Türkiye’de siyanürle altın arandığına ilişkin iddiaların ve haberlerin gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Altın Madenciler Derneği Başkanı Hasan Yücel konu ile ilgili aşağıdaki açıklamalarda bulundu.
 
Bilerek veya bilmeyerek madencilik faaliyetlerini engellemeye yönelik girişimler nedeniyle, ülkemizin kendi yer altı kaynaklarını değerlendiremez hale geldiğini aktaran Altın Madenciler Derneği Başkanı Hasan Yücel şu açıklamaları yaptı; “Madenler ülkenin yeraltı zenginlikleridir. Yer altı zenginliklerini değerlendirmede başarılı olamayan ülkeler sanayide dışa bağımlı olmaktan kurtulamazlar. Madencilik sanayinin hammadde ve ara mal ihtiyacını karşılar, ülkeye döviz kaybettirmez, sürekli döviz kazandırır.
 
ÜRETİM ARTTIKÇA BİRİLERİ RAHATSIZ OLUYOR
2017 yılında 22 ton olan altın üretimini, 2018 yılında 27 tona çıkararak sektörde önemli bir sıçrama gerçekleştirdik. Hâlihazırda, Altın Madencileri Derneği (AMD) çatısı altındaki 22 firmada yaklaşık 10 bin kişi istihdam edilmektedir. 2001 yılından 2018 yılına kadar geçen 18 yılda ise toplamda 302 ton altın üretimi gerçekleştirdik. 18 yılda, bu üretimin karşılığı olarak devlete toplamda 60 ton altına eş değer vergi ödediklerini ifade ederek, yatırım aşamasındaki projelerin önümüzdeki iki üç yılda devreye girmesiyle, Türkiye’nin altın üretimini çok rahatlıkla yıllık 50 tona çıkarabiliriz.
 
EN İLERİ TEKNOLOJİ KULLANILIYOR
Türkiye’de altın üretiminde kullanılan teknoloji, ABD, Kanada, Avustralya ve İsveç’te kullanılan teknolojinin aynısıdır; o ülkelerde altın üretimine karşı toplumsal bir tepki yaşanmazken, Türkiye’de neden sürekli altın üretiminin engellenmeye çalışıldığını iyi araştırmamız gerekmektedir. Bunun nedeni Türkiye’nin dünya altın ticaretinde önemli bir ithalatçı ülke olmasıdır. O kadar ki, 24 yılda (1995-2018) 3842 ton altın ithal etmişiz. Bir başka ifade ile yılda yaklaşık 160 ton altın ithal eden bir ülke konumundayız. Bu kadar altının bugünkü parasal değeri yaklaşık 172 milyar dolardır. Kimse böyle bir ticaretin kesilmesini istemez.
Türkiye altın üretmesin, ama ithal etsin diyen çevreler Türkiye’nin altın üretimini engellemek istemektedirler. Bu nedenle belirli sürelerde medyayı kullanarak siyanürle altın arandığını, suların, toprakların siyanürle kirletileceğine, Türkiye’nin bu işten zarar göreceğine dair asılsız iddialarla, kamuoyunu korkutup yönlendirmeye çalışılmaktadırlar. Türkiye’nin altın üretimi asılsız iddialarla engellemeye yönelik girişimler, eskiden olduğu gibi günümüzde de devam etmektedir, bundan sonra da devam edecektir.
 
NEDEN SADECE ALTIN ÜRETİMİNDE KULLANILAN SİYANÜR HEDEF ALINIYOR?
Ülkemizde başta sentetik kumaş imalatı-iplik, naylon, plastik, kuyumculuk, boya, ilaç, tarım kimyasalları, galvanizleme, metal kaplama ve elektro teknik olmak üzere başka sanayi dallarında siyanür bileşikleri kullanılmaktadır. Türkiye’de siyanürün kullanıldığı diğer alanlarda ‘siyanür’ üzerinden herhangi bir tartışma yaşanmazken, sadece altın üretimindeki siyanürün tartışılması bu konudaki istismarın ve art niyetin en iyi göstergesidir.
 
SİYANÜRLE ALTIN ARANMAZ
Kaldı ki, iddia edilenin aksine siyanürle altın aranmaz. Siyanür, altının aranması aşamasında değil, altının üretimi aşamasında, altın üretim tesislerinde gözle görülemeyecek kadar küçük katı haldeki altın zerreciklerini çözüp sıvı hale getirmek için kullanılmaktadır. Dünyanın hiçbir yerinde siyanür kullanılarak altın aranmaz. Dileyen vatandaşlarımız, MTA, ODTÜ, İTÜ vd maden ve jeoloji mühendislikleri bölümlerini arayarak bu konuyu sorgulayabilirler.
 
ÇEVRE VE İNSAN SAĞLIĞINA ZARARSIZ HALE GETİRİLİYOR
Altının üretimi aşamasında kullanılan siyanür daha sonra arıtmadan geçirilerek çevre ve insan sağlığına zararsız hale getirilmektedir. O kadar ki çevreyi tehdit edeceği ileri sürülen atık depolama havuzlarındaki siyanür miktarı Amerika’da içme sularında müsaade edilen siyanür miktarına eşittir. Nasıl oluyor da Amerika’da içme suyunda müsaade edilen miktardaki siyanür, Türkiye’de çevre ve insan sağlığı için çevrecilik adına felaketlere neden olabilecek bir tehdit olarak gösteriliyor?
 
KANITLANMIŞ BİR OLAY YOKTUR
Türkiye’de bugüne kadar altın üretiminde kullanılan siyanürden dolayı ne kimsenin canına, malına veya ürününe bir zarar gelmiş, ne de altın üretimi yapılan yörelerin havası, suyu ve toprağı zehirlenmiştir.  Bu konuda pek çok iddia ortaya atılmış, haberler yapılmış olmasına rağmen, ülkemizde altın üretiminde kullanılan siyanürden dolayı insan sağlığı ve çevrenin zarar gördüğüne ilişkin bugüne kadar kanıtlamış tek bir olay yoktur.
 
Dünyada yaklaşık 875 altın ve gümüş madeninde siyanür kullanılarak altın ve gümüş üretilmektedir. Son günlerde medyada ‘’Murat Dağı'nda yapılacak olan siyanür ile altın ve gümüş arama sonucu Kütahya ve Eskişehir’in yanı sıra Ankara, Adapazarı, Bilecik, Uşak, Denizli, Aydın, Manisa, İzmir illerinin de içme-kullanım ve tarımsal sularının zehirleneceğine’’ ilişkin bilimsellikten uzak, varsayımlara dayalı haberler yer almaktadır. Türkiye’de altın üretimini engelleyerek, altın ithalatının sürmesini isteyenlerin çıkarına hizmet edecek bu tür gerçek dışı iddiaları kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.”