Özellikle aile çiftçiliğinin desteklenmesinin, ülke kalkınmasında önemli bir rol oynadığını vurgulayan Kaya, büyük şirketlere seslenerek aile çiftçilerinin yaptıkları işlere göz dikmemeleri gerektiğini söyledi.
 
Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya, ülke ekonomisinde önemli bir yeri olan köylerdeki tarımı genel hatları ile değerlendirdi. Köylerde genç nüfusunun azalması hakkında düşüncelerini paylaşan Kaya, “Köylerimizde, kırsalda nüfus azalıyor. Neden azalıyor? Çünkü kırsalda yaşam şartları zor. Kırsalda yaşamak kolay değil. Şehir merkezlerinde olan olanaklar köylerimizde olmadığı için, şöyle bir durum söz konusu oldu;  özellikle merkez köylerimizde, ilçelerin merkeze yakın köylerinde ve bizim Çanakkale merkeze yakın köyler, kışın Çanakkale’ye geliyor üretici, o dönemi şehirde geçiriyor. Kaloriferli evde kalıyor. Yazın yine üretim sezonunda araziye geri dönüyor. Bu türde bir azalma var ama para kazanamayarak, köyde istediği şekilde üretim yapamamaktan, istediği fiyatı elde edememekten köyden kente kaçışlar oluyor “ şeklinde konuştu.
 
“ÜLKE OLARAK BELLİ BİR YERLERE GELMEK İSTİYORSAK DOĞRU OLACAĞIZ”
Kaya, genç çiftçilere verilen desteklerden de bahsetti. Hükümetin birçok desteği olduğu ama bazı kesimin bunu kötü niyetle kullandığını belirterek, bu kişilerin ayrılması gerektiğini söyledi. Başkan Kaya, “Hükümetin genç çiftçilerle alakalı 3 yıldan beri teşvikleri oldu. Devlet, ben köyde iş kuracağım, köyde yaşayacağım ya da zaten yaşıyorum, iş kuracağım diyorsan 30 tane hayvan veya 1-2 dönüm sera, kapalı meyve bahçesi gibi 30 bin liralık yatırımlar yapıyordu. Biz 3 yıldan beri Çanakkale’nin tamamında ilçeler ile beraber bin civarında genç çiftçiye biz bakanlık tarafından verilen destekleri dağıtan ekibin içindeydik. Orada ihtiyacı olan, yapmaya azimli olan insanların işlerini yapmasına vesile olduk. Çok başarılı, yerinde vermiş olduğumuz projeler oldu.  30 tane koyun vermişiz üreticiye, 100 tane yapmış. Bundan para kazanıyorum diyor. Bizim bunları yakalamamız gerekiyor. Bir de bizden bu desteği almış. Şimdi gidip bakıyorsun koyunlar yok ya da başkasını ahırında, koyunları satmış. Bizim bunlardan da kendimizi kurtarmamız gerekiyor. Birey olarak, aile olarak, köy olarak, ülke olarak belli bir yerlere gelmek istiyorsak doğru olacağız. Kandırmamasını öğreneceğiz. Kimseyi kandırmayacağız, kimsenin de bizi kandırmasına müsaade etmeyeceğiz. Dolayısıyla bu projenin içerisinde yüzde 80 bu proje başarılıydı ama yüzde 15-20’lik bakanlığı, bizleri kandıran kesimi eğitmemiz gerekiyor” dedi.
 
“AİLE ÇİFTLİKLERİNİN ÇOK ÖNEMLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM “
Kaya, aile çiftçiliğinin desteklenmesinin önemine değinerek, büyük şirketlere de şu şekilde seslendi: “Büyük şirketler kuruluyor, meyve bahçeleri, besi damları kuruluyor. Gariban çiftçinin işine göz dikmeyin. Bizim aile çiftçisini ayakta tutmamız gerekiyor. Büyük şirketlere söylüyorum, aile çiftçisinin kazancına göz dikmeyin. Kurumsal şirketler bugün domates, şeftali, elma, armut yetiştiriyor, besi çiftlikleri kuruyor, tavuk yetiştiriciliği kuruyor. Biz kendi kendimize yetiyorduk. Ne zaman ki şirketler bu işlere el atmaya başladı üretici olarak işten çıkmaya başladık. Bu noktada aile çiftliklerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum ve verilen desteklerin ne yapılıp edilip aile çiftçilerine verilmesi ve bizim tekrar büyümeyi aile çiftçilerin üzerinden gerçekleştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Aile çiftliklerinin son dönemde önemi ortaya çıktı. Buradan tekrar büyüyeceğimizi düşünüyorum.”
 
“ÜRETİCİLERİN TEK TEK CEBİNDEN O MAKİNELER İÇİN PARA ÇIKMASIN”
Ziraat Odası’nın yaptığı faaliyetler hakkında bilgi veren Kaya, “Üyelerden aldığımız aidatı, üyelerimize döndürmek için iş arıyoruz. Geçen yıl, bütün köylerimizde ilaçlama yaptırdık bu sene İl Özel İdaresi yaptıracak. Farkındalık yaratmak için yaptırmıştık. Köydeki vatandaşlarımız da sivrisinek ile sinekle mücadele yaşamasın. İnsanların damlarının içine girdik, ilaçlama yaptık. Bakıyorum bu sene farklı kurumlar bunu yapacak. Bu sene ise üreticiden aldığım aidat paraları ile birlikte alet, ekipman kullanmanın önemine vurgu yapmak için kullanabilecekleri aletleri, ekipmanları ihtiyaç duyulan bölgelere vermeye başladık. Şuanda 10-12 köye alet verdik. En son Gökçalı Köyü’ne bir makine verdik. O köyden yüzlerce teşekkür geldi, işlerine çok yarıyormuş ama o makine 8-10 bin liralık makine ama yıldı bir kez 2 saat ihtiyacı var üreticinin ona. Almasın üretici, işte hep beraber koca köy onu kullansın. Yetmiyorsa bir tane daha alalım ama üreticilerin tek tek cebinden o makineler için para çıkmasın. Ne üretirsek üretelim daha az maliyetle üretmemiz gerekiyor. Bunu daha uygun fiyata nasıl satabilirim diye düşünmemiz gerekiyor. Kazancı nasıl fazlalaştırabiliriz diye düşünmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
 
Dilvin ALTIKARDEŞ