İsveçli öğrenci Greta Thunberg'in başlattığı iklim için okul grevleri tüm dünyada yankı bulmaya devam ediyor. 20 Eylül için İklim Acil Durumu Grevi çağıran Thunberg, Türkiye’de de birçok şehri harekete geçirdi. Ankara, İstanbul gibi şehirlerin yanı sıra Çanakkale’de de yetişkinliklerin katılımıyla eylem gerçekleşti.
 
İklim değişimini durdurmak amacıyla harekete geçen 16 yaşındaki Greta Thunberg, ‘İklim için okul grevi’ sloganı ile Cuma günleri hükümet binasının önünde dikkatleri çekmeye başladı. O günden bu yana iklim aktivistliği yapan Thunberg, kendisi gibi düşünen birçok öğrenciyi de harekete geçirerek ‘gelecek yoksa eğitim ne işe yarar’ düşüncesi ile Cuma günleri okula gitmeyerek küresel iklim grevini başlattı. Hükümetlerin İklim Acil Durumu ilan etmesi için harekete geçmesi gerektiğini söyleyen Thunberg, 20 Eylül tarihinde sadece öğrencileri değil yetişkinleri de eyleme çağırdı. Türkiye’nin birçok şehrinin yanı sıra, Çanakkale’de de İklim Acil Durumu Grevi gerçekleşti.
Truva Atı heykelinin önünde gerçekleşen greve Çanakkaleli birçok vatandaş katıldı. ‘Sıfır Karbon’ sloganlarının atıldığı eylemde, birçok pankart ile vatandaşların dikkatlerini iklim değişikliğine çekmeye çalışıldı. Eyleme ağaç materyallerini kullanarak kendine kostüm yapan eylemcilere ilgi yoğun oldu. Müzik yaparak, başka bir dünyanın olmadığına vurgu yapan eylemciler, iklimin değiştiğini ve acilen buna uygun bir yasa çıkarılması gerektiğini dile getirdiler.
 
“BURADAYIZ, ÇÜNKÜ GELECEĞİMİZİ ÇALDINIZ”
Eylemde yapılan açıklamada, şunlar söylendi: “Gezegen olarak ekolojik bir krizin ortasındayız. İçinde bulunduğumuz krize karşı uygun politikalar oluşturmamızın zamanı geldi de geçiyor. Kaybedecek bir saniyemiz dahi yok. Şu anda Yeryüzünün atmosferi, endüstri devrimi öncesi seviyelerden 1°C daha sıcak. Bilim insanları ardı ardına yayınladıkları raporlarla insan faaliyetlerinin sebep olduğu altıncı kitlesel yok oluşun içerisinde olduğumuzu söylüyor. Endüstri devriminden bu yana insan faaliyetleri bizi bugün içinde bulunduğumuz duruma, bir yol ayrımına getirdi. Önümüzde yalnızca iki seçenek duruyor. Ya küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlamak için üstümüze düşeni yapacağız ve sıfır karbon emisyonuna geçeceğiz ya da yaşamın sona erdiği bir gelecek ile yüz yüze geleceğiz.
 
Gezegenin sıcaklığının arttığını otuz yıldır biliyoruz. Bu geçen otuz yıl içinde iklim değişikliğini durdurmak için hükümetler sayısız adım atabilir, iklim adaleti temelli uluslararası bir sözleşme hayata geçirebilirdi, kârları uğruna yaşamı yok oluşa sürükleyen fosil yakıt şirketlerine dur denebilirdi. Oysa bunların hiçbiri yapılmadı. İklim krizi ile baş etme imkanlarımız ve zamanımız gittikçe azaldı. Şimdi tüm dünyada iklim hareketine önderlik eden öğrencilerin, Fridays for Future’ın ‘Buradayız, çünkü geleceğimizi çaldınız!’ çağrısına biz de ortak oluyoruz. İnsanlığın ve tüm canlı yaşamının yok oluşuna izin vermeyeceğiz. İklim için acil eylem planı hemen, şimdi talep ediyoruz. O yüzden biz de ya sıfır karbon gelecek ya da sıfır gelecek diyoruz!
 
Yapılması gerekenler çok vakit kısa. Tüm dünyada 19 ülkedeki 1008 yerel yönetim bu çağrıya kulak verdi ve iklim acil durumu ilan etti bile. Bu kararlar 224 milyon insanı kapsıyor. Bizler de hükümetten ve Çanakkale Belediyesinden aynı sorumluluğu almasını istiyoruz.
Çanakkale için iklim acil durumu ilanı beraberinde şehirde fosil yakıt kullanımını sona erdirecek dönüşümler yapılmasını, temiz, adil ve yenilenebilir enerjiye geçiş yapılmasını, tarımda ve hayvancılıkta tüm canlılar için zararlı olan konvansiyonel üretiminden doğa dostu üretime geçilmesini, tarım zehri kullanımına son verilmesini, kentleşmede ve kırsal kalkınmada doğaya, su havzalarına, yaban hayatına yani tüm ekosisteme zarar veren hiçbir uygulamaya izin verilmemesini gerektirir.
 
İlimizdeki en büyük çevre sorunu olan Çan Termik Santrali ve işletmede olan diğer 4 termik santralin derhal kapatılması ve yapılması planlanan ve inşaat halinde olan diğer 10 termik santral projesinin derhal durdurulması gerekmektedir.
 
İklim kriziyle mücadele var olan her bir ağaca gözümüz gibi bakmamızı gerektirir.
Bu bir varoluş meselesidir. Biz, insanlar yok olmak istemiyoruz ve diğer milyonlarca türün yok olmasına sebep olmak istemiyoruz. Çocuklarımız ve diğer türler için 50 yıl sonra da hala yaşanabilir bir dünya istiyoruz. Bunun için ya Sıfır karbon gelecek ya da sıfır gelecek diyoruz.”
 
Gizem Tuğçe BAYHAN