstesinden gelemeyeceğimiz şeyler. Bazı şeyleri de merak etmemek gerekiyor çünkü bazı görüntüler travmalara sebep oluyor.  Hem kendimizi korumak hem de toplumun ruh sağlığına yönelik ince noktayı kaçırmamamız gerekiyor.”
 
“SIKINTILI ZAMANIMIZDA YANIMIZDA BİRİNİN OLACAĞINI BİLMEK BİZE ÇOK İYİ GELİR”
Bu durum koruyucu faktörlerin de olduğunu söyleyen Topal, “Bir psikolojik sorun yoksa bu koruyucu bir faktör. Yine bireyin çalışıyor olması ekonomik durumda olması bir faktör. Gebelik veya evde bir çocuğun olması, aileye karşı bir sorumluluk duygusu olması koruyucu faktör. Tabi koruyucu faktörün olması, bu kişinin asla böyle bir şey düşünmez anlamında söylemiyoruz ama koruyucu bir etki yarattığını söyleyebiliriz. Kuvvetli dini inancının olması, yüksek düzeyde yaşam doyumunun olması kişiyi koruyan bir diğer faktör, kişinin yaşamdaki işlevselliğinin yüksek olması önemli bir faktör, olumlu bakış açısına sahip olması, problem çözebilme becerisinin yüksek olması yine önemli bir faktör olarak değerlendiriyoruz. Yine kişinin hem sosyal desteğinin hem de algılanan sosyal desteğinin yüksek olması. Sosyal destekten kastımız, kişinin ailesinden ve arkadaşlarından aldığı destek. Bu çok önemlidir. Bu birçok psikolojik hastalığa karşı bizi koruyan bir faktördür. Herhangi sıkıntılı zamanımızda yanımızda birinin olacağını bilmek bize çok iyi gelir. Kendimizi güçlü, güvende, rahat, huzurlu hissederiz ve bunun en etkili olacağı yer ailemiz ve arkadaşlarımız. Sosyal ağın geniş olması bu anlamda çok önemli. Bir de algılanan sosyal destek var. Yani kişinin kendi sosyal desteği nasıl algıladığı, farkında olup olmadığı çok önemli. O yüzden bu tür durumlarda sosyal desteği yükseltmek çok ciddi bir koruyucu faktör. İletişimin kaliteli olması önemli.  Karşımızdaki kişiyle iletişimimizde anlaşıldığını hissetmesi, kişinin güvenilir olarak algılanması ve onun yanında kendini rahat hissetmesi oldukça önemli” dedi.
 
“DENGEYİ SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE KURMAMIZ LAZIM”
Topal, her bir birey için kendi psikolojik durumunu daha iyi hale getirmek için neler yapabileceğine değinerek, “İntihardan bağımsız olarak psikolojik durumumuzu güçlendirmek için hobiler önemli bir faktör. Hobilerin dışında öncelikle kendimizi tanımak, kendimizin farkında olmak çok önemli. İkincisi kişinin günlük yaşamda yapmak zorunda olduğu şeylerle, yapmaktan keyif aldığı şeylerin bir dengesini kurması. Sorumluluklarımız var günlük yaşamda ama aynı zamanda isteklerimiz, beklentilerimiz, hayallerimiz de var. Bu dengeyi kurmak çok önemli, bu denge koşullara göre değişiklik gösterebilir ama aslında yaşam dediğimiz şey hem biyolojik hem de psikolojik açıdan bir denge üzerine kurulu. O denge bozulduğu zaman sıkıntı yaşıyoruz. O yüzden dengeyi sağlıklı bir şekilde kurmamız lazım. Günlük yaşamımızda sorumluluklarımızın dışında hobilerimizin olması, uğraşılarımızın olması, iyi arkadaş ilişkilerimizin olması, aile ilişkilerimizin nitelikli olması, duygusal paylaşımlarımızı çok rahat yapabileceğimiz, güvenebileceğimiz insanların olması, bunlar bizim psikolojik sağlığımızı güçlendiren faktörler. Yine bazı becerilere sahip olmak, bu becerilerin başında, kendimizi ifade edebilmek, hayır diyebilmek, sıkıntılarımızı paylaşabilmek, rahatça ifade edebilmek gerekiyor, bu anlamda bunlar önemli. Bu becerileri güçlendirmek, bu becerilerin daha etkili hale gelmesi için de aktif hale gelmesi lazım. Problem çözmek bu becerileri güçlendiren, arttıran en önemli faktördür. Bu yüzden bazı çözülebilen problemler bizim için biraz şanstır. Onları çözdüğümüzde problem çözme yeteneğimiz gelişiyor, özgüvenimiz gelişiyor, bunlar artınca iyimserliğimiz artıyor. Bunlar diğer insanlarla iletişimimizin daha güçlü olması daha güvenilir olmak ve algılanmak anlamına geliyor ve bunlar da doğal olarak ruh sağlığımızı olumlu yönde etkileyen faktörler” ifadelerini kullandı.
 
“İNSANLARIN MAHREMİYETLERİNİ VE KİŞİLİK HAKLARINI GÖZETELİM”
Topal son olarak intiharın çok hassas bir konu olduğunu dile getirerek, vatandaşlara şunları söyledi: “Hepimize düşen sorumluluklar var ve bu olaya mutlaka sosyal medya üzerinden, medya üzerinden paylaşım yaparken lütfen insanların mahremiyetlerini ve kişilik haklarını gözetelim. Toplumun diğer bireylerin bizim farkında olmadığımız kişilere yönelik ne tür etkiler yaratabileceğinin farkında olalım, bu bilinçle yaklaşalım. Bu durumu sezdiğimizde çevremizde herhangi bir kişide o kişiyle konuşmak ve o kişiyi mutlaka psikiyatrik bir destek konusunda yüreklendirmek ve yanında olduğunu hissettirmek çok önemli. Üzerimize düşen bu sorumlulukları yerine getirdiğimizde aslında birçok şeyi engellemeyi başarabiliriz diye düşünüyorum.”
 
Gizem Tuğçe BAYHAN