Son zamanlarda arı ürünlerinin sağlığa olan faydalarının araştırmacılar tarafından duyurulması üzerine, arı sütü, arı poleni gibi ürünlere talep artmaya başladı. Arıdan bal dışında birçok doğal ürünün elde edilebilmesinin, arının insan hayatında ne kadar önemli bir noktada olduğunu vurgulayan Çanakkale Arı Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Cahit İleri, arıdan elde ettikleri ürünleri ve bu ürünlerin faydalarını anlattı.
 
Çanakkale Arı Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Cahit İleri, son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda arıdan alınan farklı ürünlerin insan sağlığına çok etkili olduğunun bilgisini verdi. Arıdan elde edilen propolisin birçok hastalığa iyi geldiğini söyleyen İleri, bu ürünün yüzyıllardan beri kullanıldığını fakat içindeki faydalı etkenlerin yeni yeni bulunduğunu belirtti. İleri, “Propolis, Yunanca iki kelimeden oluşuyor. ‘Pro’ ön demek ve ‘polis’ koruma anlamlarıyla oluşuyor. Bunun sonucunda ‘önkoruma’ gibi bir denkliği oluyor. Yüzyıllardan beri insanlar bunu bir şekilde kullanıyorlar ama bugünkü kadar araştırılıp içeriği bilinmiyordu. Özellikle Mısır piramitlerindeki mumyalarda propolis kullanılırdı. Bu cesetler uzun yıllar çürümeden muhafaza edilirdi” diyerek propolisin tarihi hakkında bilgi verdi.
 
“ARININ KENDİ SAĞLIĞINI PROPOLİS İLE KORUDUĞU KEŞFEDİLDİ”
Propolisin ne işe yaradığı hakkında açıklamada bulunan İleri, “Propolisli olan bir ürüne kolay kolay bakteri, mikrop gelmez. Propolis, kovanda arı girişinin bol miktarda koyar ve gelen arı zaten propolise temas ederek içeri girer. Kovanın çatlakları propolis tarafından onarılır. Hatta yavru atılacağı gözün içerisi propolis ile sıvanır, sağlıklı dünyaya gelmesi için. Arı, propolis ile kendini hazırlıyor, gelecek neslini koruyor. İnsanlar, kovandaki bu farklılığı görüyorlar ve ‘acaba insanlara da faydalı olur mu’ düşüncesi ile araştırılıyor ve bakılıyor ki arı kadar insanlara da faydalı. Çünkü kovan aslında tam bakteri ve hastalık üreme ortamı, kovanın içi sıcak, nemli ve karanlık. Bu üç etken bir araya geldiği zaman mantarların, virüslerin üremesi için çok uygun bir ortam ama bakıyorlar ki arı kovanında hiç mantar, virüs yok. Dolayısıyla insanlar buradan hareket ederek, arının kendi sağlığını propolis ile koruduğunu keşfediyorlar. Propolisi günümüz koşullarında farklı şekillerde alınıyor. Propolisi toplayan ayrı aparatlar kullanılıyor. Etil alkolle çözülüyor ve sıvı hale dönüştürülüyor ve insanlar bunları günlük yaşamında kullanıyor” şeklinde konuştu.
 
“PROPOLİS VÜCUDUN DİRENCİNİ ARTTIRIYOR”
“Doğal bir antibiyotik propolis. Şeker hastalığını düzene sokuyor. Vücuttaki herhangi bir arızalı noktaya eğer kan vasıtasıyla vücuda girdiyse, o noktaya kadar gidip orayı tamir ediyor” diyerek yararlarını sayan Başkan İleri, “Vücuttaki mantar, virüs ve bakterilerin vücuttan atılması ve onların öldürülmesinde son derece  bie fayda sağlıyor. İnsanlar bunu keşfetmişler. Sağlıklı insanlar kullandıkları zaman sağlıklarını devam ettiriyorlar, hastalıklı insanlar kullandıklarında hastalıktan kısa zamanda kurtuluyorlar ve vücudun direncini arttırıyor. En güzel tarafı burası. Çünkü doktorun verdiği antibiyotik bir tarafı düzeltirken bir tarafı bozuyor. Yan tesirleri olabiliyor. Propolisin yan tesiri yok hep faydalı tarafı var. Dolayısıyla vücuda bir eksi getirmiyor. Çocuklarda kullanıldığı zaman, özellikle anasınıfına başlayan çocuklarda propolis kullanıyorsa hastalıklara karşı daha savunucu oluyor. İlaç kullanmak yerine artık propolis kullanıyorlar. Özellikle mevsim çıkışları, vücut direncinin düşük olduğu zamanlarda kullanarak vücudunu daha kullanışlı hale getiriyor” ifadelerini kullandı.
 
ARI SÜTÜ DÜNYANIN EN GÜÇLÜ GIDASI
Arıdan elde edilen bir diğer ürünün ise arı sütü olduğunu söyleyen İleri, bu gıda maddesinin dünyada bilenen en güçlü madde olduğunu vurguladı. İleri, arı sütü hakkında ise, “Özellikle 7 ile 14 günlük genç işçilerin, kraliçe besini için kendi vücutlarından salgıladıkları özel bir besin. Sadece kraliçe arıya bunu bol şekilde yediriyorlar. Diğer işçi ve erkek arılar az miktarda arı sütü alıyor. Özellikle arı sütü ile beslenen kraliçe arının ömrü 7 yıla kadar uzuyor. Aslında kraliçenin ilk başladığı yumurtayla işçi arının yumurtası aynı. Ama işçi arı arı sütü ile beslenmediği için 45 gün yaşayabiliyor. Dolayısıyla bu kadar fark ediyor arıda. Özellikle vücudun halsiz, takatsiz durumlarında arı sütü kullanılıyor. Vücudun daha zinde daha sağlıklı olması istendiği zaman arı sütünü alıyorlar. Arı sütü insanlarda oldukça faydalı” bilgilerini paylaştı.
 
“POLEN BELKİ DE BALDAN ÇOK DAHA ÖNEMLİ”
Çokça bilinmeye başlanan arı poleni hakkında da bilgi veren Başkan İleri, “Polen ise arının yavrularına yedirdiği, insanda anne sütü yerine geçen, içinde aminoasit, vitamin, protein ve mikro elementlerin bulunduğu özel bir besin. Arı sadece yavrusuna mama olarak yediriyor. Hatta polenleri peteklerin üzerine sıkıştırıyor. Bu mayalanıyor ve oradan dünyaya gelen genç yavrular o polenleri yiyerek yaşamına devam ediyor. Özellikle insan yaşamında özel öneme sahip. 1 yaşından sonraki çocukların 18 yaşına kadar olan dönemde poleni sağlıklı bir şekilde tüketirlerse, evrensel ve zihinsel gelişimleri çok yerinde olur. Anasınıfında problem yaşayan annelerin eğer çocuklarına düzenli polen yedirirlerse hastalıklara karşı daha iyi oluyorlar. Polen üreticileri, poleni sağlıklı bir şekilde muhafaza etmeleri gerekiyor yani soğuk zincire almaları gerekiyor. Polen yaş ve kuru olarak muhafaza ediliyor ama soğuk zincirde özellikle yaş muhafaza edeceksiniz. Kuru raflarda bırakıldığı zaman polen özelliğini yitiriyor. Yaş polende zincir koparılmazsa nahoş kokular oluşmaz. Polen herkesin günlük yaşamına girmesi lazım, belki de baldan çok daha önemli” şeklinde anlattı.
 
ARININ HAVASI BİLE YARARLI!
Apiair tedavi yöntemi olarak bilinen ‘arı havası’ sağlık uygulaması hakkında detayları paylaşan İleri, bu tedavi yönteminin yeni yeni yayılmaya başladığını da söyledi. İleri, gündemde olan bu tedavi çeşidinin özellikle akciğer hastalıklarında çok olumlu etkileri olduğunun altını çizerek, tedaviyi şu şekilde anlattı: “Son zamanlarda apiair çok gündemde. Bu arı havası demek. Birçok ülkede bulunu gördük. Üç tane Avrupa Birliği projesinin içinde yer aldık ve 13 ülkeyi dolaştık. Orada arı kovanlarının içine hortum bağlanmış, o hortum yine özellikle hastaların kalabileceği özel mekanlar oluşturulmuş. O mekanların altına arı kovanları var. Kişiler burada uzman gözetiminde ağızlarına maske olarak takıyorlar ve soludukları hava arı kovanından geliyor. Arı kovanındaki o hava özellikle akciğer rahatsızlıkları için çok faydalı olduğunu tespit etmişler. Yeni yeni dünyada yaygınlaşıyor. Yakında Türkiye’de yaygınlaşmaya başlayacak. Arı havası ile de sağlık dağıtmaya başladı.”
 
Dilvin ALTIKARDEŞ