1999 yılında meydana gelen depremin Türkiye'de yaşanan en acı felaketlerden biri olduğunu söyleyen AFAD Müdürü Yılmaz, “17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen, binlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesine ve on binlerce insanımızın da yaralanmasına yol açan Marmara Depremi, ülkemizde yaşanan en acı felaketlerden biri olarak tarihteki yerini almıştır. AFAD olarak yeni bir 17 Ağustos felaketi daha yaşamamak için birçok proje ve çalışma gerçekleştiriyoruz. Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) ile AFAD koordinasyonunda ilimizdeki tüm kurum ve kuruluşlarımız, yerel yönetimlerimiz ve sivil toplum kuruluşarımızla (STK) birlikte sıfırıncı dakikadan itibaren afetlere müdahale ediyoruz. Afet önleme ve zararlarını azaltma çabaları kapsamında halkımızın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi için çalışıyoruz. Bu çerçevede toplumun her kesimine köylerde, okullarda, sivil toplum kuruluşlarında, kamu ve özel sektör kuruluşlarında afet bilinci eğitimleri ve tatbikatlar düzenliyoruz. Son 1 yıl içinde 30 binin üzerinde vatandaşımıza ilk 72 saat, temel afet bilinci, temel yangın bilgisi, acil durumlarda bina tahliyesi ve hafif arama kurtarma hakkında eğitimler verdik. Afetlere dirençli bir Çanakkale hedefliyoruz. Her vatandaşımızın afetler nedeniyle meydana gelebilecek tehlikelerin farkında olması, riskleri azaltmak için önlemler alması ve hazırlıklı olması gerekir. Ailemizi, okulumuzu, iş yerimizi, şehrimizi ancak hepimiz afetlere karşı hazırlıklı olursak güvende tutabiliriz. Afet ve acil durumlara karşı önlemleri almaya mecbur değil bir anlamda mahkum olduğumuzu ve her zaman olası afetlere karşı hazırlıklı olmamız gerektiğini unutmadan, afet bilincini geliştirmeliyiz. Ülkemizde can ve mal kaybına neden olan felaketlerin yaşanmaması temennisiyle 17 Ağustos depreminde hayatını kaybetmiş bütün vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı. 

"Neler yapmamız ve ne tür önlemler almamız gerektiğini biliyoruz" 
Bu tür afetlere karşı ortak çalışmanın önemine de vurgu yapan Yılmazi açıklamasını şu ifadelerle sonlandırdı: 
"Bölgemizde ve ilimizde afet risklerimizin oldukça fazla olduğunu dikkate alarak, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının, yerel yönetimlerin, özel sektör kuruluşlarının ve sivil toplum kuruluşlarının planlama sürecine katılmalarının afet meydana gelmeden önce gerekli tedbirlerin alınması hususuna büyük katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Afetlere hazırlık kültürünün yerleşmesi için başlatılan afetlere hazırlık yılı kapsamında yakın bir tarihte ilimizde masa başı ve saha tatbikatı yapmayı planlıyoruz. 6 Şubat 2017 tarihinde Ayvacık’ta meydana gelen deprem, planlı ve plansız alanlardaki mevcut yapı stokumuzun önemli bir kısmının depreme dayanıksız olduğunu ve acilen güçlendirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Bu nedenle ilgili kamu kurum ve kuruluşlarımız tarafından yapı stoklarının incelenmesine ve iyileştirilmesine yönelik olarak çalışmalar yapılmalıdır. İlimiz genelinde yapılacak çalışmalarla risk teşkil eden yapılar tespit edilmeli, acil yıkılması gereken binalar varsa bunlar vakit kaybetmeden yıkılmalıdır. AFAD olarak bu doğrultuda hazırlanacak tüm projelere destek ve katkı sağlamaya hazırız. Ayrıca, ilimizde kişi başına düşen yeşil alan miktarının 2 metrekare olduğu hepimizin malumudur. Yerel yönetimler tarafından imara açılan yeni yerleşim yerlerinde toplanma, barınma ve kalıcı yerleşim alanları tasarlanmalı, yeni parklar kurularak kişi başına düşen yeşil alan miktarı artırılmalı ve bu alanlar afet anında toplanma alanı ve geçici barınma alanı olarak düzenlenmelidir. Depremin ne zaman meydana geleceğini bilmiyoruz, tahmin de edemeyiz ama neler yapmamız ve ne tür tedbirler almamız gerektiğini biliyoruz.” 


Kaynak: İHA