TBMM’de HDP’li dört belediyeye kayyum atanması konusunda AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ile HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan arasında kayyum tartışması yaşandı. Turan, meclis oturumunda yaptığı konuşmada Kurtulan’a cevap vererek, “Siz hangi hakla, hangi yetkiyle kendinizi Kürtlerin temsilcisi olarak düşünüyorsunuz. Biz Kürt düşmanıysak siz insan düşmanısınız. Biz 82 milyonu beraber değerlendiriyoruz. Bir adım atarken ister kayyum ister mesele bunları yaparken bunlar Kürt mü, Türk mü diye bakmıyoruz, bu yaklaşım yanlış, bir daha söylüyorum;  kayyum atamasını teknik olarak eleştirebilirsiniz ama buna Kürt düşmanlığı diyemezsiniz” diyerek sert konuştu.
 
Turan, konu hakkında görüşlerini belirtmek amacıyla söz alarak, “Sayın Grup Başkanvekilinin ifade ettiği işkenceyle ilgili konuyu dün uzun uzadıya konuştuğumuzdan, Bakanımızın verdiği bilgileri paylaştığımızdan dolayı tekrar girmek istemiyorum ama işkenceyle ilgili durduğumuz yer aynı yerdir. Fakat bunun yanında şunu da ifade etmek isterim; Grup Başkanvekilinin kayyum atamalarından yola çıkarak Kürtlere karşı bir operasyon olduğunu ifade etmesini bir haksızlık olarak düşünüyorum. Kayyum atamasını beğenirsiniz, beğenmezsiniz; kayyum ataması terörle mücadele bağlamında anayasal bir tedbirin idarece kullanılması meselesidir. Bunu eleştirebilirsiniz. Fakat bu meseleyi eleştirirken ‘Kürtlere karşı operasyon’ derseniz bu, büyük bir itham, büyük bir haksızlık olur. Bunu tümden reddediyoruz. Bizim için 82 milyon kardeşimizin, vatandaşımızın eşitliği söz konusudur. Bir adım atarken, oradaki insanlar Kürt müdür, Türk müdür diye bakmak aklımızdan dahi geçmez ama terörle mücadelemizde tabii ki yasaların verdiği tüm hakları kullanmak bizim görevimiz”  dedi.
 
“BİZ KÜRT DÜŞMANIYSAK SİZ İNSAN DÜŞMANISINIZ”
Turan, konuşmasının ardından söz alan HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan’a cevap vererek, “Az önce büyük bir hüzünle, şaşkınlıkla dinlediğim Sayın Grup Başkanvekilinin yaklaşımını a’dan z’ye reddediyorum. Bu dil meclisin dili değil; Kürt düşmanı, irade hırsızları. Bunlar, bu meclisin mehabetine yakışan ifadeler değil. Bir defa şunu söyleyeyim; ‘Kürt düşmanı’ diyorsunuz, sizin toplam vekilinizden daha çok Kürt milletvekili AK Parti’de var kardeşim. Siz hangi hakla, hangi yetkiyle kendinizi Kürtlerin temsilcisi olarak düşünüyorsunuz. Biz Kürt düşmanıysak siz insan düşmanısınız. Biz 82 milyonu beraber değerlendiriyoruz. Bir adım atarken ister kayyum ister mesele bunları yaparken bunlar Kürt mü, Türk mü diye bakmıyoruz, bu yaklaşım yanlış, bir daha söylüyorum;  kayyum atamasını teknik olarak eleştirebilirsiniz ama buna Kürt düşmanlığı diyemezsiniz” ifadelerini kullandı.
 
“SİZ KÜRTLERİN VEKİLİ DEĞİL, KANDİL’İN VEKİLİSİNİZ”
 “Kaldı ki Kürtlerle ilgili yapılan işleri, adımları şimdiye kadar ne kadar mesafe alarak yaptığımızı siz biliyorsunuz” diyen Turan, şunları söyledi: “Siz Kürt düşmanı diyerek aynaya baksanız mahcup olursunuz. Kürtlerin hiçbir hakkını savunmadan, sadece bir terör örgütünün hakkını savunarak Kürt dostu olamazsınız. Kürtlerin dostunun düşmanın kim olduğunu herkes biliyor. Siz Kürtlerin vekili değil, Kandil’in vekilisiniz. Siz Kürtlerin değil, PKK’ya göz kırpanlarsınız, bunu öğrendik artık. Bakınız, şimdiye kadar belediye başkanlığı makamına otururum deyip de güya halkın iradesine saygı gösterdiğini iddia ederek adım atarken. Ama aynı şekilde eş başkanlık atamasını Kandil’den yapan sizsiniz, hangi egemenlik? Egemenlik milletindir, tartışmasız. Halkın dediği baş tacıdır, tartışmasız. Ama halkın dediğini, iradesini siz bir örgüte, Kandil’e peşkeş çekerseniz, halkın verdiği yetkinin yanına bir başka başkan koyarsanız bu millet size hayır der. Şimdiye kadar her şeyi söylediniz; iftira var, hakaret var, itham var, ağzımızı açmıyoruz, kürsüden konuşuyoruz ama buraya çıktığımızda bağırıyorsunuz. Bu bile sizin konuya ne kadar uzak olduğunuzu gösteriyor, ne kadar samimiyetten uzak olduğunuzu gösteriyor. Mesele Kürtlerin hakkıysa sağduyuyla konuşursunuz. Böyle bir şey yok. Varsa yoksa bir örgütün, PKK’nın söyleminin tekrarı. İşkence meselesi de öyle, dün konuştuk, adam PKK lehine slogan atıyor. Polis müdahale ediyor. Bununla ilgili, kanunun gereği olarak ‘Doktora götüreceğim’ dediğinde de ‘İzin vermem’ diyor.”
 
“DOĞU AKDENİZ MESELESİNDE ÜLKEMİZİN KARARLILIĞI HAD SAFHADA DEVAM ETMEKTE”
Doğu Akdeniz süreci hakkında da açıklamalarda bulunan Bülent Turan, “Doğu Akdeniz’deki Türkiye'nin varlığı meselesinde bir bilgi eksikliğini ifade etmek istiyorum Sayın Altay’dan yola çıkarak. Doğu Akdeniz meselesinde ülkemizin kararlılığı had safhada devam etmekte. Türkiye’mizin bundan belli dönem önce sınırlarımızın öteye geçemediği zamanlardan Doğu Akdeniz’deki haklarımızı kollayan, iradesi kuvvetli bir ülke hâline gelmesi hepimiz için bir gurur vesilesi” diye konuştu.  
 
“TÜRKİYE DÜNDEN DAHA GÜÇLÜ OLARAK O BÖLGEDE OLMAYA DEVAM EDECEK”
Turan, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarını, uluslararası alandan kaynaklı haklarımızı sonuna kadar kullanmakta kararlıyız. Bundan birkaç gün önce Dışişleri Komisyonunda Kuzey Kıbrıs Dışişleri Bakanımızın ifade ettiği, o bölgede var olan ama Türkiye'nin kararlılığından sonra çekilmek durumunda olan İtalya’yı da hatırlatmak isterim. İtalya dün vardı, bugün çekildi. Aynı şekilde, Fransa orada yine uluslararası hukuka aykırı olarak dün vardı ama bugün Türkiye'mizin hepimizin gurur duyacağı şekilde kararlılığından dolayı o da çekildi. Özetle, İtalya’nın da Fransa’nın da o bölgede yasal haklarının dışında olarak arama yapmasına, sözüm ona güven tedbiri almasına artık son verildi ama Türkiye dünden daha güçlü olarak o bölgede olmaya devam edecek, Türkiye 82 milyonun hakkını ve Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan kardeşlerimizin hakkını kollamak için elinden geleni yapmaya çalışacak” dedi.
 
İsmail ŞEN