Çanakkale Belediye Meclisi Kasım Ayı toplantısında Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ile İYİ Partili Belediye Meclis Üyesi Burak Kunt arasında yaşanan diyaloglar gerginlik yarattı. Başkan Gökhan’ın kendisine son sözü vermediğini ifade eden İyi Partili Kunt, sosyal medyadan Gökhan’ı kınayan açıklamalarda bulundu.
Kasım ayı Belediye Meclis toplantısı güden dışı konuların görüşülmesiyle başladı. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan bu bölümde kent ve ülke gündemine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Kardeş kent Osnabrük ile birlikte geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdikleri  ‘Göçün Kadın, Çocuk ve Yerele Etkisi' konulu çalıştay hakkında görüş bildirdi. Türk Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Erdoğan göç ve göçmen mülteci konularında çok faydalı bilgiler verdiğini aktaran Gökhan, “Türkiye’de göçmen ve sığınmacılar konusunda çok önemli istatistiki bilgiler verdi. Türkiye’yi bekleyen tehlikelerden bahsetti. Kadınlar ve çocuklar noktasında, özellikle de çocukların eğitim süreci noktasında yapacağımız çok şey olduğunu ifade etti. Bir takım girişimler var ama onların okul ihtiyaçlarını karşılamak öyle kolay değil. Bu sefer bulundukları yerlerde normal okullara, sınıflara yerleştiriliyorlar. Orada da hem sınıfların mevcudu artıyor, hem de dil sorunu ayrı bir konu. Bu seferde sınıfın performansını etkiliyor gibi konularda tespitlerini aktardı. Ayrıca şunu söyledi; ‘Türkiye’deki Suriyelilerin yüzde 80’ni ülkelerine geri dönmez’ dedi. Hatta Türklerden örnek gösterdi. ‘Biz 60’larda Almanya’ya 1 yıl için gittik, 60 yıldır oradayız’ dedi. Çünkü bizimde işçiler oradaki hayat standartları buradan yüksek olduğu için orada kalıyor. Şimdi Suriyeliler de aynı şeklide. Sadece Suriyeliler değil, Afganı var, başka ülkelerden olanları var. Türkiye onlar açısından da kendi ülkelerinden daha üst seviyede bir yaşam tarzı olduğu için buradan onların gitmesini beklemek pek gerçekçi olmaz diye ifade etti. Aralık ayında da Çanakkale Belediyesi’ni temsilen kadın, çocuk ve göç konusunda çalışan bir heyetimiz var. Bizim arkadaşlarımız Osnabrück’da Aralık ayında oradaki uygulamaları görecekler. Buraya gelen heyet bizdeki uygulamaları görecek. Bizde sığınmacı fazla yok ama doğu ve güney doğudan göçen insanlarımız var. Onların kadın ve çocuklarına karşı eğitim süreçlerimiz var. Bunları inceleme fırsatları buldular. Bizde bunlardan örnekler alabilirsek mutlaka daha iyi bir seviye bunu taşıyabiliriz. Tabi şu tespit var; bunu Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi de Murat hocada yapıyor. Türkiye’de maalesef göçmen ve sığınmacı konularında işi pratiğine çevirebilecek ve yapabilecek kurumlar yerel yönetimlerdir. Fakat bizim mevzuatımızda maalesef yer yönetimlere kaynak ve yetki aktarılmıyor. Yerel yönetimler bu konuda bütçelenmeli, bu konularla ilgili yatırımlar ve program yapması için kaynak aktarılmalı diye söylediler. Bende aynı şekilde katılıyorum. Biz sadece bunu sosyal sorumluluk açısından yapıyoruz” dedi.
“SERVİS HİZMETİ KOYMAMIZ GEREKİRKEN BİZ ONLARA BELEDİYE OTOBÜSLERİNDEN YARARLANMALARI İÇİN KART VERİYORUZ”
Bakan Gökhan ayrıca, İYİ Parti Çanakkale Merkez İlçe Başkanı Necati Gapran’ın geçtiğimiz günlerde toplu taşıma ücret zammına yönelik açıklamalarıyla ilgili de değerlendirme yaparak şunları söyledi; “Bir partinin merkez ilçe başkanın belediye personelinin toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanmasıyla ilgili eleştirisini okudum. Bu konuda kamuoyunu bilgilendirmek istiyorum. Belediye personelimizin servis ihtiyacını gidermemiz gerekiyor. Toplu taşıma noktasında evlerden, bulundukları yerlerden servis hizmeti vermemiz gerekiyordu. Biz bu bağlamda kooperatif üyesi arkadaşlarla da, onlarında talebi var bu konuda destek olabiliriz noktasında. Burada şöyle bir uygulama yapıyoruz yıllardan beri, yeni bir şeyde değil. 275 iş günü olarak, yani 365 günün tatilleri çıkardıktan sonra 275 gün işe gidip gelme günü olarak, günde 1 gidiş, 1 dönüş hesabıyla 550 binişlik yıllık kart veriyoruz.  Bu binişten de onlardan yüzde 1 onlardan katkı payı alıyoruz. Bugün itibariyle de 550 biniş karşılığında 17.88 TL kartı alırken, artı kart parasıyla birlikte peşin olarak alıyoruz. Bir günde 4 biniş yapar yada 6 ayda bitirir, 8 ayda bitirir o sadece 550 binişlik hakkı var o kartta. Bu noktada denetleniyoruz tabi. Gerek Sayıştay, gerekse mülkiye müfettişlerinin bu konudaki tespitleri var. Pratik bir çözüm olarak gerek hak otobüslerinden, gerek se belediye otobüslerinden belediye çalışanları, işçi ve memurlar yıllık 550 binişlik yaralanıyorlar. Belediyeden kaç kişi bundan yararlanıyor noktasında; bizim 1370 personelimiz var. 750 kişi yararlanıyor. Yani kart parası verip, yüzde 1 pay verip bundan yararlanan kişi sayısı 750. Niye? Diğerleri de belediyeye yaya olarak gidip gelen insanlar muhtemelen. Şimdi, ‘şu kadar zarar var belediye personelinden’… Belediye personelinin de nasıl maaş veriyorsak, nasıl ikramiye veriyorsak, nasıl başka destekler veriyorsak, toplu sözleşmeden doğan destekleri var. Burada da servis hizmeti koymamız gerekirken biz onlara belediye otobüslerinden yararlanmaları için kart veriyoruz. Kartlar 275 gün üzerinden, günde 2 sefer olmak üzere 550 biniştir. Bunu da kamuoyu ile paylaşmış olalım” ifadelerini kullandı.  
“KİMSEYE SÖZ HAKKI DOĞMAMIŞTIR”
Başkan Gökhan’ın açıklamaları üzerine İYİ Partili Belediye Meclis Üyesi Burak Kunt “Söz hakkı doğmuş mudur başkanım” diyerek konuşma talebini iletti. Gökhan’da bunun üzerine “Kimseye söz hakkı doğmamıştır. Söz sizin değil çünkü. Söz hakkı doğacak bir durum yoktur” şeklinde cevap verdi. Gökhan sonrasında ise; “Siz ama söz alıp bu konuyla ilgili bir şey söyleyebilirsiniz. Bir müsaade edin bitireyim ondan sonra istediğiniz konuşun” ifadelerini kullandı.
“BURADA SOSYAL ADALETSİZLİK VARDIR”
Başkan Gökhan daha sonra başka bir konuyla ilgili açıklamada bulunduktan sonra, İYİ Partili Belediye Meclis Üyesi Burak Kunt’a dönerek; “Buyurun siz cevap hakkınızı kullanın bakalım. Cevap hakkınızı dinleyelim” dedi.  İyi Partili Kunt da bunun üzerine; “Başkanım, açıklamayı bizim merkez ilçe başkanımız yapmıştır. Konuyla alakalı sizin söyledikleriniz doğrultusunda yaptığım hesapla 750 kişi, 550 binişten yüzde 1 katılım payını da düştüğümüzde 1 milyon 327 bin liralık bir rakam ortaya çıkmaktadır. Buradaki itirazımız şunadır; biz buradaki verdiğimiz servis hizmetini sizin faaliyet raporunuzda ve bütçenizde göremiyoruz. Yani Çanakkale halkının toplam bütçesinin içerisinde belediye personeline vermiş olduğunuz bu hizmeti sizin bütçenizde göremiyoruz. Bu sefer bu durum bu hizmeti kullanan, örneğin bu hizmeti kullanamıyorum ama en çok kullanan öğrenci kardeşlerim, işçi arkadaşlarım, memurlar onların üzerine yüklenmek durumunda kalıyor. Yani 1,3 milyon lirayı ben müteşebbis bir esnaf olarak ödemiyorum. Çünkü ben otobüsleri kullanmıyorum. Bunu ödeyenler her seferinde 3,25 TL yada 2,80 TL bilet parası ödeyen benim Çanakkaleli hemşerilerim. O sebeple teklifimiz şuydu; madem böyle bir toplu taşıma hizmetini kullanarak bir servis hizmeti veriyoruz.  O zaman başkanlık makamı bunu bütçesinde göstersin. Böylece kamu kaynakları kullanılırken bütün herkesin kaynakları eşit şeklide dağıtılmış olur. Yani sizin bütçenizde bunu görmek istediğimizi dile getirdik. Yoksa derdimiz belediye personelindeki emekçi arkadaşlarımızın bu haklarını ellerinden almak veya alınması gibi bir isteğimiz yok. Derdimiz; burada sosyal adaletsizlik vardır. Bu memurumuzun, işçi arkadaşlarımızın, öğrenci kardeşlerimizin üstüne yüklenmemelidir. Dahası özel sektörde çalışan bir arkadaşım bu parayı öderken, belediyede çalışan arkadaşım bunu ödemiyor ve bunun hesabı da baktığınız zaman bütçede gözükmemektedir. İtirazımız ve eleştirimiz bunadır” dedi.
“BÖYLE BİR İTİRAZINIZ YANLIŞTIR”
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da Kunt’u ifadeleri sonrası şunları söyledi; “Ben bütçeden harcamadığım hiçbir harcamayı bütçede gösterme şansına sahip değilim. Zaten bir para ödemiyoruz. Sadece o arkadaşlar ücretsiz binip gidiyorlar. Biz onun hesabını öyle yapıyoruz. Biz cebimizden belediye olarak hiç kimseye, otobüsçülere de vermiyoruz. Belediyenin herhangi birimine de ödemiyoruz. Biz arkadaşlarımıza hak olarak vermişiz, bunu Sayıştay da onaylamış. Bunun tartışılacak bir tarafı yok. Böyle bir itirazınız yanlıştır. Mantığı yanlış bir kere. Benim bütçemde görülmesi söz konusu değil. Çünkü benim bir harcama yapmam lazım. Dolayısıyla bu bir haktır, yıllardan beri verilir. Bunu siz ters görmüş olabilirsiniz. İtirazınızı yaparsınız ben de savunurum. Takdir kamuoyunundur. Hiç kimsenin cebinden para çıkmıyor; ne vatandaşın, ne tüccarın, ne sanayicinin hiçbirinden çıkmıyor. Biz Çanakkale Belediyesinin çalışanlarının servis hizmetini vermeden, mevcut toplu taşıma siteminden çalıştığı süre kadar bu hakkı onara veriyoruz” ifadelerini kullandı.
 ‘BİZ STANDARDI OLMAYAN, TANIMI YAPILMAMIŞ BİR ÜRÜNÜ VATANDAŞA ŞART KOŞTUK’
Gündem bölümünde de İyi Parti Meclis Üyesi Burak Kunt’un Meclis İmar Komisyonunca incelenmesinin devamına kararı verilen, önergesi hakkında bir karar alınmasıyla ilgili madde de tartışmalara neden oldu. Eylül ayı meclis toplantısında önerge teklifini bizzat verdiği inşaatlarda sessiz boru kullanılması ile ilgili kararın araştırılması isteğinin sebeplerini iki ay sonra anlatmak üzere söz aldığını ifade eden İyi Partili Kunt; “Şuanda bir belediye meclis üyesi olarak konuştuğum gibi aynı zamanda Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası 8. Komite Meclis Üyesi sıfatıyla da kendi komitemdeki 300’ü aşkın, bu sektördeki 1500’e yakın ticaret erbabını da temsil ettiğimi belirtmek isterim. Bir önceki dönem belediye meclisimizin bundan yaklaşık 2 yıl önce almış olduğu kararla, Çanakkale Belediyesi sınırları içerisinde ayrım gözetmeksizin yapılacak her inşaatta sessiz boru kullanılması zorunluluğu gelmiştir. İyi niyet ve iyi duygular ile vatandaşın konforunu arttırmak üzere alınmış bu karar hiç kimseye danışılmadığı, konunun muhataplarından bilgi alınmadığı,  hiçbir sivil toplum kuruluşundan fikir istenmediği için bugün maalesef ki hayal kırıklığına dönüşmüş bir karardır. Türkiye’nin başka hiçbir şehrinde olmayan bu kararın hayal kırıklığına dönüşmesinin sebeplerini sizlere ve Çanakkale halkına anlatmak istiyorum. Türkiye Cumhuriyet Devletinin hiçbir kurumunda ‘sessiz bor’ tanımı veya standardı bulunmamaktadır. Sessiz borunun bir belgesi maalesef yoktur. TSE kurumunda da sessiz boru için bir kalite belgesi yoktur. Kısacası bizim bir borunun sesiz olup olmadığını kontrol edebilmemiz veya anlayabilmemiz, şu anda bir belgeyle mümkün değildir. Şu anda belediyemiz ise idare tarafından bu tesisatları kontrole gittiğinde hiçbir evrak istememekte, borunun üzerinde ‘sessiz’ yazmasının yeterli olduğunu söylemektedir. Maalesef ki araştırılmadan, iş yapan paydaşlara sorulmadan, sivil toplum kuruluşlarının fikri alınmadan alınmış bu karar bugün maalesef ki tüm Çanakkalelileri zarara uğratmaktadır. Neyden bahsediyorum kısaca anlatmak istiyorum; Çanakkale halkı şu anda sessizliği gerçekten sessizliği kontrol edemediğimiz boruları çok daha pahalıya alıyor. Normalde sessiz denmese daha ucuza alabileceği ama aynı faydayı sağlayabileceği ürünü maalesef ki bizim aldığımız kararla daha pahalıya alıyor. Bu ev sahibi olmak isteyen vatandaşa vurulmuş bir darbe. Şu anda herhangi bir firma herhangi bir borunun üzerine ‘sessiz’ yazısını yazıp bunu Çanakkale Belediyesi sınırları içerisinde sessiz boru olarak kullanabilir. İdare bu konuda hiçbir belge ve standart istememekte. Onlar da haklı, çünkü bunun bir standardı yok. Biraz önce müdürümün İmar Komisyonu kararında da söylediği gibi; biz şuanda Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bunun standardının ne olduğunu soruyoruz. Şu anda bu karar bizim aracılığımızla vatandaşların aslında kandırılmasına sebep oluyor. Aynı zamanda bu uygulama haksız bir rekabete de davetiye çıkarıyor. Bu işi gerçekten iyi yapan markalarla bu işten faydalanan markalar arasındaki fiyat farkından dolayı satıcı firmalar arasındaki rekabet ortadan kalkmış, piyasa adeta tek bir markanın egemenliğine bırakılmıştır. Burada aldığımız kararların hiçbir kimseyi mağdur etmemesi gerektiğine yürekten inanıyorum. Aynı zamanda tek bir markaya da fayda sağlanmaması gerektiğini düşünüyorum. Biz bir karar alıyorken her kesimi düşünmemiz gerek. Ama mevcut durum ne yazık ki şuanda ayrıcalıklı bir marka yaratmış, diğer esnafın rekabet şansını elinden almış, uygulanabilirliği olmayan bir karardır. Bu kararın şayet uygulanabilir olması isteniyorsa; sessiz borunun tanımının yapılması gereklidir. Fakat bu konuda İmar Komisyonunda beraber yaptığımız görüşmelerde çıkmıştır ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bu ürünün tanımının ve standardının yapılmasını isteyen bir yazı yazmış bulunuyoruz. Yani komisyonun yazdığıyla biz şuanda şunu söylüyoruz sayın meclisim; ‘biz standardı olmayan, tanımı yapılmamış bir ürünü vatandaşa şart koştuk’. Bununla ilgili sayın başkanlık divanına ve sayın meclis üyelerimize sormak istiyorum; standardını koyamadığımız, standardı belli olmayan bir ürünü vatandaştan istemeye hakkımız var mı? Vatandaşı zarara uğratmaya, daha fazla para ödemesine sebep olmaya hakkımız var mı? Esnafın rekabet şansını elinden almaya hakkımız var mı? Sayın başkanım, değerli meclis üyelerim; esnafın hali ortadadır. Devletin her geçen gün yükselttiği vergiler, lüzumsuz sorumluluklar, harçlar ve sonu bitmek tükenmek bilmeyen istekler… Yapılan bir hata olduğu ortadadır sayın başkanım. İki ay uğraşılmış, komisyon tarafından bir standart bulunamamıştır. Bu sebeple bakanlıktan standart istenmektedir. Standardı olmayan bir ürün için hala diretmenin bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Bunun vatandaşa ve esnafa yapılmış büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Bakanlıktan ne zaman cevap geleceği belli değil. Bir ay mı, bir sene mi geçecek? Ne kadar olacağının da bir önemi yok. Vatandaşı böyle bir ikilemin içerisinde 1 gün bile tutmamız doğru değil. Madem konuyla alakalı bir cevap bekliyoruz. Bu cevap gelene kadar bu uygulamanın askıya alınmasını, dayanağı olmayan, standardı olmayan bu kararın uygulanmamasını arz ediyorum. Bizim görevimiz tek bir vatandaşımızı, tek bir dakika bile bize şüphe duymadan, sıkıntı yaşamadan işlerini halledebilmesi için gerekli olan kararı almak olduğunu düşünüyorum. Bu konuda desteğinizi bekliyorum sayın başkanım” dedi. 
“GEREKSİZ BİR BÜROKRASİ ZAMAN KAYBINA VE HAKSIZ REKABET OLUYOR”
Aynı konuda görüş belirtmek istediğini iade ederek söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Esra Yüksel, “Sayın Burak Kunt’un çekincelerine katılıyorum. Benim tespitim geçen dönem mecliste aslında olmayan bir sorun varmış gibi bir çözüm üretilmiş. Üretilen çözüm şu anda bir sorun haline gelmiş. Buradaki sıkıntı da şu; konu gündeme geldiğinden beri farkındaysanız görüş alıyoruz. Bu görüşlerin geçen dönemde bu konu tartışılırken alınması gerekiyordu. Bu şehirde dernekler var, inşaat komiteleri var. Bu ürünleri satan bir de sektör var. Konunun tüm taraflar ile konuşulup eleştiriye endişeye mahal gelmeyecek bir şekilde planlı olarak uygulanması gerekiyordu. Tesisattan kaynaklı bir ses sorunu inşaatlar da yaşanmıyor. Önceden daha uygun fiyatta aldığımız ve sorun olmayan bir boruyu,  şimdi üzerinde sessiz yazıyor diye daha pahalıya alıyoruz. Burada bir kriter yok, alt yapısı yok, bir kontrolü yok. Tesisattan ses gelme sorunu, inşaat ömrü bitmiş olan eski yapılarda var. Bu yönetmelik çıkmadan önce yapılan binalarda da ses sorunu yok. Olmayan bir sorun gündeme gelmiş ve İmar komisyonu iyi niyetli hareket etmiş ama masa başında verilen kararlar, sektörde sıkıntı yaratıyor. Gereksiz bir bürokrasi zaman kaybına ve haksız rekabet oluyor. Ben de Burak arkadaşımla aynı görüşteyim.” dedi.
“BU ZAMANA KADAR İNŞAAT YAPILMADI MI?”
Başkan Gökhan da İmar Komisyonu kararının Bakanlığa sorulmasını isteyerek şunları söyledi; “Yılbaşına kadar süre verelim. Yeni yılda akustik yönetmeliği çıkacağından bahsediliyor. Akustik yönetmeliğini bekleyelim, ona göre akustik yönetmeliğine uygun şekilde olayı değiştirelim. Sessiz boru standardı yoksa ve Bakanlık’tan cevap gelmezse konuyu yeniden değerlendirelim. Bakanlığa sorma kararı aldıysanız soralım. Çünkü bir önceki meclisin almış olduğu kararı gerekçesiz değiştiremeyiz. Bir tek sessiz boru yok herhalde, bir çok sessiz boru var. Sessiz boru standardı yoksa, bir tarifi yoksa, bakanlıktan da bu konuda sağlık bir cevap gelmeyecekse Ocak ayı gibi bunu değerlendirelim. Akustik konusunu da takip edelim. Değer o da çıkmayacak, gecikecek olursa biz o zaman kararımızı düzeltiriz” dedi.
“DETAYLI İNCELEDİKTEN SONRA BUNUN KARARINI VERMELİYİZ”
Sırf tüketiciyi korumak amaçlı elektrik tesisatlarını bile iki kez kontrol ettiklerini kaydeden Başkan Gökhan, “Burada da aynı şekilde bir ses izolasyonu ihtiyacı olduğu söylendi. Bunun için böyle bir yönetmelik yapıldı. Elektrik tesisatıyla ilgili bayağı da bir yol aldık. Böylece tüketiciyi korumuş olduk. Burada yine aynı amaçla yola çıkılmış ama eğer bunda bir standart yoksa, belli bir tarif yoksa o zaman bundan vazgeçilir tabi. Ama birde şu akustik yönetmeliği de çıksın. Belki orada farklı bir şey gelecek. Ona göre yaparız. Yani şu an itibariyle eski kararı gerekçesiz düzeltemeyiz. Karar 2017 yılında alınmış, sene olmuş 2019’un sonu şimdi gündeme geliyor. Bugüne kadar inşaat yapılmadı mı, yapıldı. Bu güne kadar Ticaret Odası yok muydu, vardı. Odalar yok muydu, vardı. Bu güne kadar inşaat yapmadınız mı, yaptınız. Ne borusu kullandınız, sessiz boru kullanıldı. Ne oldu şimdi bu birden ortaya çıktı? Dolayısıyla biz detaylı inceledikten sonra bunun kararını vermeliyiz” ifadelerini kullandı.
SON BİRŞEY SÖYLEMEK İSTEDİ AMA…
Bunu üzerine İyi Parti Meclis Üyesi Burak Kunt; ‘son bir şey söyleyebilir miyim’ dedi. Başkan Gökhan’da; “Söylemeyin, gerek yok. Ben cevap verdim, teşekkür ederim” dedi. Daha sonra gündemin diğer maddeleri görüşülmeye devam etti.
SOSYAL MEDYADAN KINADI
Başkan Gökhan’ın kendisine son sözü vermediğini ifade eden İyi Partili Kunt, sosyal medyadan Gökhan’ı kınayan açıklamalarda bulundu. Gökhan’ın kendisine sansür uyguladığını belirterek sitemde bulunan İYİ Parti Belediye Meclis Üyesi  Burak Kunt, sosyal medyadan yaptığı açıklamalarda; “Kasım ayı olağan toplantısında Sayın Belediye Başkanımız Ülgür Gökhan’ın tarafıma ‘söz vermiyorum’ diyerek sansür uygulamasını şiddetle kınıyorum. Bu siyasi nezaketsizliği bir demokrasi katliamı olarak değerlendiriyorum. Her fırsatta demokrasiden bahseden Sayın Başkanımızın, seçilmiş bir belediye meclis üyesinin eleştirisine tahammül derecesi üzücüdür. İttifakımız milletle derken ciddiydik. Hatayı kim yapıyorsa Çanakkale halkı için karşısında olmaya İYİ Parti olarak devam edeceğiz. Cevap hakkımı önümüzdeki hafta yapacağım basın açıklaması ile kullanacağımı kamuoyu ve basın mensuplarının bilgisine sunarım” dedi.
Sosyal medyadan daha sonra bir açıklama daha yapan Kunt şu ifadeleri kullandı; “Kasım ayı meclis toplantımızdaki toplu taşıma ve inşaatlarda sessiz boru uygulaması ile ilgili iki ana konumuz vardı. İthamlara söz hakkı alamadığımız ve cevap veremediğimiz konu sessiz boru uygulaması hakkındadır. Toplu taşıma ile ilgili olan teklifimiz şu şekildedir. Her ne kadar anlatmakta güçlük çekmiş olsak da, Çanakkale Belediyesi personelinin ücretsiz biniş hakları olan 1 milyon 300 bin Türk Lirasını( eski para ile 1 trilyon 300 milyarı) servis bedeli olarak öderse, toplu taşımayı kullanan emeklilerimiz, öğrenci kardeşlerimiz, Çanakkaleli hemşerilerimiz bu hizmeti daha ucuza kullanacaklardır. İYİ Parti olarak teklifimiz ile toplu taşımaya tahmini %5-10 arası indirim yapılabilecektir. Bu tekliflerimizden sadece biridir.”
İYİ PARTİ İL BAŞKANLIĞINDAN TEPKİ!
Belediye Meclisi Kasım ayı toplantısında, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın İyi Partili Belediye Meclis Üyesi Burak Kunt’a söz vermemesine İYİ Parti İl Başkanlığından tepki geldi. Partiden yapılan açıklamada; “Çanakkale Kasım ayı belediye Meclis toplantısında Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın İyi Parti Meclis üyemiz Sayın Burak Kunt şahsında iyi partiyi hedef alan tavır, davranış anlaşılabilir bir durum değildir. Üstüne üstlük sayın Burak Kunt beye söz vermemesi seçilmiş bir Meclis üyesinden ziyade Çanakkale halkına yapılan saygısızlıktır. İyi Parti ailesi olarak barışın kenti demokratik nezaketin başkenti Çanakkale’de bu durumu kabul etmemiz mümkün değildir. Belediye Meclis üyelerimizin konuşmalarından rahatsızlık duyacak isek belediye başkanı olarak Meclis toplantılarına katılmamak daha akıllıca bir yöntem olarak görünüyor. Ülkenin istikbali ve Çanakkale’nin geleceği noktada, CHP’nin değil belediye başkanının koalisyon ruhuna aykırı davranışları ciddi anlamda anlaşılır bir durum değildir. Kamuoyuna saygılarımızla bildiririz” İfadelerine yer verildi.
Ersan KÜÇÜKKURU