Rektör Murat, burada yaptığı konuşmada, öğrenci odaklı bir yönetim oluşturmanın önemine değinerek, tüm dünyanın bu alana yöneldiğini belirtti.
 Troia Kültür Merkezi’nde gerçekleşen tanışma toplantısına fakülte dekanları, üniversite akademisyenleri, üniversite personelleri katıldı. Burada konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Sedat Murat, ”18 Nisan itibariyle atamamız buraya yapıldı, inşallah hayırlı olur. Hep birlikte 4 yıllığına buraya gelmiş bulunuyoruz. Öncelikle bu görevi bize tebliğ eden başta sayın cumhurbaşkanımıza, YÖK başkanımıza, YÖK üyelerimize çok teşekkür ediyoruz. Bu çok önemli kutsal bir görev. Biraz önce senatoda da dile getirdim. Rektörlük makamı bir yöneticilik makamıdır ama benim için en önemli rütbe hocalık rütbesidir. Biz öncelikle bir akademisyeniz. Rütbelerin en yükseği ilim rütbesidir. Bu unvanı kolaylıkla elde etmedim. Bu unvana sahip olan yüzlerce hocamız var bizim açımızdan önemlidir. Bunun onuru, değeri her şeyin üzerindedir. Dolayısıyla akademisyenlik sıfatımıza uygun şekilde bütün hocalarımızın başta ben örnek olmak üzere, yönetici olmak üzere buraya tayin edildim” dedi.
 
“BİZİM AÇIMIZDAN EN ÖNEMLİ KONULARDAN BİR TANESİ EĞİTİMDİR”
“İşletmeciler iyi bilir, yönetimde bir yöneticilik vardır bir de liderlik vardır. Ben niyetimi söyleyeyim, yönetici olarak geldim ama üniversitede herkesle kucaklaşarak, omuz omuza vererek sadece resmi otorite ile burada hareket etmeyi değil, gönül otoritesini de devreye sokarak; çaycısından, idare personelinden, güvenliğinden e üst kademeye kadar herkesle çok uyum içinde çalışmamız gerekir” diyen Murat, “Sonuçta bu bir ekip işidir. Tabi ki her yöneticinin, her liderin olduğu gibi benim de hedeflerim vardır. Üniversitelerin genel belli başlı bazı yapması gereken çok acil öncelikleri vardır. Öncelikle, bizim açımızdan en önemli konulardan bir tanesi eğitimdir. Öğrencilerimiz bize emanettir. Eğitim konusunda önümüzdeki günlerde bu konuya değin stratejilerimizi, taktiklerimizi dile getireceğiz. En güzel şekilde eğitebilmek için. Her şeye tahammül ederim ama asla öğrencileri ihmal eden, dersleri ihmal eden hocalara tahammül edemem çünkü bunlar bize emanettir. Şuanda da bu emaneti en üst düzeyde ben devralmış oluyorum, öğrenciler bizim geleceğimizdir.  Menfaatimizi düşünüyorsak, sadece ülke, Çanakkale, Onsekiz Mart Üniversitesi olarak değil kendi menfaatimizi de düşünüyorsak, menfaatçi bile yaklaşsak öğrencilere yönelik çok özel gayret göstermemiz gerekir” ifadelerinde bulundu.
 
“AKADEMİK ÇALIŞMALARIMDA ÖNEMLİ BİR YERİ VARDIR GENÇLİĞİN”
Murat, “Öğrenci odaklı bir yönetim oluşturmak durumundayız. Bütün dünya buna doğru gidiyor. Gençlik bizim açımızdan önemlidir. Türkiye genç bir nüfusa sahiptir. Nüfusun çok önemli bir kısmı çocuk ve gençlerden oluşuyor. Bu genç nüfusun en önemli kısmı da üniversite öğrencileridir. Dolayısıyla biz bunları ne kadar güzel eğitirsek, ne kadar güzel geliştirirsek ama her yönden, hem bilgi, görgü, edep, adap, milli ve manevi değerler, devlete bağlılık… Bunlar çok önemlidir. Çağımız biliyoruz ki bunalım çağı. Gerçekten bu kadar ekonomik gelişmeler, teknolojik gelişmeler meydana geliyor ama maalesef aynı oranda insani gelişmeler yaşanamıyor. Ben sosyal bilimciyim, iktisatçıyım ama özel alanım çalışma ekonomisi. Sosyal politikacıyım. Ben doktora tezimde gençler üzerine çalışmalar yaptım. Akademik çalışmalarımda önemli bir yeri vardır gençliğin. Gençliğimizi spora yönlendirmemiz gerekir. Çalışmaya motive etmemiz gerekir. Dünya çok hızlı gelişiyor. Özellikle akademisyenlerimiz çok iyi bilir; sanayi devriminden itibaren 2 buçuk 3 asırdır muazzam değişiklikler geliyor ama bu son yıllarda, endüstri 4.0’ların tartışıldığı bu dönemde, dünyada akıllara durgunluk verecek derecede değişiklikler meydana geliyor. Bu çağda, kim öncü olursa teknolojiye, bilgiye sahip olursa dünyaya hâkim olacaktır. Artık kitlesel silahlar, tanklar, uçaklar önemini kaybediyor. Beyinlere hükmediliyor. Akıllı şehirler, akıllı robotlar, yapay zekâların gündeme geldiği bir dönemde böyle ileri teknolojilere eğer sahip çıkabilecek bir gençlik yetiştirmezsek, bunun temellerini atmazsak biz geride kalırız. O zaman dünyanın kölesi oluruz” şeklinde konuştu.
 
“BİRBİRLERİNE SAYGILI İNSANLAR YETİŞTİRMEMEMİZ GEREKİR”
Murat, gençliğine etik değerlere de uygun yetiştirilmesinin önemine vurgu yaparak, “Her yönden gençliğimizi gerçekten çağa uygun şekilde yetiştirmemiz gerekir ama gençliğimizi bekleyen birçok tehlike var. Daha doğrusu bu sadece gençliği değil toplumu. Bazen x-y-z kuşakları yeni nesil maalesef olumsuz dalgalanmada gençler kadar büyükler de nasibini alıyor. Mesela, etik ilkeler, ahlaki değerler. Bunlara sahip çıkmamız gerekir. Medeniyet vasfı kazandıran bunlardır. Yüksek binalar medeniyet değildir. Çok büyük barajlar, köprüler medeniyet değildir. Önemli olan bunlara uygun, bunları anlayacak birbirleri ile uyum içerisinde olabilecek, birbirlerine saygılı insanlar yetiştirmememiz gerekir. İş şuanda hiç birimiz bundan emin değiliz. Güvenin kaybolduğu bir dünyadayız. İnsanlar birbirlerine gülerken, ‘numaradan gülüyor’ diyerek birçoğumuz zaman zaman söyleriz. Niye böyle olalım? Niye birbirimize güvenmeyelim. İçimiz dışımız aynı olması lazımdır ama tebessümü asla eksik etmeyeceğiz. Ama zoraki değil riyakâr değil. Hakikaten insanlara bu tebessümü göstermemiz gerekir. Bütün yöneticilerimizin elamanlarına, çevresine karşı bu güler yüzü göstermesi gerekir. Hepiniz iyi bilirsiniz ki,  Hazreti Peygamberimizin bir hadisi vardır; ‘Tebessüm etmek sadakadır.’  Boş yere bunu söylemiyorum. İnsanlara güven vermek zorundayız. İçimiz dışımız bir olacak gençlerimizi de bu şekilde yetiştirmek durumundayız. Yani değer tanımayan, örf adet tanımayan, gelenek tanımayan, bir gençlik bizi ileride temsil edemez. Ecdadımız, binlerce şehidimiz şuanda karşıda, abide şuan karşıda. Orası bizi çok düşündürmelidir. Dedelerimiz, yaklaşık bir asır önce orada şehit oldular. Bizler rahat olalım diye. Çok önemli bir coğrafyadayız. Bizi en çok motive edecek konulardan bir tanesi budur. Gençliğimizin bunun farkında olması lazım. O şehitliğin, nasıl bir alan olduğunu, nasıl yedi düvelin üzerimize geldiğini ama nasıl bir imanla o yedi düvelin hakkından geldiğimizi, yendiğimizi bilmesi gerekir. Biz böyle bir gençlik istiyoruz. Teknoloji bağımlısı olmuş, uyuşturucu bağımlısı olmuş böyle bir gençlik istemiyoruz. Bakın spor merkezlerini harekete geçireceğiz. Bugün yönetimde bununla ilgili kararlar da aldık. Başta ben olmak üzere spor konusunda gençlerimizi yönlendireceğiz” diye konuştu.
 
“İNSANLARA MOBBİNG YAPMAYA HAKKIMIZ YOKTUR”
Rektör Murat, “Eğitim, hakikaten vazgeçilmez birinci unsurumuzdur. Tabi ki eğitirken kendimizi, de eğitmemiz gerekir. Yani hocalarımızın bir an durmaması gerekir. Devlet bize yatırım yapıyor, bize maaş veriyor. Neden veriyor? Kendini geliştir, doktoranı ver, doktor öğretim üyesi ol, doçent ol, profesör ol, makale yaz, yayın yap. Şimdi üniversiteler, özellikle YÖK de bu konuda çok önemli bir öncülük yapıyor. Araştırma yayın faaliyetleri. Önümüzdeki günlerde akademik birimlerde bu konuları gündeme getireceğiz. Bütün fakültelerde bu heyecanı oluşturmak zorundayız. Başarmanın yolu, başarı eşittir yetenek artı motivasyon. Önce tabi bir yetenek kazandırmamız gerekir. Bu da araştırma ile olur. Bu doğrultuda ben ana hatlarını söylüyorum geniş kapsamda akademik birimlerde, tek tek fakültelere gidip akademik kurulları toplayıp bunları anlatacağız. Bir heyecan başlatacağız. Zaten var ama bir yetenek. Fakat gönül gözümüzü de harekete geçirmemiz gerekir. İnsanların, gönül dinamiklerini, moral değerlerini harekete geçirdiğimiz zaman önümüz açılır. Karamsarlık yok. Birbirimizi sevmek, motive etmek durumundayız. Asla hiçbir yönetici resmi otoritesini kullanarak, benim tahammül edemediğim, yapmadığım bir şeydir. Hakkımda İstanbul Üniversitesi’nden bilgi alırsınız. Hiçbir kimseye kötü gözle bakmaya bile tahammül edemem. Bu mobbinge girer. İnsanlara mobbing yapmaya hakkımız yoktur. Elimizden ve dilimizden emin olacağız. Bu emniyeti bu güvenceyi sağlamak durumundayız. Bu gerçekten benim çok önem verdiğim bir konudur. Benim önemli bir sıfatım vardır; cumhurbaşkanlık döneminden önce Başbakanlık Kamu Görevi Etik Kurulu başkanlığı yaptım. Etik değerler oluşturmak için Türkiye’yi köşe bucak dolaştım. Bütün bürokratlara, valilere, kaymakamlara bu değerleri anlattım. Bu değerlerini de biz üniversiteye yerleştirmek durumundayız” şeklinde konuştu.  
 
“İŞ OLSUN DİYE YÖNETİCİ OLMANIN ANLAMI YOKTUR”
“Özellikle projeler çok önemli. Duydum, çok güzel proje yapan hocalarımız varmış. Onlar benim baş tacımdır. Bunların ayrı bir yeri olacak” diyen Murat, “Bütün fakültelerdeki yöneticiler, bu potansiyelleri keşfedip bunları harekete geçirmek zorundadır. Yöneticiliğin en önemli özelliği budur. İş olsun diye yönetici olmanın anlamı yoktur. Makam nedir, bugün vardır yarın yoktur. Ama bir eser bırakabiliyor muyuz? Bu ülkeye, bu vatana bir şeyler yapabiliyor muyuz? Güzel projeler yapacak hocaların hepsi buna adaydır. Yeter ki biraz harekete geçilsin. Bu konuda bütün yöneticilerimizden, dekanlarımızdan özel destek kaynak bekliyorum. Bu iş zorlamayla olmaz. Bütün kapıları açacağız, yönlendireceğiz ve en güzel şekilde bunları değerlendirebilmeyi biliriz. Uluslararası projelere de yönelmemiz gerekir” dedi.
 
“ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTESİ SIFATINI KAZANMAK İÇİN HEP BİRLİKTE HAREKET EDELİM”
Murat,  kendisinin bir hayali olduğunu söyleyerek, “Bunu gerçekleştirebilirsem kendimi bahtiyar hissederim. Büyük bir iddia. Araştırma üniversitesi sıfatını kazanmak için hep birlikte hareket edelim. Bugünden itibaren enerjimizi buraya odaklayalım. Araştırma üniversitesi 11 tane var. Bizim hedefimiz listeye girebilmek. Önce azmet sonra Allah’a tevekkül et. Çalışmadan yatıp tevekkül etmek diye bir şey yok bizim kültürümüzde. Yücel Acer benim çok eski bir dostumdur. Ayrı bir yeri vardır. Ben kendisine bundan sonraki hayatında başarılar diliyorum. Bu bir bayrak yarışıdır. Biz bayrağı devraldık ama zor bir dönemde görev yaptı. Bu millete ihanet edilen bir dönemde canla başla gayret etti, elini taşın altına soktu. Ben gayretli çalışmaları için teşekkür ediyorum. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Mutlaka bazı farklılıklarımız da olacaktır. Zaten öyle olmada değişiklik olmaz. Eğer bir başarıyı gerçekleştireceksek tek başıma hiçbir anlamı yoktur. Hep birlikte bu başarıyı sağlayacağız” diye konuştu.
 
“İNSAN ADAM OLABİLMESİ İÇİN İKİ ŞEY ÖNEMLİ; BİRİSİ HAK BİRİSİ HALK”
Rektör Murat, Çanakkale ilgili duygu ve düşüncelerini ise şu şekilde dile getirdi: “Çanakkale’nin küçük olması bazı avantajlara sahip. Halkla iç içe olacağız. Çanakkale halkına özel hizmet etme önemli bir görevimiz olacak. Çünkü Çanakkale’ye karşı büyük bir borcumuz var. Bütün milletimize karşı bir görevimiz var ama önce kendi bulunduğumuz şehrimizden başlayacağız. Devir teslim töreninden sonra çarşıya gittim. Eşim de Bigalı. Çanakkale’nin de damadıyız. Bu da önemli. Bunu gerçekleştirmemiz gerekiyor. Sokağa çıktık, adım atıyorum ‘hocam hayırlı olsun.’ Dedim ki, ‘burada çok serbest de dolaşamayacağız. Kravata dikkat edeceğiz, konuşmaya, esprilere… Toplum insanı hizaya da sokar.  Şöyle derler, insan adam olabilmesi için iki şey önemli; birisi Hak birisi halk. Bu ikisi de önemli. Ama Hak’tan nasibini almaya, halktan nasibini almayan hiçbir şey olmaz. Çanakkale’de böyle ama İstanbul’da saatlerce dolaş ne kimse tanır. Çanakkale halkına hizmet etmek bizim için önemli. Önce eğitim, kendimizi yetiştireceğiz ama bu topluma da katkı sağlamak zorundayız. Arkadaşlar yanlış işler yağmayacağız. Benim önemli bir ilkem vardır. Birincisi liyakat, çalışan insanları çok severim. Bize tembel insan lazım değil ama tembelleri de harekete geçirmek durumundayız. Gönül ister ki canı gönülden hareket etsin bir şeyler yapmaya çalışalım. Adaleti sağlamak zorundayız. Adalet konusunda yanlış yaparsak, birçok insanın gönlünü kırarız. Şöyle güzel bir söz vardır;  devletin dini adalettir. Yöneticilerin dini liyakattir. Hedeflerimizi büyük tutacağız, inşallah üniversitemizi çok güzel bir yere getireceğiz. “
 
Gizem Tuğçe BAYHAN