Doğu Biga Madencilik Proje Müdürü ve Şirket Sözcüsü Çağın Şen, Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni işletme izni yenileme sürecinde yaşanan gecikme nedeniyle zorunlu kalınarak alınan çalışan sayısını azaltma kararı ve yaşanan son gelişmeleri düzenlediği basın toplantısında paylaştı. Türkiye’de şuanda çalışan 15 tane altın madeni olduğunu ve bunların hepsinin son 20 yılda açıldığını aktaran Şen, “Türkiye bu konuda dünyada en çok madenin açıldığı ülke konumunda. Bu da aslında hem ülke olarak potansiyelimizi, nerelere gidebileceğimizi gösteren çok önemli bir dinamik. Bizde bu kampsam da en kısa sürede ruhsat yenileme sürecimizin tamamlanacağını ümit ediyoruz. Bu vesileyle de iş akdine ara verdiğimiz arkadaşlarımızı tekrardan ailemize katıp, yolumuza devam etmek niyetindeyiz” dedi.
 
Geçtiğimiz gün yapıkları yazılı açıklamayla ruhsat yenileme işlemlerinin gecikmesinden dolayı Kirazlı projesinde işgücü azaltımına gittiklerini hatırlatan Doğu Biga Madencilik Proje Müdürü ve Şirket Sözcüsü Çağın Şen, basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.  Şen, bu noktaya nasıl gelindiğini ve önlerindeki dönemle ilgili planlar hakkında bilgiler vererek, “Madencilik çok meşakkatli bir süreç. Dünya ortalamasında bir madenin keşfinden, o madenin ekonomiye kazanılmasına üretime kadar geçen süre yaklaşık 15-20 yıl civarında. Madenler hepinizin bildiği üzere bulunduğu yerde çıkarılmak zorunda olan bir iş kolu. Bu nedenle çoğu zamanda şehir merkezinden uzakta, dünyanın ücra yerlerinde icra edilen bir meslek. Bu da ona ayrı bir zorluk katıyor. Kirazlı Projesinde de Doğu Biga Madencilik olarak bu meşakkatli süreci proje hazırlığı, yasal izinler gibi bütün süreçleri başarıyla tamamlayarak Mayıs ayında ilk kazmayı sahada vurduk, çalışmalarımıza başladık. Bizleri yine o zamanda çok üzen, hiçbir gerçeğe dayanmayan büyük bir manipülatif kampanyanın sonucunda, özellikle sosyal medya üzerinde başlayan ve yanlış bir bilgilendirme ekseninde büyüyen bir kampanyanın sonucu olarak Temmuz ayında herkesin malumu olan protestoların olduğu bir süreç başladı. Bu dönemde şirket olarak biz çalışmalarımıza ara verdik. Sahadaki inşaat çalışmalarını durdurduk. Ekim ayına geldiğimizde, 13 Ekim işletme ruhsat süremizin yenilenmesi gereken son gündü. Ruhsatın yenilenme sürecinde bir gecikmeyle karşı karşıya kaldık. Bu da bizim inşaat faaliyetlerini sahada resmi olarak da durdurmamız gerekliliğini doğurdu. Bu nedenle de 13 Ekim’de de günümüze kadar olan süreçte de inşaat çalışmalarımıza ne yazık ki devam edemedik. Bu süre zarfında almış olduğumuz üzücü karar hepimizi derinden yaralayan, çok değerli arkadaşlarımızla beraberliğimize ara vermemizi gerektiren bir olay yaşadık. Ara vermemiz kelimesini özellikle vurgulamak istiyorum. Çünkü burada bu arkadaşlarımızı en kısa zamanda tekrardan bir araya gelip, işlerimize kaldığımız yerden devam etme arzusundayız. İiş akdini feshetmek zorunda kaldığımız bütün arkadaşlarla izin sürecini tamamlamamızın ardından tekrardan hepsini istihdam edip, sahada faaliyetlerimize ivedilikle devam edeceğiz. Bunu kendilerine konuşmalarımızda kendilerine bu şekilde tebliğ ettik. İçlerinde çok değerli yöneticilerimiz var, konusunda uzman arkadaşlarımız var, mühendis arkadaşlarımız var. Türkiye’nin dört bir yanından aileleriyle buraya gelmiş ve burada bir düzen kurmaya çalışmış arkadaşlarımızla yollarımızı ayırmak zorunda kaldık. Çoğunluğu civar köylerden olan işçi arkadaşlarımız var. Bunlarla yollarımızı ayırmak zorunda kaldık. Çok yakın zamanda 30 kişilik eğitim grubumuz vardı. Bu arkadaşlara özellikle işletme döneminde, iş güvenliği alanlarında, temel madencilik eğitimi alanlarında çok önemli eğitimler verdik. Geçtiğimiz 3 ay içerisinde sıfırdan bölgedeki insanları böyle bir eğitim programına tabi tuttuk. Üzülerek bu arkadaşlarımızla da, yetiştirdiğimiz insan gücüyle de bir ara vermek zorunda kaldık. Önümüzdeki dönemle ilgili şirketin Kirazlı Projesinde ve Türkiye’deki yatırımlarında herhangi bir değişiklik bulunmuyor. Bunlar dünyanın her yerinde, madencilik projelerinde bu tip gecikmeler, bu tip sancılı dönemleri bizler yaşadık. Dünyanın her yerinde de yaşanamaya devam ediyor. Biz bunlarında çok kısa sürede atlatılacağını ümit ediyoruz” dedi.
 
“TÜRKİYE’DE ŞUANDA ÇALIŞAN 15 TANE ALTIN MADENİ VAR”
Geçtiğimiz hafta Dünya Madenciler Günü’nü kutladıklarını anımsatan Şen, “Bu vesileyle diğer madenci dostlarımızla birlikteydik. Benim özellikle not aldığım bir istatistik paylaştılar. Türkiye’de şuanda çalışan 15 tane altın madeni var. Bunların hepsi son 20 yılda Türkiye’de açıldı. Son 20 yılda dünyanın hiçbir yerinde 15 tane altın madeni açılmadı hiçbir ülkede. Türkiye bu konuda dünyada en çok madenin açıldığı ülke konumunda. Bu da aslında hem ülke olarak potansiyelimizi, nerelere gidebileceğimizi gösteren çok önemli bir dinamik. Bizde bu kampsam da en kısa sürede ruhsat yenileme sürecimizi tamamlanacağını ümit ediyoruz. Aynı zamanda beklentimiz de o yönde. Bu vesileyle de iş akdine ara verdiğimiz arkadaşlarımızı tekrardan ailemize katıp, yolumuza devam etmek niyetindeyiz” diye konuştu. 
 
“ALTERNATİF BİR DENETİM MEKANİZMASINI HEP BİRLİKTE OLUŞTURALIM İSTEDİK”
Bir çağrılarını da yenilemek istediklerini ifade eden Doğu Biga Madencilik Proje Müdürü ve Şirket Sözcüsü Çağın Şen şöyle devam etti; “Bu protestolar döneminde gerek Çanakkale Belediyemizin, gerekse birçok sivil toplum örgütü, bu protestolar özelinde oldukça fazla göz önündelerdi, bu sürecin içindelerdi. Biz sayın belediye başkanımızı ziyaretimizde kendisine ve belediye başkan yardımcılarına bir arzumuzu, bir taahhüdümüzü yineledik. Biz dedik ki; içinde sivil toplum örgütlerinin de olduğu, Çanakkale Belediyemizin olduğu, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden ya da konusunda başka uzmanlarında olduğu alternatif bir denetim mekanizmasını hep birlikte oluşturalım. Biz şuana kadar Temmuz ayından beri 9 ayrı denetimden geçtik, içinde birçok kamu kurumunun olduğu. Bugüne kadar sahada yapılan hiçbir faaliyette bir uygunsuzluğa, herhangi yasalara aykırı bir davranışta bulunmadığımıza dair bunların hepsi belgelendi, tutanak altına alındı. Geçtiğimiz 9 yıllık süreçte ÇED’lerimizi dava edildi. Bunlarla ilgili iki ayrı bilirkişi heyeti oluşturuldu. Hem Danıştay sürecinde, hem Çanakkale idare mahkeme sürecinde konusunda uzman iki ayrı heyet oybirliği ile ÇED raporunun yeterli olduğu yönünde görüşlerini belirtti. ÇED sürecinde de 18 tane kurulun oy birliğiyle alınmış bir karar. ÇED, oy çokluğu ile alınan bir karar da değil, oy birliğiyle. Bütün bakanlıklar ve bunların ilgili taşra teşkilatları, Çanakkale’deki kamu kurumları bu sürecin de bir parçası. Bütün bunlara rağmen hala eğer böyle bir endişe varsa, gelin dedik böyle bir komisyonu birlikte kuralım. Bu bence çok önemli. Çanakkale Belediyesi’nin mutlaka bu komisyon içerisinde yer alması lazım. Özellikle Atikhisar özelinde başkan beyin çok büyük bir hassasiyet var. Saygıyla karşılıyorum. Bu konuda bütün teknik çalışmalar ÇED sürecinde tartışılmış olsa da biz bundan sonraki denetimlerin alternatif denetim mekanizması ile de birlikte yapalım. Nasıl bir kamu kurumu gelip herhangi bir dereden bir su numunesi alıyorsa, bu kurduğumuz komisyonda gelip aynı anda bir numune alsın. Hem kamu kurumlarının yaptığı denetim sonuçlarını, hem de kurduğumuz bu alternatif komisyonun sonuçlarını sizlerle aynı anda paylaşalım. Burada bir yanlışımız varsa, uygulamada bir hata varsa son derece şeffaf bir şekilde bu komisyonla birlikte sahadaki bütün çalışmaları yerinde denetleyelim. Birlikte kamuoyuna paylaşalım.”
 
“BU SÜREÇTE İSTİHDAM EDİLMELERİNE DAİR BİR SORUMLULUĞU ÜSTLENECEKSE, BİZ BUNDAN SADECE MUTLULUK DUYARIZ”
Doğu Biga Madencilik Proje Müdürü ve Şirket Sözcüsü Çağın Şen, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Sosyal medyada 200 işçiye Çanakkale Belediyesi’nin sahip çıktığı ve iş imkanı sağlayacağına dair söylemlerin olduğuna ilişkin görüşleri sorulan Şen, “200’ün üzerindeki arkadaşımızın aslına büyük bir çoğunluğunun yasal olarak herhangi bir tazminat alması söz konusu değil. Ama şirket bu konuda da bir özveride bulundu. Özellikle bu kış döneminde, önümüzdeki birkaç aylık süreçte bu izin sürecini başarılı bir şekilde tamamlayacağımızı düşündüğümüz bu dönemde bir mağduriyet olmaması için şirket bu konuda bir özveride bulunarak, onlara en azından bu süre içerisinde finansal anlamda rahat etmelerini sağlayacak bir tazminat ödemesi de yaptık. Çanakkale Belediyemiz de eğer bu tip bir mağduriyeti giderme yönünde bu süreçte istihdam edilmelerine dair bir sorumluluğu üstlenecekse, biz bundan sadece mutluluk duyarız” ifadelerini kullandı.
 
“NEDEN ACABA SADECE ALAMOSGOLD ÜZERİNDE GİDİYOR?”
Bölgede Lapseki’de işletmeye geçen, Koza’nın Atikhisar yakınlarında çalışması ve Eczacıbaşı gibi başka maden şirketlerinin de bulunması rağmen, tepkilerin sadece AlamosGold’un üzerinde yükselmesinin nedeninin sorulması üzerine ise Şen; “Bu benim kişisel olarak cevabını en çok merak ettiğim sorulardan biri. Hem de aslında kurumsal anlamda şirket olarak da cevabını en çok öğrenmek istediğim konulardan biri bu. Ben de aslında aynı soruyu her gün soruyorum. Neden acaba sadece AlamosGold üzerinde gidiyor? Ben de bilmiyorum” cevabını verdi.
 
“BUNDAN SONRAKİ SADECE İDARİ BİR SÜREÇ”
Ruhsatın yenilenmesinin gecikmesinin şirketin geç başvurusu veya başka sebeplerden mi kaynaklanmasıyla alakalı soruya da Şen, “Aralık 2018’de biz ruhsatlarımızın temdidi için başvurduk. Bu da aslında ruhsat temdit başvurusu için çok da makul bir süre. Tabi burada bürokratik işlemlerde bazı gecikmeler yaşanabiliyor. Burada çok özel bir durum olduğunu ben düşünmüyorum. Başvurumuzu yeterince vaktinde yaptık. Yenileme başvurularında bir komisyon süreci vardır. Yani bir ruhsatın temdit edilmesi için yasada belirtilmiş olan bazı şartlar vardır. Öncelikle bu şartların yerine getirilmesi gerekir. Ardından sahada bir denetleme, bir komisyon süreci olur Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün (MAPEG). Yine aynı şekilde bizim başvurumuzun üstüne MAPEG heyeti de sahada gerekli incelemelerde bulunmuştur. Burada temdide engel bir husus olmadığı yönünde onlarında yazılı bir raporu mevcuttur. Yani bundan sonraki sadece idari bir süreç” dedi.
 
Ersan KÜÇÜKKURU