Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Selçuk Semizoğlu; “En büyük sorunumuz bürokrasi. Bürokratlar bardağın dolu tarafını görmeli” dedi.
 
Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Mayıs 2019 ayı olağan Meclis toplantısı ÇTSO Kongre Fuar Merkezinde gerçekleştirildi.
 
Açılış konuşmasını yapan Meclis Başkan Yardımcısı Hayrettin Çetinkaya; “2018 yılı Ağustos ayında hissetmeye başladığımızı ekonomik daralmanın etkilerini henüz üzerimizden atabilmiş değiliz. Bizler iş dünyasının temsilcileri olarak çarkların yeniden sağlıklı bir şekilde dönmesi için elimizden gelen her türlü özveriyi gösteriyoruz. Odamız tarafından ilimizin öne çıkan sektörlerini destekleyici faaliyetlerini memnuniyetle takip ediyor ve kendilerine her türlü desteği veriyoruz. Marka bilincini oluşturmak için daha fazla çalışmalı ve farkındalık yaratmamız gerektiğini düşünüyorum. İlimizde ne kadar çok katma değer yaratan ulusal ve uluslararası marka oluşturabilirsek bölgemizin rekabet gücünü bir o kadar daha arttırabiliriz. Bunun içinde birlik ve beraberlik içinde aynı hedefe ulaşmak için güç birliği yapmalıyız. Odamızın Meslek Komiteleri bu faaliyetleri ateşlemek için çok uygun platformlar. Buralardan çıkacak fikir ve talepler üyelerimizin ticari faaliyetlerini geliştirmek için bizleri aydınlatacaktır” ifadelerini kullandı.
 
Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu adına Mayıs ayı olağan Meclis konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu ise şunları söyledi; “Geçen ay yapılan Meclis toplantımızın ardından yine dolu dolu bir ayı daha geride bıraktık. Geçtiğimiz ayı kısaca özetlersek; 12 Nisan 2019 tarihinde Sayın Valimizin Başkanlığında, Belediye Başkanları, Daire Müdürlerimizin, STK temsilcileri, bazı şirket yetkililerinin, sendika temsilcilerinin katıldığı İl İstihdam Kurulu toplantısına katıldım. Toplantı 3 saate yakın sürdü. Akçansa Fabrikası’nın sosyal tesislerinde yapıldı bu toplantı.
Daha öncekilere göre çok daha verimli, daha çok şeyin konuşulduğu bir toplantıydı. Biraz önce Sayın Meclis Başkanımızın ifade ettiği gibi bu toplantılarda ne kadar çok şey konuşursak o kadar çok şey çözüme ulaşılıyor. Bu toplantı gerçekten bir başlangıçtı diyebilirim. Toplantı ile ilgili bir anekdotu sizinle paylaşmak istedim, onun için konuşmamın gündemine aldım. Yoksa burada okuyup geçiyoruz. Bu da verimli olmuyor. Meclisin konuşması bunun için önemli arkadaşlar. Toplantıda sendika temsilcilerimiz de vardı. Vali Bey herkese mümkün olabildiği kadar söz vermek istedi. Sendika temsilcisi arkadaşımıza “Evet, buyurun sizin isteğiniz veya bir sözünüz var mı?” dediği zaman arkadaşımızın dediği şey direk “zam istiyoruz” oldu. “Sayın Valim ne iş yapacağını sormadan direk zam istedi arkadaşımız.” dedim. Şimdi şöyle bir sorunumuz var; kimse memnun değil. Ne iş yapacağım diye zam istemesi gayet doğal geçinemiyor. Peki bu maaş ödeyecek olanın yolları açık mı Sayın Valim? dediğimiz zaman yine yollarımız bürokrasiye geliyor. Yatırım yapacak olanın veya işsize iş bulma, işsiz vatandaşlarımızı işle tanıştırmanın yolu yatırımdır. Yeni iş yerleri açılmasıdır. Bunun önünü nasıl açacağız dediğimiz zaman gene bürokrasiden geliyor. Tüm bürokrat arkadaşlarımız, Devletin yetkilileri oradaydı. Bunları usulüyle, şaka ile karışık ilettik. İŞKUR Müdürümüze sorduğumda Çanakkale’nin işsizlik ortalamasının bilindiği üzere Türkiye’nin yarısı, peki Ali Bey genelde iş isteyenlerin talepleri ne doğrultuda? Kamuda iş istiyorlar. Neden kamuda iş istiyorlar? Daha güvenli oluyorlar. şimdi Kale Seramik’e mi güvenmiyor, Akçansa’ya mı güvenmiyor, İÇDAŞ’a mı güvenmiyor, Çetinkaya’ya mı güvenmiyor, kime güvenmiyor? Maaşını veya sosyal güvencesini alamayanların oranı elimizde nedir? Emin olun ki konuşulmayacak, konuşulmaya değecek kadar büyük değil, küçücük şeyler. Ama araştırdığımız zaman kamuda iş istemelerinin sebepleri en başta sebepleri arkadaşlar 2018 yılında kamu çalışanı 116 gün tatil yapmış, 2019 yılında da 118 gün tatil yapacak. Bu rakamlara baktığımız zaman bizim çalışmamız, üretmemiz mümkün gözükmüyor arkadaşlar özel sektör olarak. Öyle bir sosyal devlet haline gelmişiz ki işyeri kapandığı an vatandaşa işsizlik maaşı bağlandığı için, vatandaşın işiyle ilgili bir aidiyet hissi yok. Yani nasılsa ben ayrılıyorum diyor. Kamuya bir şekilde girersem 116 gün tatil yaparım, 118 gün tatil yaparım. Ben şimdi Meclis olarak soruyorum, bunun görüşle, onla, bunla hiçbir alakası yok. 365 günde 118 gün tatil yaparak herhangi birimiz işyerimizi ayakta tutabilir miyiz arkadaşlar? Biz dışarıdan bakıldığı zaman patronlarız, bizim tuzumuz kuru. Bürokrat kesinlikle öyle düşünüyor. Peki bizim tatil yapamadığımız yerde bizim çalışanımızın veya kamunun çalışanının, çalıştığı devletin ayakta kalması mümkün mü? Bence değil, biraz daha çalışmalıyız. İl İstihdam Kurul toplantısından sonra Sayın Valimiz ile Yeniköy Limanına gittik. Oradan Geyikli ve Ezine Belediye Başkanlarını ziyarette bulunduk. Her iki Belediye’nin yeni seçilmiş Belediye Başkanlarını tebrik ettik, görevlerinde başarılar diledik. 17 Nisan tarihinde Yalova Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Yönetim Kurulu Meclis Üyeleri, Kadın ve Genç Girişimciler Başkanları Odamızı ziyaret ettiler. Onları kabul ettik. Kendilerini Odamızda ağırladık. Yine 17 Nisan tarihinde Odamız GMKA işbirliği ile ihracatçı üyelerimize Dış Ticaret İstihbarat Eğitimi verdik. 18 Nisan tarihinde 2.UR-GE Projemiz ile ilgili Genel Sekreterimiz ve Proje Uzmanımızın Ankara ziyaretleri oldu, aynı gün MEYBEM eğitimine katılım sağladılar. 22 Nisan tarihinde görevine yeniden seçilen Çanakkale Merkez İlçe Belediye Başkanı Ülgür Gökhan Bey’i makamında ziyaret ettik. Yeni dönem için ÇTSO’nun Belediye’den beklentilerini kendilerine ilettik ve başarılar diledik. 24 Nisan Çarşamba günü ABD İstanbul Başkonsolos Yarımcısı Barbara Thomas ve Vize Konsolosu Sarah Lombardo Yönetim Kurulumuzu ziyaret ettiler. Çok enteresan Amerika Birleşik Devletleri Başkonsolos Yardımcısı geliyor Çanakkale’ye ziyarette bulunuyor. Ziyarette öyle detaylara giriyorlar ki arkadaşlar bizim bir çoğumuzun haberi olmadığı, ilgilenmediği birçok şeyi soruyorlar ve ilgileniyorlar. İnanın bizi bizden daha iyi tanıyorlar. İnanın bize uzak değiller, bizde kesinlikle Çanakkale olarak Türkiye’nin farklı bir coğrafyasında yaşadığımızı, en güzel coğrafyasında yaşadığımızı Çanakkalemizin birçok yönüyle, çok farklı ve değerli olduğundan bahsettik. Turizmimizden bahsettik, kültürümüzden bahsettik, misafirperverliğimizden bahsettik, sakinliğimizden bahsettik. Kesinlikle Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlarının ilimize beklediğimizi, burada güvende olacaklarını söyledik. Pozitif ayrımcılık istedik Çanakkale olarak. Onlarda Çanakkale olarak bunun farkında olduklarını söyledi. Çok sıcak bir konuşma geçti. 25 Nisan Perşembe günü Çanakkale Kara Savaşlarının 104.yıldönümü dolayısı ile Çanakkale’de bulunan Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy’un Troya Müzesi ziyaretine eşlik ettik. Troya Müzesi her Meclis konuşmamda 2018 Troya yılından bahsetmek istiyorum. Çünkü 2019 oldu, 2018 unutulsun istemiyorum. 2018 Troya Yılı ilan edildikten sonra bunun meyvelerinden bir tanesi de Troya Müzesi’dir. Ziyaretçi sayısı geçen yıllara göre katlanarak artmıştır. Gerçekten bizim için çok işlenmesi gereken toprak gibi, işlenmesi gereken bir materyal gibi değerlidir. 29 Nisan Pazartesi günü Japonya Türkiye Büyükelçisi Akio Mıyajıma Yönetim Kurulumuzu ziyaret etti. Japonlar daha enteresan Troya Müzesini ziyaret etmiş Sayın Büyükelçi, inanılmaz alçak gönüllü, inanılmaz samimiler. Onlara, Japonya hakkında herhangi bir olumsuz bir şey düşünmediğimizi, Japonları sevdiğimizi belirttim şahsım adına. Onlar da aynı şeyleri söylediler ve Çanakkalemizi bizden iyi tanıyorlar arkadaşlar. Troya Müzesini gezmiş gelmişler ve Troya’daki sunumun gerçekten çok teknolojik olduğunu, sunumun yeni teknolojiyle yapılmasından mutluluk duyduğundan ifade etti. Yalnız şunu söyledi; “sadece gezerek olmaz bize hediyelik satmanız gerek.” dedi. Biz oradaki hediyelik eşyaları beğenmedik yani ben özet söylüyorum, bu konuda buranın kalitesine biraz daha özen göstermeniz gerekli dedi. Çünkü gelen turistin parasını almanın yolu bir şekilde ona İlimizde olduğu sürece bir şeyler satmak. Bu servis olur, hediyelik eşya olur herhangi bir şey satmaktır. Sayın Büyükelçim ondan sonra whatsapptan, e-mail yoluyla da beni aradı yazıştık. Çok sıcak kanlı insanlar. 30 Nisan Salı günü Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi yeni Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat’ı ziyaret ettik. Rektör hocamızdan önümüzdeki dönemde ÇOMÜ ile ÇTSO’nun ortak daha verimli projelere imza atması gerektiği konusunda fikir birlikteliğine vardık. Evet yeni Rektör hocamız yaşça benden büyük, gerçekten koltuğunu dolduran, tecrübeli bir büyüğümüz. Geçmişe de baktığımız zaman CVsi kalabalık. Mümkün olduğu kadar sık istişarelerde bulunmak ve Çanakkale ticaret alemi olarak Üniversite’den geçmiş dönemde faydalandığımızdan çok çok daha fazla faydalanmak istediğimizi belirttik. Rektör hocamız da şunu söyledi; “Ben görev sürem bittiğinde Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ni Araştırma Üniversitesi haline getirmiş olacağım.Hizmet için geldim” dedi. Bu da bizim için sevindiriciydi. Kadın Girişimciler Kurulumuz, Boğaziçi Üniversitesi ve Garanti Bankası işbirliğinde 26 Nisan’da başlayan Yönetici Okulu eğitimleri devam ediyor. 02 Mayıs Perşembe günü TOBB Genel Kuruluna katılım sağladık Delegelerimiz, Genç Girişimciler Başkanımız, Kadın Girişimciler Başkanımız ile birlikte. Sonrasında da Çanakkale Milletvekili ve AK Parti Grup Başkanvekilimiz Sayın Bülent Turan’ı Meclis’te ziyaret ettik. 2 saati, aşkın oturduk. Bir çay, bir çay daha istişare olanağı bulduk. Sayın Grup Başkanvekilimizin bize ifadeleri, Borsa Başkanlarımız da vardı. Çanakkale ile ilgili, yatırım ile ilgili, iş alemiyle ilgili ne varsa emrinizdeyiz, bunu böylece bilin dedi. Arkadaşlarım da şahidimdir. Salondaki 4-5 kişi de oradaydı. 02 Mayıs’ta ÇTSO Kongre Fuar Merkezi ve bahçesinde Agonya Fuarcılık tarafından düzenlenen Tarım Fuarı açıldı. Biz Genel Kurulda olduğumuz için açılışa katılamadık. Fuar kapsamında 04 Mayıs günü 04 no’lu Meslek Komitemizin organize ettiği Zeytin ve Zeytinyağı konulu seminer ve tadım paneli yapıldı. Bende 4 Mayıs günü akşamüstü Borsa Meclis Başkanımız Abdullah Deniz Bey’le fuarı gezme imkanı buldum. 2.si düzenlenen fuarın geçen yılkinden katılımın daha fazla olduğunu gözlemledim. Bu imkanlarla ancak bu kadar oluyor arkadaşlar. Biz geçen dönemde Çanakkalemize fuar merkezi kazandıralım diye Bülend Engin Bey’in Başkanlığındaki yönetimle çok mücadele ettik. Yan taraftaki araziyi bize verin, tahsis edin veya satın. Biz on beş bin metre karelik fuar merkezi yapalım diye. Ama nasip olmadı. Şimdi bahçemizde otoparkımızda peyzajımız üzerinde fuar düzenlemeye çalışıyoruz. İnşallah ileride de başka alanlar bulup yapma imkanı olur.Çanakkale’nin adını geçtiği her an Çanakkale için, Çanakkale ticareti için bir artıdır arkadaşlar. Fuar alanına ihtiyaç var mı diye tartışmalar yapıldığında bundan beş sene önceydi. Şuan çok büyük bir açık olduğunu görüyoruz. Demek ki Çanakkale için birisi bir şeyler yapacaksa hemen kabul etmemiz lazım. Evet, buna bizim ihtiyacımız var dememiz lazım. Yok biz düşünelim, düşünmeyelim fırsatlar bir bir kaçıyor, gidiyor. O gün Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nın Yönetiminin talebi kabul olsaydı şuan da yanımızda on beş bin metrekarelik kapalı alanlı bir fuar ve kongre merkezimiz daha vardı. Kıyaslamanız açısından söylüyorum. İçerisinde bulunduğumuz binamız beş bin iki yüz elli metrekare. Bunun üç katı kadar büyüklüğünde bir fuar ve kongre merkezi yapılacaktı Çanakkale’ye. 03 Mayıs günü Sayın Valimiz, Akparti Grup Başkanvekilimiz Bülent Turan ve Akparti Milletvekilimiz Jülide İskenderoğlu hanımefendinin katılımıyla Anafartalar Market Geyikli Şubesi açılışını gerçekleştirdik. Anafartalar Martket Bektaş ailesinindir. Şahin Bektaş arkadaşımız da bizim Meclis Üyemizdir. Bugün katılamadı herhalde. 19. şubeyi açınca, 19 şubeyle de uğraşırken Meclise katılamaması doğal. Tüm ailesine Cenab-ı Allah’tan hayırlı bol kazançlar nasip etmesini diliyorum ve kendilerini kutluyorum. Şu ortamda yatırım yaptılar, şu ortamda iş, aş kaynağı oldular. Yine 3 Mayıs’ta Sayın Valim, Grup Başkanvekilimiz ve Milletvekilimiz Jülide İskenderoğlu’nun katılımlarıyla İntepe’de Yükseloğulları günübirlik konaklama tesisinin açılışında bulunduk. Güray ve Günay Yüksel kardeşlerimi de tebrik ediyorum. Onları da kutluyorum açtıkları tesisten dolayı.
 
Sayın Meclis Üyeleri , biliyorsunuz daha önce de sizlerle paylaştık. Üst üste çıkan yapılanmalar ile aidat borcunu ödemeyen üyelerimize bu fırsattan yararlanmaları için yeni bir süre vermiş ve kanunen yapmamız gereken işlemleri ötelemiştik. Bu durumda olan üyelerimize şimdi bir yazı gönderiyoruz. Meclis üyesi olarak etrafınızdaki üyelerimiz size bu konuda bu nedir diye sorabilirler. Onun için bilgilendirme ihtiyacı duydum. Verilen süre sonunda Odamıza karşı yükümlülüklerini yine yerine getirmemiş olan üyelerimize istemeden de olsa hukuki işlem başlatmak durumundayız. Çünkü üyelerimizin aidat borçları da kamu alacağı olarak değerlendirilmekte ve bu kamu alacağının tahsilinden ve tahsili için gerekli çalışma yapılmamasından dolayı Odamızın uğrayacağı zarardan Yönetim Kurulumuzun hukuki ve cezai sorumluluğu bulunmaktadır. Yani bu durumda Başkan bu nereden çıktı diyebilir üye arkadaşlarımız ama bunu yapmamız bizim zaruretimiz. Bazı üyelerimiz var bu üyelerimiz, yani artık ortada yok. Hakkın rahmetine kavuşmuş veya şirketten gitmiş. Bunları affetme yetkisi de Sayın Mecliste. Yani o üyeleri isterseniz birgün basına kapalı bir oturum yaparız, tartışırız, affederiz, yani borç ortadan kalkar. Ama onun dışında siz Sayın Meclis affetmediği sürece biz Yönetim Kuruluna düşen bu paraları bir şekilde tahsil etmektir. Bunu çok yumuşak bir dille borçlu üyelerimize yazdık, ilettik. Kesinlikle bu işte bir kasıt falan yok. Neticede bizde burada emanetçiyiz. Bunun bilinmesini isterim.
 
Arkadaşlar her yıl TOBB’dan gelen kaynakla Ramazan Ayında yardıma muhtaç ailelere yapmakta olduğumuz ramazan paketlerimizi bu yılda yaptık ve 666 ihtiyaç sahibi aileye ulaştırmaya başladık. Sizinde etrafınızda gerçekten yardıma muhtaç, ihtiyaç sahibi aile varsa sekretaryamıza lütfen bildirin. Sizin sayenizde bizim de bunları iletmek bir görevimiz. Bunları da seve seve bu ihtiyaç sahipleri için hazırlanan paketleri iletiriz.
 
Sayın Meclis Üyesi arkadaşlarım biraz önce Yönetim Kurulu’nda aldığımız kararla bu yıl geçen yıllar yaptığımız Merkez ve bazı ilçelerdeki iftar programlarını yapmamaya karar verdik. Bunu yapmama kararımızın sebebi tamamen maddi değil, örneğin Bayramiç’te iftarı yapıyoruz Meclisimizden, Yönetimimizden veya personelimizden 11-12 kişi katılım oluyor. Bayramiç’ten de 30 kişi katılıyor zaten ama o 12 kişi Çan’a da gidiyor, Ezine’ye de gidiyor, heryere gidiyor. Dolayısıyla yani kendi kendimizi ağırlıyor gibi oluyoruz. Onun yerine Ramazan ayında durmayacağız. Ramazan ayında ilçelerimizi dolaşacağız seçilmiş olan Kaymakamlarımızı, Belediye Başkanlarımızı ziyaret edeceğiz. Ticaret ailemizin sorunları hakkında istişarelerde bulunacağız. Daha işlevsel olacağı için gezebildiğimiz kadar ki üyelerimizi Çan’a gittiğimiz zaman Meclis Üyelerimizle veya Komite Başkanı arkadaşlarımızla Çan’da 15-20 tane üyemizi gezeceğiz. Bayramiç’e gittiğimizde aynı şekilde, Yenice’ye gittiğimizde aynı şekilde. O bütçeyle de bir tasarruf etmiş olacağız neticede iftar yapmadığımız için. Belki de 660 paketi 860’a veya 1000’e tamamlarız ihtiyaç olursa. Bu kararımızı da size duyurmak istedim.Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken, Ramazan ayını müteakip idrak edeceğimiz Ramazan Bayramınızı şimdiden kutlar, sağlık, esenlik ve işlerinizde başarılar dileklerimle saygılarımı sunarım.”
 
SORU-CEVAPLAR
 
Meclis Üyesi İlker Altın, “Herkese merhaba, bir önceki Meclis döneminde Çanakkale’de biliyorsunuz deniz savaşları ile ilgili müzemiz yok. Bununla ilgili bir proje hazırladık bir önceki Meclis döneminde arzu ederseniz yeni dönem Meclis üyelerimize de sunumunu gösteririm bir sonraki toplantıda. Onunla ilgili Rektörlükten, Belediye Başkanı’na kadar tamamından Boğaz Komutanlığı dahil olumlu dönüşler aldık. En son herkesle konuşa konuşa Askeriyeden Turizm Bakanlığı’na, Turizm Bakanlığı’ndan destek gibi vs. o aşamaya kadar geldik. Yani şuanda siyasi yani hükümetten bir yetkiliyle artık konuşma safhasına geldik. Bülent Turan Bey ile bir görüşme yapacaktık ama Başkanım ne diyorsunuz? Bundan sonrada bir yol haritası çizersek çalışmalara devam edeceğiz.”
 
Meclis Başkan Yardımcısı Hayrettin Çetinkaya, “Demek ki olumlu yönde inşallah sonucu da iyi olur. Konuşunca iyi mi olacak?”
 
Meclis Üyesi İlker Altın, “Evet evet çok kısaca size söyleyeyim sonra sunumu da yaparız. Çanakkale’de biliyorsunuz karşıya deniz savaşları ile ilgili yatırımlar yapıldı. Onsekiz Mart deniz savaşlarıyla ilgili bir müzemiz yok bununla ilgili bir proje ortaya attık. Meclis Başkanımız olarak şuan burada yok Sayın Osman Bey’de bu konunun görselini ortaya çıkaralım takip ederim demişti. Bu konuyla ilgili kaç senedir almış olduğumuz yollar var. Onlar bir araya gelmiş işin şey kısmındayız, hükümet siyaset kısmı. Bütün bu fikirleri olumlu yönde konuşulan kişilerle bir yol haritası çizmemiz gerekiyor. Bununla ilgili bir şey yaparsak diye onu hatırlatmak istedim.”
 
Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu, “İlker arkadaşımın bu projesi ilk günden beri hepimizi heyecanlandırdı. Çanakkale turizmi için olması gereken şeyler şahsi görüşüm bu. Birçok yaptığımız görüşmelerde de herkes aynı fikirde. Yani Nasrettin hoca misali herkes haklı da iş neden olmuyor? Şimdi turizm diyoruz evet birçok materyalimiz var. Çanakkale’ye tur otobüsü geldi. Görmeleri gereken yer aynalı çarşımız var, kordondaki Truva atımız var. Truva atının önünde otobüsün durmasına izin verilmiyor. Nerede duracak? Köprübaşında peki bu köprübaşında durup 50-60 kişilik otobüs. Hangi güzelliği göstereceğiz, neyi paylaştıracağız insanlara? Köprübaşından gelecek, çay boyunun durumu malumunuz veya aradan, caddelerden gitse trafik karmaşası. Çay boyu islah edilip, Efrad Okuluna sokulduğu zaman, ismi Efrad Okuluydu. Yani sahilden Çimenlik Kalesi gezdirilip, zaten yapılması gereken bir şey, bunun olması elzem bir şey. Çanakkale Muğla’dan sonra ikinci uzun sahil şeridine sahip bir ilimiz. Ne deniz turizminden faydalanabiliyoruz yeteri kadar, ne tarih varlığımızdan faydalanabiliyoruz. Bu konuyla ilgili burası aile Meclisi İlker kardeşimle biz birçok defa konuştuk. Hatta seçimden önce şöyle bir şey de yaptık; İlker bunu her iki adayın gündemine de sokturalım ki ondan sonra söz verdiniz şeklinde diyebilirim. Şimdi bu işin iki tane ayağı var. Ankara ayağı var ve yerel yönetim ayağı var. Yani Belediye Başkanı’nın bir adam asmaya, bir para basmaya yetkisi yok. Diğer türlü yetkileri oldukça donanımlı. Ankara’da kuvvetsiz mi diyeceksiniz işyerleri taşınırsa biz ağacı taşlamış oluruz. Onun için bu iş Belediye ve iktidarın ortak, Bülent Turan ve Ülgür Gökhan’ın ortak aklıyla, bizim fikir önderliğimize ve bun yapacak güçteyiz inanın. Hepimiz tek dili konuşursak olur. Gerçekten İlker kardeşimi tebrik ediyorum, görülmemiş birşey. İlker’in projesini ben hatırlıyorum yani batıkları bile anlık izleyebileceğimiz video sistemleri, kamera sistemleri vardı. Muazzam bir proje hep birlikte olursak ben yapabileceğimize inanıyorum. Bunun için her ortamda Meclis Üyesi olalım, Meclis Başkanı olalım, Yönetim Kurulu olalım, Yönetim Kurulu Başkanı olalım biz bunu istiyoruz dememiz lazım. Hiçbir şekilde çatlak bir ses çıkmazsa ben eminim ki, Bülent Turan açık açık ifade etti zaten emredin dedi direk. Sayın Belediye Başkanımızla da gittik konuştuk oda olumsuz değil. Bundan sonra önümüzde seçimsiz 4 yıl var. Bundan sonra da bu işi gidip koparmaya çalışalım İlkercim sorun yok.”
 
Meclis Üyesi Eşref Arslan, “İnşaat sektöründe bir şey kalmadı ki.”
 
Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu, “İnşaat sektöründe bir şey kalmadı, bir şey kalmadı demeyelim ama uzunca bir süre en azından bu kadar çok müteahhittin olduğu ilimizde böyle bir pasta yok diyelim. Dolayısıyla inşaat yapabilmek hem bilgi, hem beceri hem de para ister. Bilgisi, becerisi ve parası olanları biz Ticaret ve Sanayi Odası görevlerinden bir tanesi de üyelerinin ufkunu açmaktır. Başka yatırımlara yönlendirmek isteyen olursa tabiî ki inşaatı bırakın, inşaattan bir şey olmaz demiyorum. Kimse yanlış bir şey anlamasın. İşte geçen ayki Meclis konuşmamda bahsetmiştim. Küçükbaş hayvan ihtisas organizesi gibi hayvancılığa, seracılığa, tarıma birçok şeye yöne yönlendirmek için sekretaryamıza talimat verdim. Biz artık fuara giderken ürün fuarına gitmeyelim. Çanakkale’de işadamları, iş insanları ve yatırımcıları olarak ürün fuarına gitmeyelim. Ürünü nasıl üretebiliriz adına makine fuarına gidelim, ufkumuz açılsın. Belki inşaat yapmayız da çivi üretiriz veya kalıp üretiriz örnek. Yani önümüze bakacağız, birbirimize tutunacağız. Argemizi ve inovasyonumuzu bir tık daha üst seviyesine çıkarmak zorundayız Eşref ağabey. Ben o kadar kötümser değilim ama inşaat sektöründe bu kadar müteahhitte bir süre daha tatil imkanı verecek diye gözüküyor.
 
Meclis Üyesi Ahmet Demir, “Arkadaşlar hepinize merhaba. Aslında pek konuşmayı sevmem az konuşan bir insanım ama bugün söz almak istedim. Gerçekten piyasanın durumu herkesçe malum. Hayatımda hiç aktif siyasette yapmadım. Ama geçen Odanın Ankara’da Genel Kurulu Toplantısı vardı oraya gittik. Gittiğimizde Meclisi de dolaştık. Mecliste de Bülent Turan Vekilimizi ziyarette bulunduk. Orada konuşmalarda özeleştiri yaptı. Çok hoşuma gitti bu kendisine de aktardım. Bu özeleştiri benim açımdan çok güzel bir özeleştiri oldu. Takdir ettim ama biz Çanakkale gibi bir ilde yaşıyoruz. Çok büyük bir ilde yaşamıyoruz. Ben daha önce ÇASİAD Yönetiminde de bulundum. Orada da derneklerle her zaman birlikte olalım, birlikte hareket edelim düşüncesi olan bir insandım. Bugünde aynı şeyi savunuyorum Ticaret Odası aktif bir Kurum onun için Ticaret Odasının ve diğer derneklerin öncülüğünde Çanakkale için ne yapılabiliri gündeme getirmek zorundayız. Getirirken de arkamızda siyasi destek olabilir, başka destek olabilir bunları almamız gerektiğine inanıyorum. Onun için gerçekten herkesin her konuda sıkıntısı var. Kimsenin mutlu olduğunu düşünmüyorum. Onun içinde önümüzde çok rahat bir dönem değil bize Ticaret Odası olarak çok görev düşüyor. Şuan Ticaret Odasında gayet sıcak bir ortam var. Herkes birbirini tanıdığı için, herkes birbiriyle rahat konuşabilir bir ortam olduğu için bu konuda çok daha rahat konuşur. Bu konuda da bazı tedbirleri veya tavsiyeleri alıp ulaştırmamız gereken yerde ulaştırmamız gerektiğine inanıyorum. Onun için bugün söz almak istedim. Bunu sizinle paylaşmak istedim.”
 
Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu, “Evet Ahmet Bey teşekkür ederim, görüşlerinizi dile getirdiniz.”
 
Meclis Başkanı Hayrettin Çetinkaya, “Şimdi ben biraz önce Yönetime girdim. Yönetim toplantısında çok samimi bir ortam vardı. Herkesin bir taahhüttü vardı ama biraz kalabalık olunca herhalde dertlerimizi veya sorunlarımızı paylaşamıyoruz. Ama burada gerçekten paylaşmamız gereken bir sorun var. Her ne kadar söylemek istediğim şey farklı anlaşılsa da gene o farklılıkları düzeltecek olan bizleriz. Yani basit bir şey açayım ben seçimler oldu şehrin bürokratları var, Valileri var, Kaymakamları var, bazımız ilçelerde yaşıyor bazımız ilde yaşıyor. Şuandaki ekonomik durumdan bahsediyoruz 6-7 aydan beri. Bunlardan siyasi iktidar olanlar var. Bunlardan beklentileriniz var mı? Örneğin turizmciler siz ruhsatlarınızı alabiliyor musunuz? Veya işte Belediyedeki işlerdeki imarla ilgili veya işte ruhsatla ilgili gerçekte ne varsa konuşalım arkadaşlar. sadece eleştirmek anlamında değil belki onlara yön vermiş oluruz. Buradan çıkacak bir söz hakikaten dikkate alınıyor öyle yada böyle basına yansıyor veya bizi izliyorlar. Biz onları asla şey anlamında söylemiyoruz. Kendi sorunlarımızı bir şekilde konuşalım belki bir hedefe varırız diye düşünüyorum. bir ara şunu da yapalım herkesle ilgili daire müdürlerini, Vali Beyi, Belediye Başkanı’nı, siyasi parti İl Başkanlarını çağıralım burada bütün hepsi olsunlar konuşalım. Ben bir Antep ziyaretimde de Ticaret Odasını bunu yaptığını söyledi ve çok başarılı bir şekilde de devam ettiğini falan anlatmıştı. Sesli bir Meclis olursa biraz daha heyecanlı olur. Katılım artar diye düşünüyorum.”
 
Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu, “Evet Antep’ten bahsetti Hayrettin Başkan. Doğunun öyle bir özelliği var bu işi geleneksel hale getirmek lazım. Evet biz buraya neden Sayın Valimizi çağırmıyoruz? Bir Meclis toplantımızda aramızda bulunsun. Ama bir şeyi de öğrenmeliyiz arkadaşlar artık bu Meclisin şöyle bir Meclis olması şahsen beni mutlu etmiyor. Meclis Başkanlığı adına konuşma, Yönetim Kurulu adına konuşma, gündeme gelebilecek diğer konular çıkalım gidelim. Hayır, herkes bir iki kelime çıksın konuşsun. Konuşsun ki Yönetim durduğu yerde kalmasın, konuşsun ki basına gerçekten yazacak bir şeyler çıksın. Eleştirilerimizin dozunu belli bir seviye de tutup, belli bir ahlakta tutup eleştirilerimizi iletelim. Bürokrasi var mı var. Örneklerle anlatalım. Hayrettin Beyden anlatmasını istiyorum onun bir domates tarlası sulama hikayesi var. Birazdan onu anlatsın. Çünkü iki tarafta parantez nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Herkes kendi sektöründe, kendi yaşadığı ile ilgili bir şeyler anlatsın. Çünkü Vali Bey’İ buraya çağırdığımızda herkes önünü ilikleyecek, hoş geldiniz Sayın Valim kimse konuşmazsa bu iş Nasrettin Hoca’nın hikayesine döner arkadaşlar. Biz önce konuşmayı önerelim, daha doğrusu konuşmayı isteyelim, arzulayalım. Burada konuşalım, konuşulan bir Meclis’e bürokratlarımızı davet edelim. Evet Sayın Valim görüyorsunuz ben bu Meclis üyelerime bunları anlatmaya çalışıyorum. Onların dertlerini de size anlatmaya çalışıyorum. Ama konuşmayan bir Mecliste Sayın Valiyi buraya çağırdığımız zaman Sayın Valim diyecek ki kimse bir şey istemiyor ki sen beni neden çağırıyorsun? Onun için arkadaşlar hepinizden ricam bir iki kelimede olsa hepimiz konuşalım beni dinlediğiniz için çok teşekkür ederim.”
 
Meclis Üyesi Özgür Sınmaz, “Bir süredir çok ufak ölçekli hayvancılık işi ile uğraşıyoruz.Birkaç hususla ilgili aslında bir şeyler bahsetmek istiyorum. İlki hayvancılık olsun, bununla alakalı hakikaten çok ciddi bir efor bunun önü açılması ile ilgili Özel İdare kavramında, Çevre ve Şehircilik’de herhalde bu konuyla ilgileniyor. Bir takım destekler ile ilgili birçok sohbet oluyor. Ama bunla ilgili çok enteresan bir husus var. Burada birçok kişi Özel İdare’de inşaat ruhsatı alamıyor. Bu konuyla ilgili bütün hibe ve desteği TKDK veriyor. Onunla alakalı diyeceğim şudur ki; bu desteklerin hepsi önce Özel İdare’den alınan inşaat ruhsatıyla başlıyor. Bu olmadan hiçbir destek alınamaz. Özel İdare’den herhangi bir inşaat ruhsatı alan arkadaşımız varsa benim söylemek istediğimi çok iyi anlayacaktır. Bu inşaat ruhsatı ve buna bağlı olan Belediye’nin hukuksal görüşlerinin alınmasını birçok hallerde imkansız hale getirmektedir. Akçapınar ile ilgili birçok bağlamda ilişkili bilirsiniz bir kısmınız, bu onun İzmir yolunun alt tarafında bulunan bir çok alan Milli Park alanıdır. Sit alanıdır. Bunun için o taraflarda alamazsınız. İzmir yolunda 250 metre mesafe içindeyseniz alamazsınız. Onun dışında sağlıkla ilgili derler, çiçek ekme mesafeleri derler, kimisi tarım alanıdır. Bunu sonsuza kadar anlatabilirim. Bunlarla ilgili bir hikaye de bu desteklerin alınması için sadece kendi cebinde parası olup bu yatırımları arazi alımıyla başlayan insanların önü açılabiliyor. Halbuki şuan bizim şehir ölçeğinde hayvancılıkla ilgili bütün mücadelenin önemli çoğunluğu ilkel bir arazi imkanları için. Onun için bu konuyla ilgili bu Ülkenin bir meselesidir aslında bizim şehrimizin meselesi değildir. İnşaat ruhsatı çok önemlidir ki ben bundan para kazanan bir insanım ruhsat hadisesinde ama bununla ilgili opsiyonlar bir şekilde imar affı bile olabilen bir Ülkede bununla ilgili bir takım insiyatifler açılmadığı sürece o TKDK’da kalır çok güzel destekler. Birçoğu da kullanılmaz ve iade olur. Seracılıkla ilgili de bu benzer şeyler var. Bunlarla ilgili bu işler hakikaten, fiilen ilgilenen insanların sürdürülebilir bir şekilde bu destekleri alması için daha ayrıntıya girilmesi lazım. Bu benim fikrimdir. İkinci biz hazır aile iken küçük eleştirisel dendiği için ilgimi çekti benim için çok da önemli değil. Bütün açılışların hepsine bütün iştiraklerin hepsine çok önemli şahıslar şahsiyetler ama onun dışında diğer iki Milletvekili olan Muharrem Erkek ve Özgür Ceylan’ın hiçbirine iştirak etmemesi çok ilgimi çekti. Bütün anlatılanlarda onlar mı iştirak etmiyor, yoksa biz mi denk gelmiyoruz? Sonuçta iki tane daha Milletvekilimiz var ana muhalefet partisinden olmak üzere bu ilgi çekici umarım onlarda iştirak eder veya biz bir şekilde denk geliriz inşallah bu iyi olur bence. Üçüncüsü inşaatla alakalı onunla ilgili birçok müteahhit arkadaşlarım, ağabeylerim galiba elimizden geldiği kadar bekleyeceğiz. Sevgili bankacı ağabeylerimizin, arkadaşlarımızın peşinde finansman peşinde koşturmaya devam edeceğiz. Bununla ilgili her halde başka yapacağımız bir şey yok. Şimdilik aklıma gelenler bunlar.teşekkür ederim.”
 
Meclis Üyesi Şakir Kutluay, “Başkanım inşaat sektörünü hepimizden daha iyi biliyorsunuz çok fazla söyleyecek bir şey yok. Ama sonuçta Ülkenin durumu da malum ortada ama inşaat sektörünün yürüyebilmesi için en başta bankaların faiz oranlarını aşağıya çekmeleri lazım. Bu da hepimizi aşan bir konudur. İnşaat sektörünün durması mı gerekiyor? Bence durmaması gerekiyor çünkü tarihin hiçbir döneminde durmamış. Şimdi de durmamıştır. Ama ne olur? Daha ağır gider. Algı olarak da yanlış bir algı var mesela her taraf betonlaştı diye bir algı vardır. Hükümet ayrı bir konu, bu hükümet değil başka bir hükümet değil o ayrı bir konu da. Konut anlamında bana göre bu da yanlış köprü olur ona katılırsınız katılmazsınız. Ama konut olarak ya son 2 ayda en az 500 tane müşteriyi kendim gezdirdim. Ama bir tanesini sattınız mı deseniz satmadım. Ama bu ihtiyaç nereden geliyor? Veya bugüne kadar son 10-15 yılda yeni yapılar olmasaydı şu Çanakkale’nin hali nasıldı? Ama şu vaziyette bizi çok çok aşan sorunlar, küçük sorunlarda vardır tabiî ki ama biz de onlara el atmıyoruz. Mesela biz Belediye ile inşaat komitesi olarak bir görüşme yaptık. Bazı konularda sıkıntılarımızı çok net bir şekilde dile getirdik. Çok faydalı oldu mu? Bana göre olmadı. Yani belli bir adımların atılması lazım sonuçta. Yine geçen hafta Eskişehir’deydim. Eskişehir’de C30 beton iki yüz on lira, burada iki yüz yetmiş beş lira. Maliyetlerde bu noktada etken. Ama burada Belediye’nin özellikle ruhsat açılmalarında bir kez daha düşünüp bizlere kolaylık sağlaması lazım ki bir yere gelelim. Ama bu bizim için değil geçen hafta Bozüyük’e gittim. Bir firmadan mutfak dolabı almıştım. Koca fabrika elli beş bin lira elektrik faturası var ödenmiyor. İşçilerin 2 aydır maaşını ödemediği için devasa büyüklükteki fabrika kapıya kilit vurmuş içinde dünya kadar hazırlanmakta olan şeyler var. İçler acısı bir durum. Diğer şehirlerde durum çok vahim. İnşaat konusunda çok yapılacak bir şey yok ama Belediye biraz daha kolaylıklar sağlarsa ne ala. Çok teşekkür ederim.”
 
Meclis Üyesi Armağan Aydeğer, “Sayın Meclis Başkanım, Değerli Arkadaşlar Turizm sektörü sizlerinde biraz önce ifade ettiği gibi aslında Ülkemizin şuanda yaşamış olduğu sıkıntılı ekonomik süreçte çok önemli sektörlerinden bir tanesi. Çünkü kendisinin Ülkemizin doğal kaynaklarını bir şekilde dış Ülkeler sunarak önemli bir şeye vesile oluyor. Şehrimizde bu anlamda aslında çok önemli noktalardan bir tanesi. Ülkemizde Türkiye’nin çok hızlı büyüyen turizm noktalarından biri. Bir diğeri şüphesiz tabi tarım. Ben turizmle ilgili arkadaşlarımıza genel olarak yaşanılan sıkıntılarımızdan ve aynı zamanda şehrimizin ekonomik gelirini artırması yönünde turizmle ilgili ne yapılması gerektiğini anlatan birkaç görüşümü ifade etmek istiyorum. Her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de önemli bir maliyet artışıyla karşı karşıyayız. Dolayısıyla girdi maliyetlerimiz çok arttığı için birçok işletme bunun fiyatlarını yansıtamamış durumda. Tabi işletmelerin yoğun iş kapasitelerine rağmen yeterli karlılıkta çalışmasına engel oluyor. Ama tabi diğer taraftan da bizim işlerimiz turizm anlamında yoğun geçiş olduğu için istihdamın mevcut bulunduğumuz durum içinde de çok önemli bir katkı sağlıyor. Hatta Odamızda bir istihdam teşvik ile ilgili bir toplantı olmuştu. Bizde bir araştırma yaptık kendi üyelerimiz içersinde kendi dernek üyelerimiz Mart Nisan ayları içersinde 400’e yakın kişi istihdamı sağlanmış durumda. Çanakkale turizmiyle ilgili 2018 Troya Yılı büyük bir vizyon açtı buraya. Çok önemli alt ve üst yapı yatırımlarının oluşmasına vesile oldu. Troya Müzesinin yaklaşık yüz milyona yakın bir uluslar arası değerin tamamlanmasına oradaki değerin alt üst yapı ve kültür rotalarının ortaya çıkmasına vesile oldu. Yine aynı şekilde Anadolu Hamidiye Tabyalarının gibi yatırımların tamamlanması Çanakkale’de bu anlamda gerçekten önündeki belki 50 senenin turizm yatırımlarını ana noktalarıyla almış olduk. Son olarak ÇATOD ve TURSAB olarak desteklediğimiz Almanya Tur operatörlerini burada ağırlayacağız. Çok önemli turist getiren 7 tane tur operatörünü Çanakkale’de ağırlayacağız.”
 
Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu, “Bisiklet turu çok büyük bir hizmet Maraton Bisiklet Turu Ahmet ve Armağan ikilisi Çanakkale turizmi için gerçekten fazlasıyla çalışıyorlar. Gerçekten çalışan Meclis Üyesi, çalışan Komite bunu daha iyi yaşıyor bu örnektir. Keşke her Komitemiz, çalışmıyor demiyorum ama her komitemiz de noktayı koysa başarılı olsa. Şimdi Şakir Bey inşaat bitti mi? İnşaat bitmez. Ama benim görüşüm önce oturup evinizi yapacağınıza önce evi kazanacak, ev satın almak için, evi kazanacak fabrikalarımızı işyerlerimizi yapsaydık keser seslerimiz şehrimizde değil de Organize Sanayi de çınlasaydı şimdi cebimizde para olurdu. Bir şey üretirdik, satacak bir materyalimiz olurdu. Yani hiçbir şey bitmeyecek tabiî ki Çanakkale’de benim söylemeye çalıştığım şey de o. Ezine Gıda İhtisas Organizesi Ezine’ye, Bayramiç’e, Ayvacık’a, Yenice’ye, Çanakkale’ye çok şey katacaktır önümüzdeki dönemde. Yine aynı şekilde Çan Organize Sanayi bunların her biriyle ilgili görüşmelerimiz devam ediyor. Ama yatırım yapmamız için bürokratımızın bize bardağın yarısının boş olan tarafını değil, dolu tarafını gören bürokrat olması lazım. Rahmetli babam 1977 yılında gelmiş Çanakkale’ye şu eski fabrikamızın olduğu yer Çan kavşağı 1977 yılında rahmetli 27 yaşındaydı. Fabrikanın temeli atılmış katlar çıkıyor. 7-8 katlı un fabrikası. Derken birisi geliyor diyor. “Patron, Vali’nin arabası karşıda duruyor”. Tabi Devletin amiri Vali. Hemen üzerini değiştirmiş. Sayın Valim bir şey mi emrettiniz demiş. Vali sen kimsin demiş. Ben oranın sahibiyim demiş. 27 yaşında. Ruhsat yok hiçbir şey yok. Ruhsat sonradan geliyor eski mantık. Demiş sen misin oranın sahibi git yap, ruhsatın benim demiş. Sonra alırsın. Çanakkale’de 70 ile 80 yılları arası 33 tane fabrika yapıldı arkadaşlar. Hayrettin Beyin beton santralini hepimiz biliriz. Benim çocukluğum oralarda geçti. Ben memlekete 4 yaşında geldim, 46 yaşındayım. Çanakkale Merkez’den dört yola kadar. Şimdi ben size burada üretim yapan 10 tane fabrika sayabilirim. Maalesef en son fabrika niteliğinde olan tesis geçen hafta kapandı. Müteahhit arkadaşlarım artık bir tuğla fabrikanız yok. Önünden geçerken 1000 tane lazım 2000 tane lazım diyebileceğiniz bir tuğla fabrikanız yok. Bunu niye kapatıyorsun diye soran var mı o da yok. Otuz bin dönüm arazisi sahibi satsa kaç lira eder bankaya yatırsa emin olun ki hepimizden daha rahat yaşar. 120 çalışanı şuanda devletten işsizlik maaşı alıyor. 6 ay sonra iş arayacak bulacak. Biraz daha düşünmemiz lazım bir daha söylüyorum basın mensupları bize bardağın yarısı dolu diyen bürokrat lazım. Yine bir bürokrasi Özgür arkadaşımızın dediği gibi TKDK hayvancılık için destek veriyor. İl İstihdam Kurulu’nda bunun konuşması yapıldı. Ruhsatlı, iskanlı dam istiyor TKDK. TKDK Müdürü sunum yaptı biz bunu istiyoruz. Başka bir arkadaş dedi ki ya biz Özel İdare’den ruhsat alamıyoruz. Özel İdare Genel Sekreter Yardımcısı Celil Bey orada. Neden Celil Bey? Efendim 1/100 bin bizi bağlıyor. O zaman bir yerde bir gariplik var yani çözülmesi lazım işte bunu dile getirdim. Bu kürsüden bunu devamlı söylüyorum. Burada hiç birimiz yalan konuşmuyoruz bakın. Burada herkes doğruyu konuşuyor. Eğer 1/100 binlik bizi bağlıyorsa hatırlıyor musunuz bunu? Nasıl olduğunu, nasıl çizildiğini nerede? Yanlış hatırlamıyorsam Bursa’da bir firma ihalesini aldı bize de biz bunu yaptık haberiniz olsun diye Borsa’nın Meclis salonunda bir sunum yapıldı. Fikir beyan etmek yok. Vermediğin zaman hayır olmaz sadece sunum yapıldı. Biz sustuğumuz sürece hiç kusura bakmayın adam çobanlık yapmak istiyor, çobanlık bile yaptırmıyorlar. Biz sustuğumuz sürece adam çobanlık bile yapamaz. Bunun için konuşmamız lazım, tartışmamız lazım, istişare etmemiz lazım. Açılışları söyledi Özgür Bey, çağırıldığım her yere mümkün olduğu kadar gidiyorum. İmkanım yettiğince katılıyorum. Ogün böyle bir tesadüf oldu, hatta aynı gün AVM’de de yeni bir üyemizin açılışı vardı. Şehir dışında olduğum için katılamadım. Çağırıldığım her yere gidiyorum. Benim elbette siyasi bir fikrim var bunu söylememe gerek yok. Bunu herkes de bilir. Ama ben bu Oda’ya siyaset sokmadım. Sokmayacağım da ben olduğum sürece. Yani çağırıldığımız her yere gideriz. Bankacı arkadaşlarım benim bankacı ağabeyim de yok arkadaşım da yok. Hatta bankacılardan nefret ediyorum demeyeceğim ama az kaldı diyeceğim. Sayın Valimiz her Bankanın şehirdeki temsilcisidir. Yani bu ne demek? Bankaların bağlı olduğu bir Bakanlık var ya onunda şehirdeki temsilcisidir. Bankalar bu durumları sergilediği sürece yapıyormuş gibi yaptıkları sürece ve biz sustuğumuz sürece bu devir böyle gider. Susmayacağız arkadaş konuşacağız. Konuştuğumuz zaman kimisi şunu söylüyor ya onun bu işi var bunun bu işi var. Hayır benim hiçbir işim yok arkadaş. Ama masa kurduk. Masa kurduğumuzu Rifat Bey’e söyledim. Ne güzel yapmışsınız diğer Odalara da önerelim dediler. Sorunu olan arkadaşımız geliyor buraya ya kardeşim söyle ne sorunun var? Aman benim ismim duyulmasın. Ne yapacaklar sana arkadaşım, daha sana ne yapacaklar? Benim bankacı arkadaşım da yok ağabeyim de yok. Herkes işini yapsın arkadaşım teşekkür ederim.”
 
Meclis Üyesi Ahmet Çelik, “Sayın Meclis Başkanım, Değerli Arkadaşlar Armağan kardeşimizin dediklerine ilave olarak birkaç şeyi söylemek istiyorum. Selçuk Başkan kürsüdeyken söylemek istemiştim ama Armağan genel olarak özetledi aslında. Ben sadece turizmciler olarak genel olarak neler yapabileceğimizi söylemek istiyorum. Selçuk Bey’in de az önce söylediği gibi gerçekten 2018 Troya yılı projesi 2019 Göbeklitepe yılına örnek teşvik etmesiyle bile ne kadar büyük bir proje olduğunu tüm Türkiye’ye gösteriyor. Bende Çanakkaleliyim doğma, büyüme ilk defa bütün STK’ların, turizmcilerin herkesin bir araya gelip şu Meclisin çatısı altında birleşip bir projeye ortak olduğunu ve başarılı bir şekilde gittiğimize bu şehirde şahit oldum. Bizim beklentilerimiz şunlar seyahat acenteleri olarak konuşacağım tabi otelciler bizimle etle tırnak gibi. Bizim bundan sonra yeni bir açılıma ihtiyacımız var. Bence Çanakkale’yi uçuracak olan bir level daha atlatacak olan hemen burnumuzun dibindeki denizdir. Bununla ilgili yapmamız gereken iki konu var. Özellikle ben Meclisimizin Ticaret Odasının buna öncülük ederse çok ciddi bir ivme alacağımıza ve çok farklı bir noktaya geleceğimizi düşünüyorum. O da dalış turizmi. Biliyorsunuz dalan birisinin 24 saat uçmaması gerekiyor. Eğer Avrupa’dan biz müşteri getirebilirsek Çanakkale’ye 24 saat uçmayacak olması bu kişinin Çanakkale’de daha fazla zaman harcayacak olmasına sebep olur. Çarşıya gittiği zaman bu Mecliste bulunduğumuz arkadaşlarımızdan alış veriş yapar. Şehirden alışveriş yapar ve şehre ciddi bir katkısı olur. Dalış turizmiyle ilgili Odanın çalışma yapmasını öneriyorum. İkinci konu geçen haftalarda ÇATOD ve TURSAB olarak Belediye Başkanımıza hayırlı olsun ziyaretine gittik. Şehrimizin imajının kesinlikle değişmesi gerektiğini dile getirdi. Buna en güzel örnek hepiniz mutlaka yurtdışına gidiyorsunuzdur. Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prak güzel bir örnek. Bizimde Esenlerdeki eski Askeri Hastaneden başlayarak, yeni kordonla eski kordonun bağlantısına kadar Efrad Okulu’nun turizme katılmasında kadar ve yine Hamidiye Tabyasının son bitirilen bu entegrasyonun içine dahil edilip belki Kolin Hotel’e kadar Kepez’e kadar sahili birleştirip ciddi ve güzel İzmir’deki kordon gibi kordon haline getirilmesini bekliyoruz. Bir diğer konu Ticaret Odasının bununla ilgili çalışma yapacağını düşünüyorum. Çanakkale getirdiğimiz yerli yabancı turistlere gece bir şey yaptıramıyoruz. Yani gece hayatı ile ilgili Çanakkale’de çok büyük bir eksiğimiz var. Büyük şehre gittiğimiz zaman İstanbul’a gibi türk gecesi diye eğlenceler var. Bizim kültürümüzü anlatabileceğimiz başka önemli özellikler, niteliklerimiz de var. Bunları da anlatabileceğimiz gece insanların vakit geçirebileceği tesisler aktivite alanları yok. Bununla ilgili yine Odanın çalışma yapmasını istiyoruz. Başka bir konu Çanakkale Boğazı’ndan geçen yolcu gemilerinin Çanakkale’de kalmasıyla ilgili veya Kepez Limanıyla ilgili bir çalışma yapacağı inanıyorum ki en güzel örnek Kuşadası’dır. Gerçekten şehrimizin birkaç basamak daha atlayacağını düşünüyorum. Armağan az önce bahsetti biz turizmciler yaptığımız bisiklet turları gerçekten şehre çok dinamizm katıyor. Bu iki Avm’deki bütün esnaf bundan yararlandı. Diğer sektörlerdeki arkadaşlarımızın da kendi sektörlerinde etkinlik yapmalarını bizden ne zaman destek isterlerse biz desteklemeye hazırız. Bu tür etkinlikler şehre yine geri dönüyor. Dolayısıyla etkinliklere her sektörün ağırlık vermesi gerekir. Teşekkür ederim.”
 
Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu, “Şimdi Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nın Kruvaziyer Limanı Projesinin katalogları Oda’da duruyor. Yat LimanI katalogları da Od’ada duruyor. Hani inşallah Sayın Belediye Başkanımızın fikri değişmiştir de geçtiğimiz on yılda. Çünkü bunlar geçtiğimiz on yılın projesiydi, sekiz yılın projesiydi. Şimdi onun dışında Çanakkale’de biz meşaleyi ateşlemekle mükellefiz yoksa bizim izin vermek gibi yetkimiz de yok, onaylamak gibi bir yetkimiz de yok. Şimdi her şey insanın fikriyle zikrinin bir olmasıyla orantılı bir şey. Ben çok net söylüyorum. Bu Çanakkale’de sırf Bülend Engin’in imzası olacak altında diye kabul edilmeyen 3-4 tane proje sayarım size. Bunlardan bir tanesi Fuar Kongre Merkezi’dir. Bir tanesi Kruvaziyer Limanıdır, bir tanesi Yat Limanı projesidir. Ama Kordon birleştirmesiyle ilgili bir projesi var herhalde Belediye’nin inşallah bu dönem yaparlar. Teşekkür ederim.”
 
Meclis Başkan Yardımcısı Hayrettin Çetinkaya, “Ahmet Bey ben hatırlıyorum Üniversite’nin batıklarla ilgili bir çalışması vardı. Devam ediyor mu?”
 
Meclis Üyesi Ahmet Çelik, “Özellikle Batıklara dalma ile ilgili Başkanım.”
 
Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu, “Batıklara dalma ile ilgili Majestik batığına dalış izni İlhami Bey bizim Komite Başkanımız. Dalış izni var. Böyle olmasına rağmen Devletin bir kurumu var dedi bir bölümü yok dedi. Ama bu turlar benim bildiğim kadarıyla İlhami Bey’den, bir yıl önceden bağlanılıyor. Yani bu yıl sattığı turlardan yılın başında sat dedikleri zaman bir mağduriyete ve Ülkemizin isminin kötüye çıkması anlamına geliyor. Sayın Valimin desteğiyle dalış izni aldı ama kalıcı bir hale getirilmesi gerekli. Çünkü tur operatörleri bir yıl, iki yıl, üç yıl önlerini görerek bir şeyi satarlar. Bu konuda çalışmaları zaten görüşmeleri devam ediyor.”
 
Yönetim Kurulu adına yapılan konuşmanın ardından, Hesap İnceleme Komisyonu’nun 2019 Mart ayı mizanı ile ilgili raporunun okundu ve onayın ardından, azami fiyat tarife talepleri görüşülmesiyle Meclis oturumu tamamlandı.