“Başkanım; işimizle, aşımızla, geleceğimizle oynama”
KÖYLÜLER ‘ARTIK YETER’ DEDİ
 
Çanakkale'de tartışmalara konu olan Kirazlı Köyü Balaban Tepe sınırlarında yapılan madencilik faaliyetinin yürütüldüğü alanın çevresindeki köylerde yaşayan vatandaşlar, Çanakkale Belediye Başkanlığına dilekçe vererek; “Çevre köy sakinleri olarak artık yeter diyoruz! Başkanım; işimizle, aşımızla, geleceğimizle oynama” dediler.
 
Madencilik faaliyetlerinin sürdüğü bölgeye yakın bulunan Kirazlı, Sarıbeyli, Serçeler, Aşağı Şapçı, yukarı Şapçı ve Karacalar köylülerinin aralarında bulunduğu 150 kişilik grup, dün öğle saatlerinde köy muhtarları ile birlikte Çanakkale Belediyesi önünde toplandı.  Köylerinin civarındaki altın ve gümüş madenine karşı birilerinin sürekli karalama yaptığını, Çanakkale belediye başkanının da bu yanlışa ortak olmakta ısrar ettiğini kaydeden köylüler, kim olduklarını ve amaçlarını bilmedikleri bir grubun köylerinin civarında kamp yapmaya devam ettiğini ve bu durumdan duydukları rahatsızlıkları dile getirdi. Köylüler, belediyenin göstericilere yardım etmesinin güçlerine gittiğini belirterek, belediye başkanından göstericilerin bulunduğu kampa daha fazla yardım yapmamasını izledi.
 
“BİZ BURAYA EKMEĞİMİZ İÇİN GELDİK”
Kirazlı Muhtarı Erkan Can burada basın mensuplarına yaptığı açıklamada; “Herkes madene karşı ve herkes bir şeyler söylüyor.  Maden gölet yaptı. Bir müddet sonra gölet bize kalacak ve Etili Havzasına su götürecek. Buradaki tarlalar sulama yoluyla değerlenecek ve biz bunları ekip biçeceğiz. İkincisi yol yaptılar; Bayramiç Çanakkale yolu gidiş-gelişte bazı köylere göre 60 kilometre kısaldı. Bu asfalt olmadan önce buradan arabalar çok zor geçiyordu. Yangına hassas bölge olduğu için tıra, dozer yüklendiği zaman en yakın müdahalede daha çabuk varacağı için yangını önleme ihtimalimiz de daha güçlü oluyor. Bu da büyük bir yatırımdır. Ancak, ÇED raporu dışında oradan ağaç kesildi deyip reklam yapıyorlar.  Buradan söylüyorum ve iddia ediyorum; bir bölmenin de ismini vereceğim ki iyice dinlesin o kişi. 378 nolu bölmede herhangi bir kesim yanından, kenarından varsa buradan söz veriyorum muhtarlığı bırakacağım. 378 nolu bölmede varsa kesim yine tekrarlıyorum, muhtarlığı bırakacağım. Ancak gidin araştırın, eğer böyle bir kesim yoksa iftirayı atıp halkı galeyana getiren, ‘çok ağaç kesildi’ diyen şahıs da ya emekli olsun gitsin ya da özür dilesin. Dilemezse buradaki muhtar arkadaşlarımızla beraber hamlemiz bu yalancı kişiler olacaktır. Ağaç kesimi 13 bindir, belki üç beş fazladır. Dediğim gibi 378 nolu bölmede bir dal ağaç kesilmişse şerefim üzerine yemin ediyorum muhtarlığı bırakacağım. Ama yalan olursa o kişi ya buradan gitsin ya da halktan özür dilesin. Yanlış beyanla olmuyor. Biz buraya ekmeğimiz için geldik. Dilekçede hiçbir şey yok tamamen iş, aş üzerine kurulu kesinlikle abartı da söz konusu değil. Biz bu dilekçeyi muhtar arkadaşlar ile düşündük ve yazdık. İşimize sahip çıkmak için yazdığımız bir dilekçe ve sahip çıkacağız da. Bunların elimizden işimiz alma gibi bir durum olmasın.  İnsan evine ekmek götüremediği zaman düşünün. Zehirleyecekler diyorlar. Devletimiz ‘yapın halkı zehirleyin’ diye bir yer açar mı? Civar köylerde işsizlik yok. Katma değer yaratan her kuruluşa saygımız sonsuzdur. Biz devletimizi de belediyemizi de seviyoruz. Nasıl devletimiz milletimizi sevdiyse bu kadar kişi de ekmeği için canını da verir, kanını da verir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” dedi.
 
“GÜNDEM YARATMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY YAPMIYORLAR”
Sarıbeyli Köyü Muhtarı Şahini Arslan ise; “Bunun temeli de şimdi atılmış değil. Bu 20 yıl öncesinde yapılan bir çalışma. Buna kalkıp engel olmanın bir anlamı var mı? Yıllardır ekmek yiyorlar buradan.  Bugün gündem yaratmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Devlete zarar vermekten başka bir şey yok yani. Orada gidip de çadırda kalmak bana göre hikaye. Oradan kaç bin tane insan ekmek yiyor” ifadelerini kullandı.
 
“BİR ALGI YARATILMAK İSTENİYOR”
Serçeler Köyü Muhtarı Mehmet Ali uzun da konuyla ilgili görüşlerini bildirerek, “Çevreci denen arkadaşlarımız birilerinin desteği ile oraya geldiler. Bizde onları misafirimiz olarak gördük. Biz o bölgenin muhtarları olarak maden sahalarını yerinde inceledik. Birileri bizi siyanürün hiçbir suya karışmayacağına dair ikna etti. Biz ikna olduk. Ama biz diyoruz ki; bu Atikhisar Barajına nasıl gelecek? Bizi ikna etsinler, biz de görelim yerinde ikna etsinler bizi hep beraber karşı çıkalım. Ama böyle bir şey söz konusu değil. Orada bir algı yaratılmak isteniyor. Mesela Kazdağları diyorlar. Kazdağlarını bizim oradan göremezsiniz. Oranın ismi Balaban Kestane Dağıdır. Bu su fiziki olarak da yarın bir gün herhangi bir tehlikede bizim barajımıza yine gelmez. Getirin desen de getiremezsin. Biz bu bölgeyi en iyi bilen insanlarız. Bununla alakalı orada bir algı oluşturuluyor. Bu da artık yeter, millet işine gücüne baksın. Biz de muhtarlar olarak yanlış bir şey varsa, niye yanlışa karşı gelmeyelim. Bu halk ekmek istiyor, çoluğu var çocuğu var” şeklinde konuştu.
 
“ÇEVRE KÖY SAKİNLERİ OLARAK ARTIK YETER DİYORUZ”
Köy muhtarları tarafından kaşelenip imzalanan Çanakkale Belediye Başkanlığına verilen
“Çevre köy sakinleri olarak artık yeter diyoruz! Başkanım; işimizle, aşımızla, geleceğimizle oynama...” başlıklı dilekçede şu ifadeler yer aldı; “Sayın belediye başkanımıza sesleniyoruz. Köylerimiz civarındaki altın ve gümüş madenine karşı birileri sürekli karalama yapıyor. Ama anlatılanların çoğu ya eksik ya yanlış. Belediye başkanımız da ne yazık ki bu yanlışa ortak olmakta ısrar ediyor. En başta, madenin ve köylerimizin içinde yer aldığı bölge söylendiği gibi Kazdağları'nda değil. Kazdağları ile aramızda 40 kilometreden fazla mesafe var. Ayrıca, hep söylendiği gibi yüz binlerce ağaç da kesilmedi. Hepimiz doğma büyüme bu yöreliyiz. Orman Müdürlüğü buradaki ağaçların kesimini hepimizin gözü önünde yaptı. Biliyoruz ki kesilen ağaç 13 bin civarında. Çevre köylüleri olarak bize iş ve aş sağlayan, işini de düzgünce yaptığını gördüğümüz şirkete karşı haksızlık yapıldığını düşünüyoruz. Bu şirket gençlerimize iş veriyor, çocuklarımızın eğitimine destek oluyor, köylerimizin her ihtiyacıyla ilgileniyor. Dağ yolumuzun asfaltlanmasını bile bu şirket yaptı. Yöremize temiz içme suyu verecek göleti yine bu şirket inşa ediyor. Eksik, yanlış bilgilerle bir süre önce buraya gelip, protesto yapanlar zamanla gerçekleri yerinde gördüler, sonra bölgeden ayrıldılar. Ama hala kim olduklarını ve amaçlarını bilmediğimiz bir grup, köyümüz civarında kamp yapmaya devam ediyor. Her türlü kışkırtmanın, huzursuzluğun olabileceği bu ortamdan ailelerimiz, kadınlarımız, çocuklarımız çok rahatsız. Komşuluk ilişkimizde yıllardır görüyoruz. Bu madeni işletenler ve orada çalışan mühendis kardeşlerimiz bu bölgeye fayda sağlamak için samimi çaba gösteriyor. Ama şirketin faaliyetlerini durdurmak için atılan iftiralar; belediyemizin de buna destek vermesi, adeta yangına körükle gitmek gibi. Bu durum artık bizi işimizden, aşımızdan etme noktasına geldi. Biz işimizin, geçimimizin derdindeyken; belediyemizin göstericilere yardım etmesi, onlar, belediye araçları ile sürekli köyümüze taşımaları, epey gücümüze gidiyor. Çevre köy sakinleri olarak bu duruma artık ‘Yeter' diyoruz. Çocuklarımız, gençlerimiz için endişe duymadan, rahatsız edilmeden, köyümüzde huzurla yaşamak istiyoruz. Sayın Belediye başkanımızın da bu çağrımıza kulak vermesini, göstericilerin bulunduğu kampa artık daha fazla yardım yapmamasını; işimizle, aşımızla ve geleceğimizle oynamamasını talep ediyoruz.”
 
Dilvin ALTIKADEŞ