Açılış konuşmasını Meclis Başkan Yardımcısı Hayrettin Çetinkaya gerçekleştirdi. Öncellikli olarak gündeme ilişkin konuları değerlendiren Çetinkaya, 2018 yılı Ağustos ayında hissedilmeye başlanan ekonomik daralmanın etkilerini henüz üzerlerinden atamadıklarını ifade ederek, “ Bizler iş dünyasının temsilcileri olarak çarkların yeniden sağlıklı bir şekilde dönmesi için elimizden gelen her türlü özveriyi gösteriyoruz. Odamız tarafından ilimizin öne çıkan sektörlerini destekleyici faaliyetlerini memnuniyetle takip ediyor ve kendilerine her türlü desteği veriyoruz. Marka bilincini oluşturmak için daha fazla çalışmalı ve farkındalık yaratmamız gerektiğini düşünüyorum. İlimizde ne kadar çok katma değer yaratan ulusal ve uluslararası marka oluşturabilirsek bölgemizin rekabet gücünü bir o kadar daha arttırabiliriz. Bunun içinde birlik ve beraberlik içinde aynı hedefe ulaşmak için güç birliği yapmalıyız. Odamızın meslek komiteleri bu faaliyetleri ateşlemek için çok uygun platformlar. Buralardan çıkacak fikir ve talepler üyelerimizin ticari faaliyetlerini geliştirmek için bizleri aydınlatacaktır” dedi.
 
“365 GÜNDE 118 GÜN TATİL YAPARAK HERHANGİ BİRİMİZ İŞYERİMİZİ AYAKTA TUTABİLİR MİYİZ?”
Meclis toplantısında daha sonra Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu kürsüye çıkan isin oldu. İlk olarak geçen aydan bu zaman geçen süreçteki çalışmalar hakkında bilgi aktaran Semizoğlu, 12 Nisan tarihinde Vali Orhan Tavlı başkanlığında belediye başkanları, daire müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, bazı şirket yetkilileri ve sendika temsilcilerinin bulunduğu İl İstihdam Kurulu toplantısıyla ilgili değerlendirmede bulundu. Başkan Semzioğlu üç saate yakın sürdüğünü ve Akçansa Fabrikası’nın sosyal tesislerinde yapıldığını ifade ettiği toplantıya ilişkin şunları söyledi; “Daha öncekilere göre çok daha verimli, daha çok şeyin konuşulduğu bir toplantıydı. Bu toplantılarda ne kadar çok şey konuşursak o kadar çok şey çözüme ulaşıyor. Bu toplantı gerçekten bir başlangıçtı diyebilirim. Toplantı ile ilgili bir anekdotu sizinle paylaşmak istedim, onun için konuşmamın gündemine aldım. Yoksa burada okuyup geçiyoruz. Bu da verimli olmuyor. Meclisin konuşması bunun için önemli arkadaşlar. Toplantıda sendika temsilcilerimiz de vardı. Vali bey herkese mümkün olabildiği kadar söz vermek istedi. Sendika temsilcisi arkadaşımıza ‘Evet, buyurun sizin isteğiniz veya bir sözünüz var mı?’ dediği zaman arkadaşımızın dediği şey direk ‘zam istiyoruz’ oldu. ‘Sayın Valim ne iş yapacağını sormadan direk zam istedi arkadaşımız’ dedim. Şimdi şöyle bir sorunumuz var; kimse memnun değil. Ne iş yapacağım diye zam istemesi gayet doğal geçinemiyor. ‘Peki bu maaş ödeyecek olanın yolları açık mı sayın valim?’ dediğimiz zaman yine yollarımız bürokrasiye geliyor. Yatırım yapacak olanın veya işsize iş bulma, işsiz vatandaşlarımızı işle tanıştırmanın yolu yatırımdır. Yeni iş yerleri açılmasıdır. Bunun önünü nasıl açacağız dediğimiz zaman gene bürokrasiden geliyor. Tüm bürokrat arkadaşlarımız, devletin yetkilileri oradaydı. Bunları usulüyle, şaka ile karışık ilettik. İŞKUR Müdürümüze sorduğumda Çanakkale’nin işsizlik ortalamasının bilindiği üzere Türkiye’nin yarısı… Peki Ali bey genelde iş isteyenlerin talepleri ne doğrultuda? Kamuda iş istiyorlar. Neden kamuda iş istiyorlar? Daha güvenli oluyorlar. Şimdi Kale Seramik’e mi güvenmiyor, Akçansa’ya mı güvenmiyor, İÇDAŞ’a mı güvenmiyor, Çetinkaya’ya mı güvenmiyor, kime güvenmiyor? Maaşını veya sosyal güvencesini alamayanların oranı elimizde nedir? Emin olun ki konuşulmayacak, konuşulmaya değecek kadar büyük değil, küçücük şeyler. Ama araştırdığımız zaman kamuda iş istemelerinin sebepleri en başta sebepleri arkadaşlar; 2018 yılında kamu çalışanı 116 gün tatil yapmış, 2019 yılında da 118 gün tatil yapacak. Bu rakamlara baktığımız zaman bizim çalışmamız, üretmemiz mümkün gözükmüyor arkadaşlar özel sektör olarak. Öyle bir sosyal devlet haline gelmişiz ki işyeri kapandığı an vatandaşa işsizlik maaşı bağlandığı için, vatandaşın işiyle ilgili bir aidiyet hissi yok. Yani nasılsa ben ayrılıyorum diyor. Kamuya bir şekilde girersem 116 gün tatil yaparım, 118 gün tatil yaparım. Ben şimdi Meclis olarak soruyorum, bunun görüşle, onla, bunla hiçbir alakası yok. 365 günde 118 gün tatil yaparak herhangi birimiz işyerimizi ayakta tutabilir miyiz arkadaşlar? Biz dışarıdan bakıldığı zaman patronlarız, bizim tuzumuz kuru. Bürokrat kesinlikle öyle düşünüyor. Peki bizim tatil yapamadığımız yerde bizim çalışanımızın veya kamunun çalışanının, çalıştığı devletin ayakta kalması mümkün mü? Bence değil, biraz daha çalışmalıyız.”
 
“NE DENİZ TURİZMİNDEN FAYDALANABİLİYORUZ YETERİ KADAR, NE TARİH VARLIĞIMIZDAN”
Başkan Semizoğlu’nun konuşması sonrasında soru cevap bölümüne geçildi, meclis üyeleri bazı konularda ve sektörel alanlarındaki görüş ve düşüncelerini bildirdi. Söz alan Meclis Üyesi İlker Altın, bir önceki Meclis döneminde deniz savaşları ile ilgili bir proje hazırladıklarını hatırlatarak, bununla ilgili kurumlarla yapılan görüşmelerde olumlu görüşler aldıklarını belirtip, bundan sonra da bir yol haritası çizilirse çalışmalara devam edeceklerini dile getirdi. Konuyla ilgili ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu, “İlker arkadaşımın bu projesi ilk günden beri hepimizi heyecanlandırdı. Çanakkale turizmi için olması gereken şeyler şahsi görüşüm bu. Birçok yaptığımız görüşmelerde de herkes aynı fikirde. Yani Nasrettin hoca misali herkes haklı da iş neden olmuyor? Şimdi turizm diyoruz evet birçok materyalimiz var. Çanakkale’ye tur otobüsü geldi. Görmeleri gereken yer aynalı çarşımız var, kordondaki Truva atımız var. Truva atının önünde otobüsün durmasına izin verilmiyor. Nerede duracak, köprübaşında. Peki bu köprübaşında durup 50-60 kişilik otobüs, hangi güzelliği göstereceğiz, neyi paylaştıracağız insanlara? Köprübaşından gelecek, çay boyunun durumu malumunuz veya aradan, caddelerden gitse trafik karmaşası. Çay boyu ıslah edilip, Efrad Okuluna sokulduğu zaman, ismi Efrad Okuluydu. Yani sahilden Çimenlik Kalesi gezdirilip, zaten yapılması gereken bir şey, bunun olması elzem bir şey. Çanakkale Muğla’dan sonra ikinci uzun sahil şeridine sahip bir ilimiz. Ne deniz turizminden faydalanabiliyoruz yeteri kadar, ne tarih varlığımızdan faydalanabiliyoruz. Bu konuyla ilgili burası aile meclisi, İlker kardeşimle biz birçok defa konuştuk. Hatta seçimden önce şöyle bir şey de yaptık; İlker bunu her iki adayın gündemine de sokturalım ki ondan sonra söz verdiniz şeklinde diyebilirim. Şimdi bu işin iki tane ayağı var. Ankara ayağı var ve yerel yönetim ayağı var. Yani belediye başkanının bir adam asmaya, bir para basmaya yetkisi yok. Diğer türlü yetkileri oldukça donanımlı. Ankara’da kuvvetsiz mi diyeceksiniz işyerleri taşınırsa biz ağacı taşlamış oluruz. Onun için bu iş belediye ve iktidarın ortak, Bülent Turan ve Ülgür Gökhan’ın ortak aklıyla, bizim fikir önderliğimizle ve bunu yapacak güçteyiz inanın. Hepimiz tek dili konuşursak olur. Gerçekten İlker kardeşimi tebrik ediyorum, görülmemiş birşey. İlker’in projesini ben hatırlıyorum yani batıkları bile anlık izleyebileceğimiz video sistemleri, kamera sistemleri vardı. Muazzam bir proje hep birlikte olursak ben yapabileceğimize inanıyorum. Bunun için her ortamda meclis üyesi olalım, meclis başkanı olalım, yönetim kurulu olalım, yönetim kurulu başkanı olalım biz bunu istiyoruz dememiz lazım. Hiçbir şekilde çatlak bir ses çıkmazsa ben eminim ki, Bülent Turan açık açık ifade etti zaten emredin dedi direk. Sayın belediye başkanımızla da gittik konuştuk oda olumsuz değil. Bundan sonra önümüzde seçimsiz 4 yıl var. Bundan sonra da bu işi gidip koparmaya çalışalım.”
 
“ÖNÜMÜZE BAKACAĞIZ, BİRBİRİMİZE TUTUNACAĞIZ”
Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu, inşaat sektöründeki duruma yönelik değerlendirmesinde ise şu ifadeleri kullandı; “Bir şey kalmadı demeyelim ama uzunca bir süre en azından bu kadar çok müteahhittin olduğu ilimizde böyle bir pasta yok diyelim. Dolayısıyla inşaat yapabilmek hem bilgi, hem beceri hem de para ister. Bilgisi, becerisi ve parası olanları biz Ticaret ve Sanayi Odası görevlerinden bir tanesi de üyelerinin ufkunu açmaktır. Başka yatırımlara yönlendirmek isteyen olursa tabiî ki inşaatı bırakın, inşaattan bir şey olmaz demiyorum. Kimse yanlış bir şey anlamasın. İşte geçen ayki meclis konuşmamda bahsetmiştim. Küçükbaş hayvan ihtisas organizesi gibi hayvancılığa, seracılığa, tarıma birçok şeye yöne yönlendirmek için sekretaryamıza talimat verdim. Biz artık fuara giderken ürün fuarına gitmeyelim. Çanakkale’de işadamları, iş insanları ve yatırımcıları olarak ürün fuarına gitmeyelim. Ürünü nasıl üretebiliriz adına makine fuarına gidelim, ufkumuz açılsın. Belki inşaat yapmayız da çivi üretiriz veya kalıp üretiriz örnek. Yani önümüze bakacağız, birbirimize tutunacağız. AR-GE’mizi ve inovasyonumuzu bir tık daha üst seviyesine çıkarmak zorundayız. Ben o kadar kötümser değilim ama inşaat sektöründe bu kadar müteahhitte bir süre daha tatil imkanı verecek diye gözüküyor.”
 
 
“2018 TROYA YILI BÜYÜK BİR VİZYON AÇTI”
Meclis Üyesi Armağan Aydeğer de soru cevap toplantıda söz alarak turizm sektörüne ilişkin görüşlerini ifade ederek şu değerlendirmeyi yaptı; “Turizm sektörü de ülkemizin şuanda yaşamış olduğu sıkıntılı ekonomik süreçte çok önemli sektörlerinden bir tanesi. Çünkü kendisinin ülkemizin doğal kaynaklarını bir şekilde dış ülkeler sunarak önemli bir şeye vesile oluyor. Şehrimizde bu anlamda aslında çok önemli noktalardan bir tanesi. Ülkemizde Türkiye’nin çok hızlı büyüyen turizm noktalarından biri. Bir diğeri şüphesiz tabi tarım. Ben turizmle ilgili arkadaşlarımıza genel olarak yaşanılan sıkıntılarımızdan ve aynı zamanda şehrimizin ekonomik gelirini artırması yönünde turizmle ilgili ne yapılması gerektiğini anlatan birkaç görüşümü ifade etmek istiyorum. Her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de önemli bir maliyet artışıyla karşı karşıyayız. Dolayısıyla girdi maliyetlerimiz çok arttığı için birçok işletme bunun fiyatlarını yansıtamamış durumda. Tabi işletmelerin yoğun iş kapasitelerine rağmen yeterli karlılıkta çalışmasına engel oluyor. Ama tabi diğer taraftan da bizim işlerimiz turizm anlamında yoğun geçiş olduğu için istihdamın mevcut bulunduğumuz durum içinde de çok önemli bir katkı sağlıyor. Hatta odamızda bir istihdam teşvik ile ilgili bir toplantı olmuştu. Bizde bir araştırma yaptık kendi üyelerimiz içerisinde kendi dernek üyelerimiz Mart Nisan ayları içerisinde 400’e yakın kişi istihdamı sağlanmış durumda. Çanakkale turizmiyle ilgili 2018 Troya Yılı büyük bir vizyon açtı buraya. Çok önemli alt ve üst yapı yatırımlarının oluşmasına vesile oldu. Troya Müzesinin yaklaşık yüz milyona yakın bir uluslararası değerin tamamlanmasına oradaki değerin alt üst yapı ve kültür rotalarının ortaya çıkmasına vesile oldu. Yine aynı şekilde Anadolu Hamidiye Tabyalarının gibi yatırımların tamamlanması Çanakkale’de bu anlamda gerçekten önündeki belki 50 senenin turizm yatırımlarını ana noktalarıyla almış olduk. Son olarak ÇATOD ve TURSAB olarak desteklediğimiz Almanya Tur operatörlerini burada ağırlayacağız. Çok önemli turist getiren 7 tane tur operatörünü Çanakkale’de ağırlayacağız.”
 
“YENİ BİR AÇILIMA İHTİYACIMIZ VAR”
Meclis Üyesi turizmci Ahmet Çelik de aynı konuda görüşlerini ifade ederek şunları söyledi; “2018 Troya yılı projesi 2019 Göbeklitepe yılına örnek teşvik etmesiyle bile ne kadar büyük bir proje olduğunu tüm Türkiye’ye gösteriyor. Bende Çanakkaleliyim doğma, büyüme ilk defa bütün STK’ların, turizmcilerin herkesin bir araya gelip şu meclisin çatısı altında birleşip bir projeye ortak olduğunu ve başarılı bir şekilde gittiğimize bu şehirde şahit oldum. Bizim beklentilerimiz şunlar seyahat acenteleri olarak konuşacağım tabi otelciler bizimle etle tırnak gibi. Bizim bundan sonra yeni bir açılıma ihtiyacımız var. Bence Çanakkale’yi uçuracak olan bir level daha atlatacak olan hemen burnumuzun dibindeki denizdir. Bununla ilgili yapmamız gereken iki konu var. Özellikle ben meclisimizin Ticaret Odasının buna öncülük ederse çok ciddi bir ivme alacağımıza ve çok farklı bir noktaya geleceğimizi düşünüyorum. O da dalış turizmi. Biliyorsunuz dalan birisinin 24 saat uçmaması gerekiyor. Eğer Avrupa’dan biz müşteri getirebilirsek Çanakkale’ye 24 saat uçmayacak olması bu kişinin Çanakkale’de daha fazla zaman harcayacak olmasına sebep olur. Çarşıya gittiği zaman alışveriş yapar ve şehre ciddi bir katkısı olur. Dalış turizmiyle ilgili odanın çalışma yapmasını öneriyorum. İkinci konu geçen haftalarda ÇATOD ve TURSAB olarak belediye başkanımıza hayırlı olsun ziyaretine gittik. Şehrimizin imajının kesinlikle değişmesi gerektiğini dile getirdi. Buna en güzel örnek hepiniz mutlaka yurtdışına gidiyorsunuzdur. Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag güzel bir örnek. Bizimde Esenlerdeki eski Askeri Hastaneden başlayarak, yeni kordonla eski kordonun bağlantısına kadar Efrad Okulu’nun turizme katılmasında kadar ve yine Hamidiye Tabyasının son bitirilen bu entegrasyonun içine dahil edilip belki Kolin Hotel’e kadar Kepez’e kadar sahili birleştirip ciddi ve güzel İzmir’deki kordon gibi kordon haline getirilmesini bekliyoruz. Bir diğer konu Ticaret Odasının bununla ilgili çalışma yapacağını düşünüyorum. Çanakkale getirdiğimiz yerli yabancı turistlere gece bir şey yaptıramıyoruz. Yani gece hayatı ile ilgili Çanakkale’de çok büyük bir eksiğimiz var. Büyük şehre gittiğimiz zaman İstanbul’a gibi ‘Türk gecesi’ eğlenceleri var. Bizim kültürümüzü anlatabileceğimiz başka önemli özellikler, niteliklerimiz de var. Bunları da anlatabileceğimiz gece insanların vakit geçirebileceği tesisler aktivite alanları yok. Bununla ilgili yine odanın çalışma yapmasını istiyoruz. Başka bir konu Çanakkale Boğazı’ndan geçen yolcu gemilerinin Çanakkale’de kalmasıyla ilgili veya Kepez Limanıyla ilgili bir çalışma yapacağı inanıyorum ki en güzel örnek Kuşadası’dır. Gerçekten şehrimizin birkaç basamak daha atlayacağını düşünüyorum.”
 
Çelik’in değerlendirmesi üzerine Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu da şu cümleleri kurdu; “Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nın Kruvaziyer Limanı Projesinin katalogları odada duruyor. Yat Limanı katalogları da odada duruyor. Hani inşallah sayın belediye başkanımızın fikri değişmiştir de geçtiğimiz on yılda. Çünkü bunlar geçtiğimiz on yılın projesiydi, sekiz yılın projesiydi. Şimdi onun dışında Çanakkale’de biz meşaleyi ateşlemekle mükellefiz yoksa bizim izin vermek gibi yetkimiz de yok, onaylamak gibi bir yetkimiz de yok. Şimdi her şey insanın fikriyle zikrinin bir olmasıyla orantılı bir şey. Ben çok net söylüyorum. Bu Çanakkale’de sırf Bülend Engin’in imzası olacak altında diye kabul edilmeyen 3-4 tane proje sayarım size. Bunlardan bir tanesi Fuar Kongre Merkezi’dir. Bir tanesi Kruvaziyer Limanıdır, bir tanesi Yat Limanı projesidir. Ama Kordon birleştirmesiyle ilgili bir projesi var herhalde belediyenin inşallah bu dönem yaparlar.”
 
İsmail ŞEN