Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) Ortak Komite Toplantısı’nda, Kirazlı’da süren maden faaliyetine karşı kentin dört bir yanına asılan afişlerdeki ifadelerin olumsuz yansımasıyla ilgili turizmciler görüş bildirdi.
 
ÇTSO’nun 21 Meslek Komitesinin başkan ve üyelerinin katılımı ile gerçekleştirilen Ortak Komite Toplantısı Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu’nun açılış konuşması ile başladı. Başkan Semizoğlu Çanakkale gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu, bir önceki ortak komite toplantısından bu yana yapılan çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Başkan Semizoğlu konuşmasında şunları söyledi; “Gerek ilimiz gerekse ülke olarak üzücü olayların fazla olduğu bir ayı geride bıraktık. Arka arkaya orman yangınları, şehit haberleri, kadın cinayetleri. Hepsi terördür ve hepsini lanetliyor, faillerinin hak ettiği ceza ile cezalandırılmasını istiyoruz. Oysa ki; Çanakkale’miz için olumlu gelişmeler olmuştur. Ekonomi Dergisi Forbes’in pek çok veriyi değerlendirerek yaptığı çalışmada Çanakkale’miz en yaşanılabilir şehir seçildi. Ardından World Happines Report verilerine göre mutluluk oranı % 50’nin üzerinde olarak Avrupa’nın en mutlu şehirleri arasına girmeyi başarmıştır Çanakkale’miz. Türkiye’de bu listeye giren 9 ilden biri olmuştu. Geçen yıl açılan Troya Müzemiz TİME Dergisi Eylül sayısında konu olmuş ve ‘Dünyada görülmesi gereken 100 yer’ arasında Türkiye’den listeye giren tek yer olarak yerini almıştır. Dünyada pek çok ülke tanıtımını yapmak için yoktan bir şeyleri var etmeye çalışıyor. Oysa ki Çanakkale’mizin her bir köşesi bu konuda bir veri deposu adeta. Onun için bu kıymetleri bilmemiz ve bu kıymetleri her platformda dile getirmemiz gerekiyor. Turizmci arkadaşlarımız bu kıymetleri slogan olarak kullansın, marka değerlerimizin, ürünlerimizi ambalajlarımızın üzerlerine ekleyelim, fuarlarda stantlarda kullanalım, beyin fırtınası yapalım, dedikodu değil. Gerçekten Çanakkale’mizin olumlu yönlerini konuşmaya çalışalım.”
 
“FAİZLERİN DÜŞMESİ YETERLİ DEĞİL”
Semizoğlu şöyle devam etti; “Okullar açılıyor, kış geliyor, esnafımız hareketlilik beklerken doğal olarak tüketicilerin de masrafları artıyor. TUİK’in açıkladığı Ağustos ayı enflasyon rakamlarına göre; Ağustos'ta tüketici fiyatları binde 86 arttı, enflasyon yıllık bazda yüzde 15,01 oldu. Sekiz aylık artış yüzde 7.35'i bulurken, 12 aylık ortalamalara göre yıllık artış da yüzde 19.62 olarak gerçekleşti. Şimdi enflasyon %15 hedefimiz diyor hükümetimiz. Kamunun aylık gecikme faizi ise % 2,5 arkadaşlar. Yani yıllığa bileşik değil düz vurduğumuz takdirde en basit %30’a denk geliyor. Burada bir şey var, bu konuda da yazışmalara Ankara’da TOBB nezdinde sesimizi yükselteceğiz. Bana katılıyorsunuzdur umarım. Yani %2,5 %15 enflasyonun ön gördüğü bir ülkede %30 gecikme faizi biraz fazla. Biraz değil kat be kat fazla. Aylık en yüksek artış yüzde 19.11 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda oldu. Ana Endekste yer alan gruplardan, eğitimde yüzde 4.26, konutta yüzde 2.04, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 0.89 ve lokanta ve otellerde yüzde 0.75 artış gerçekleşti. İnşallah Merkez Bankası’nın Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla faiz düşürmesi yarın da devam eder. Yalnız sadece faizin düşmesi bir şey ifade etmiyor. Bu krediler kime kullandırıldı? Bu kredilerin KOBİ vasfındaki işini geliştirmek için yürütmeye çalışan bizlere kullandırılması gerekiyor. Bu krediler yine büyük projelerin finansında kullanılırsa büyük daha büyür, küçükler yok olup gider arkadaşlar. Küçük olmadan büyüğün olacağına inanmıyorum. Emeklenmeden yürünmez, yürünmeden de koşulmaz. Ama rakamlar çok daha çabuk değişsin diye bu krediler, sözde krediler çok şikayet alıyoruz. Gerçekten başvurduk alamadık, hiçbir olumsuz şeyimiz olmasına rağmen alamadık diyorlar. Evet haklılar onun için şu çağrıyı da yapmak istiyorum; faizlerin düşmesi yeterli değil. Gerçekten üreten, gerçekten ticaret yapana bu kredilerin kullandırılması gerekiyor. Hükümetimiz tabiî ki Kamu Bankaları’na bu baskıları yapıyor, özel bankalardan da aynı anlayışla hareket etmelerini bekliyoruz. Hatta Sema hanımla da görüştük, önümüzdeki günler de Kredi Garanti Fonu Balıkesir Şubesi ile birlikte bir bilgilendirme toplantısı yapacağız. Çok taze bir haber. Sayın Şube Müdürü bankalar aracılığı ile sunulan imkanları anlatmak istiyor. Önce biz anlayalım ki bundan sonra bankacı arkadaşları çağırırız veya aynı toplantıda bankacı arkadaşlarımızı da çağırırız. Çünkü gerçekten piyasada bir darlık var, herkeste bir sıkıntı var. Yani enflasyon %15 faturadan anladığımız kadarıyla doğalgaza gelen zam %50’nin üzerinde. Elektriğe gelen zam ona keza %50’nin üzerinde Allah iş aleminin yardımcısı olsun diyoruz.”
 
TURİZMCİLER RAHATSIZLIKLARINI DİLE GETİRDİ
Semizoğlu’nun konuşmasının arından komite başkanları ve komite üyeleri de söz alarak kent ve ülke gündemine ilişkin değerlendirmeler yaptı. Ortak Komite toplantısının bu bölümünde en dikkat çeken konu Kirazlı’da süren maden faaliyetine karşı yükselen tepkiler ve gerçekleştirilen eylemler ile kentin bir çok noktasına belediye tarafından asılan afişlerdeki ifadeler de gündem dışı konuşulan konular arasında oldu. Özellikle turizmciler bu konudaki rahatsızlıklarını söz alarak ifade etti.
 
“BÖLGEMİZİN ALGISINI TÜM TÜRKİYE’DE ÇOK CİDDİ BİR ŞEKİLDE DEĞİŞTİ”
15 no’lu Komite Üyesi ve aynı zamanda Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Çanakkale-Körfez Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Ahmet Çelik şunları söyledi; “Bundan birkaç sene evvel bu çatı altında toplanıp, 2018 yılının Troya Yılı olması ile ilgili çok ciddi bir çalışma başlatmıştık. Bu şehirde yaşayan, nefes alan tüm esnafımız bu çok kıymetli projenin arkasında durdu ve son 3 yılda Çanakkale belki de geçmişinde hiç şahit olmadığı kadar turizm anlamında bir birlik gösterdi, dik durdu. Hepimizin bildiği bir konu 34-35 alt sektörü etkileyen bir meslek olan turizme bu sayede, bu çatının altında olduğu Çanakkale esnaf arkadaşlarımız destek oldular ve çok ciddi bir imaj farkı yarattık. Dünyadaki ve Türkiye’deki tüm fuarlarda Troya temalı tanıtımlar oldu. Çanakkale TİME Dergisi diğer dergi ve diğer eserler gibi bir çok tanıtıma şahit olduk. Çanakkale bölgesinde ayrıca TÜRSAB Başkanı olmam vesilesi ile şöyle bir değerlendirme de bulunmak isterim; okulların kapandığı tarihten itibaren 15 Haziran tarihinden itibaren okulların açıldığı 3 aylık süreçte Çanakkale’nin turizm esnafı geçen yıllara oranla çok ciddi farkla turizm faaliyeti gösterdi. Bunun sebebini ben buradaki bütün esnaf arkadaşlarımızın projenin arkasında durduğu, bölgede çok ciddi bir çalışmanın yapıldığı ve bölgemizin algısını tüm Türkiye’de çok ciddi bir şekilde değiştiğini düşünüyorum. Bunun sebebinin de Troya Müzesi’ne girişlerden tutun da Çanakkale şehir merkezinde olan trafiğe kadar şehre dışarıdan gelen yerli turistin ne kadar fark yarattığına kadar net olarak yaşadığımızı düşünüyorum. Bu anlamda artık biz Çanakkale turizmciler olarak, seyahat acenteleri olarak ciddi bir noktaya ulaştığımızı düşünüyorum. Bu noktadan geri dönmek veya bu noktayı muhafaza etmek yönünde yeni yerli veya yabancı turist nasıl getirmemiz gerektiği ile ilgili çalışmalar yapmamız gerekiyor. Tam da bunların arifesinde olduğumuzu düşünüyorum” dedi.
 
“MÜŞTERİMİZE TROYA ATI’NI DAHİL GÖSTEREMEYECEK KADAR ZORLUK ÇEKİYORUZ”
Kentin en önemlisi sorunlarından bir tanesinin otopark sorunu olduğunu aktaran Çelik; “İstanbul’dan, İzmir’den, uçakla veya Ankara’dan getirdiğimiz yerli, yabancı müşterimize Troya Atı’nı dahil gösteremeyecek kadar zorluk çekiyoruz, otobüslerimizi park ettiremiyoruz. Şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan otobüslerin bile otogarlarda yerleri olmasına rağmen biz turizm taşımacılarının veya seyahat acentelerinin otobüslerini park edebileceği bir yer yok. Tabi ki Cuma pazarının orada bir alan yaratıldı ama Cuma günleri maalesef park edemiyoruz ki en çok bizim hafta sonu 3 gün paket tur programları yapıp müşterileri getirdiğimiz dönemde araçlarımız şehirde tur atmak zorunda kalıyor. Bu da çok ciddi bir imaj kaybına sebep oluyor. Bir diğer talebimiz komite olarak GESTAŞ’ta eğer araçlarımız sıraya girerlerse getirdiğimiz müşterilerimiz ile ilgili hat safhada şikayet alıyoruz. Nasıl yolcu taşıyan, tarifeli sefer yapan otobüsler geçiş üstünlüğü varsa en azından işletme belgesinde Çanakkale il sınırlarında adresi olan seyahat acentelerinin kendi araçlarının feribot geçişlerinde öncülüğün olmasını talep ediyoruz. Bundan birkaç gün önce Rotary Kulübünün yaptığı 30 Ağustos Çanakkale Boğazları yüzme yarışmaları vardı. Yerli yabancı 800 kişiye yakın katılımcı katıldı. Yerli yabancı katılımcılarla ilgili şöyle bir şey söylemek isterim; Çanakkale’de bir çok otelde bu insanlar konakladılar. Çanakkale’deki birçok restoranlarda yemeklerini yediler, birçok büfelerde sularını içtiler. Yani Çanakkale esnafına çok ciddi bir katkı sağlamış oldular. Fakat bizim şöyle bir eksiğimiz var. Bu insanları biz gündüz Troya’ya götürüyoruz, yeni açılan Troya Müzemizi gösteriyoruz. Ertesi gün Gelibolu’yu gezdiriyoruz, bir gün Çanakkale Boğazını gezdiriyoruz. Ama o insanlara akşam hiçbir şey yaptıramıyoruz. Hazır tüm arkadaşlarım varken esnaf arkadaşlarım bu eksikliği bir kez daha altını çizmek istiyorum. GAP’a gittiğiniz zaman sıra gezisi yapıyorsunuz, İstanbul’a gittiğiniz zaman Türk gecesi yapıyorsunuz ama bizim kaliteli , para bırakacak ola, özellikle etkinliklere getirdiğimiz müşterilerimizin akşam para harcamalarına olanak sağlayacak bir tesis bir etkinlik ve ortam yok. Ben burada yine doğru adresin Ticaret Odası olduğunu düşünüyorum ve Odamızın öncülük üstlenerek çözebileceğini düşünüyorum” dedi.
 
“TURİZMDEKİ SEVİYENİN BU TİP SLOGANLARLA ZEDELENMESİNİ KESİNLİKLE İSTEMİYORUZ”
Çanakkale’nin imajı son 3 yıldır çok ciddi bir değişime uğradığını aktaran Çelik şöyle devam etti; “Hemen hemen ben TÜRSAB vesileyle biliyorum. Genel merkezde yaptığımız toplantılarda her yerde Çanakkale konuşuluyor, Troya Müzesi konuşuluyor. Bu nasıl oldu? Bize de anlatın gibi ortamlar oluyor. Biz anlatıyoruz elimizden geldiği kadar. Ticaret Odası’nın ne kadar önemli rol üstlendiğini anlatıyoruz ve örnek modelin bu şekilde olabileceğini söylüyoruz ama son zamanlarda da biz turizmcileri üzen bir haber oldu. Bununla ilgilide üzüntümüzü dile getirmek isterim. Bazı afişlerde, bazı sloganlarda ağaçsız turizmde olmaz deniliyor. Biz bunların tamamına çok büyük bir hassasiyet gösteriyoruz. Biz buralıyız, buranın çocuğuyuz, biz de burada bu değerlere sonuna kadar sahip çıkıyoruz ama bu anlamda Çanakkale imajını bir noktaya bir seviyeye getirdiğimiz özellikle turizmdeki seviyenin bu tip sloganlarla zedelenmesini kesinlikle istemiyoruz. İnanın bu bizim için hiç kolay olmadı. Bu 3-4 senemizi bu işe harcadık. Gece gündüz demedik 2018Troya Yılı ilan edildi. Ne kadar bütçeye mal olduğunu hepinizin bildiğiniz Troya Müzesi bitti. Dolayısıyla buradan sonra bir tık öne gitmemiz gerekirken bir tık geri gitmemiz hepimizi çok üzer. En azından bu noktayı muhafaza etmemiz gerekir ve hep birlikte elimizi taşın altına koyup çalışmamız gerekir.”
 
“56 YILDIR YAPILAN FESTİVAL BÜTÇESİZLİK NEDENİYLE İPTAL EDİLDİ”
Bunun üzerine Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu şunları söyledi; “Ağaç olmazsa turizm de yok, ağaç olmazsa Bayramiç beyazı da yok, ağaç olmazsa Ezine peyniri de yok Çanakkale’mizin hiçbir değeri siyasete konu edilecek kadar değersiz değildir. Hepsi bizim için çok değerlidir. Bu konuda Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası 7420 üyelik tacir ve tüccarlardan oluşan vergisini ödeyen, SGK’sını ödeyen, istihdam yaratan üyelerden oluşmaktadır. Bizim burada Çanakkale’mizin ticaretini, Çanakkale’mizin değerlerini yükseltmek olmamız gerekiyor. Ama maalesef siyaset yapmak adına bu değerlerimiz yara görmüştür. Ben bugünkü konuşmamda buna yer vermek istemedim. Çünkü bir şeyi ne kadar çok konuşursanız o kadar dillenir. Yani Çanakkale’miz kaybeder. 56 yıldır yapılan Troya Festivali bütçesizlik nedeniyle iptal edildi. Dedik ki Ticaret ve Sanayi Odası olarak bizde bir yerinden tutalım bunun sürekliliği sağlansın. Çok büyük bir bütçeyle değil daha hesaplı yapalım. Bir toplantı düzenlendi toplantıya katılamadım. Katılamadığım zaman sayın belediye başkanı işte zaten samimiyetsiz, gelmedi, katılmadı diyor. Toplantıdaki ifadelerde şunlar; sanatçı peşin çıkar, sahneye çıkmadan önce parayı alır. Oradaki hazirundan siz paralarınızı verin biz harcamaları yapalım. Sen zaten harcama yeteneğin olsa devam ettirirdin festivali. Biz ne dedik? X sanatçı mı çıkacak bunu Ticaret ve Sanayi Odası olarak biz üstlenelim. Birçok şeyde bunu yapıyoruz. Biz de yarı resmi bir kurumuz. Çıkarıp da şirketinden, kendi şirketinden de bu parayı çıkarabilirsin. Ben samimi olmaya davet ediyorum. Çanakkale’deki herkesi taciri, tüccarı herkesi. Festival yapılamadı ama Kirazlı’ya sanatçı da gitti, organizasyon da yapıldı. Hangi bütçeyle oldu? Biz burada bir aileyiz arkadaşlar siyaset yapmak için söylemiyorum. Siyaset yapmak istesem gider siyaset yaparım. Ama samimiyete davet ediyorum ne oldu? O afişler hangi bütçeyle donatılıyor? Biz festivalimizi yapamadık. Ne diyorsunuz Ahmet Bey? Misafirlerimizi gece ağırlayamıyoruz. İşte bu da bir festivaldir. Onun için sürekli olması gerekiyor, onun için bir sinerji olması gerekiyor. Ben şunu sürekli söylüyorum; Çanakkale’mizin her yeri turizm, inanılmaz verimiz var, inanılmaz varlığımız var. Ama Çanakkale turizm şehri değil, turizm şehri adayı.”
 
“TANITIMIN İYİSİ DE KÖTÜSÜ DE OLMAZ DİYE BİR LAF VAR AMA KÖTÜSÜ DE KÖTÜ OLUYOR”
16 no’lu Komite Başkanı ve Çanakkale Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Derneği Başkanı (ÇATOD) Armağan Aydeğer de bu konuyla alakalı söz alarak şunları söyledi;  “Turizm gerçekten son 2016-2017 o zor sıkıntılı sürecini 2017’de 2018’de 2019’da çok iyi bir ivmeyle sürdürüyor. Çanakkale başta Ticaret ve Sanayi Odası’nın öncülük ettiği Troya Yılı ve onunla ilgili gelişen çok sayıdaki alt ve üst yapı tanıtım çalışmalarıyla tüm Türkiye’de ve dünyada marka imaj haline geldiğini söyleyebiliriz. Bununda gerek müzeye yansıyan yaklaşık bugünkü rakamıyla şuan bir milyona ulaştığı bildiriyor ilgili yetkililer. Bizim o 2018 toplantılarında da Ticaret Sanayi Odası’nda da ilk söylediğimiz, ilk durak noktalarında da bir tanesi diye geliyor ki bugün bir milyon rakamına ulaşmış olması ayrıca hepimiz için çok büyük bir övünç kaynağı. Bu çerçevede özellikle tabi tüm bu süreç olumlu yönde giderken biraz önce sizlere de Ahmet kardeşimin de ifade ettiği gibi. Tanıtımın maalesef iyisi de kötüsü de oluyor yani tanıtımın iyisi de kötüsü de olmaz diye bir laf var ama kötüsü de kötü oluyor. Son dönemde hepimizin karşılaştığı turizmle ilişkili ya da Çanakkale’nin kültürel, tarımsal değerlerinin bir şekilde iletişim malzemesi yaparak şehrin farklı noktalarında ‘Kazdağları yoksa turizm yok’ gibi bir tablo çizilmesi açıkçası hem sektör temsilcileri hem de Çanakkale kamuoyunu ben üzdüğünü düşünüyorum. Bu yanlışın bir şekilde de geri dönülmesi gerektiğini de her platformda söylüyoruz bir turizmci olarak” ifadelerini kullandı.
 
Dilvin ALTIKARDEŞ