AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, geride kalan yerel seçimlerin ardından çok özel açıklamalarda bulundu.
 
Seçim sonrası katıldığı bir özel yayında dobra dobra açıklamalar yapan AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, yeni bir 5 yılın başladığına dikkat çekerek, “Bu 5 yılda olağanüstü bir kriz olmazsa seçim yok. 5 yıl bir reform dönemi, bir yatırım dönemi, demokrasinin büyüme dönemi olabilir. Eğer Çanakkale’mizde, Türkiye’mizde bu seçimsiz 5 yıl dönemini iyi değerlendirirse, dönüp arkaya baktığımızda Cumhuriyet tarihimizin en temiz, en kaliteli en iş yapılan dönemi olarak düşünüyorum. Mesele şu eğer 5 yıl polemik yapmak, kavga etmek tarzı ucuz işler değil de, Çanakkale’ye Türkiye’ye odaklanan işler yaparsak, seçimleri geri de bırakıp da önümüze bakmaya çalışırsak, bu önümüzdeki 5 yıl çok keyifli bir dönem yaşayabiliriz. Partimizin kendi iç organlarındaki uyum, bürokrasinin kendi içerisindeki uyum, diğer siyasi partilerle ilişkilerin devamı bunlar sağlandığı zaman 5 yıl çok kıymetli bir dönem. Geçen şu üç yıla bakın; darbe girişimi oldu, referandum oldu, gene seçim oldu, şimdi yerel seçimde oldu. 3 yılda 4 seçim yaptık. Az bir iş değil. Bunun ilgisi, masrafı, zaman kaybı, motivasyon eksikliği hepsine baktığımızda ciddi bir zamandır bu. 3 yılda 4 seçim az bir iş mi? Ama şimdi seçimleri bitirdik. Artık önümüzde 5 yıl temiz bir dönem var. Ben bu şehrin vekiliyim. Tüm kendi partimizin başkanlarının dışında, İYİ Parti ve CHP’nin bütün belediye başkanlarını seçilenlerini arayıp, sayın başkan telefonum bu seçildiniz tebrik ediyoruz. Seçim geride kaldı. Bize düşen bir şey varsa baş tacı deyip hepsini aradım. Ülgür Gökhan dâhil olmak üzere, seçilen tüm belediye başkanlarını arayıp seçimler geride kaldı ama şunu da söyleyeyim; seçimi şahsileştiren, şahsımızı, bizim adayımızı aşırı rencide eden söylemi olan birkaç ilçe vardı onları da arayıp, o sitemi yaparak onu söyledim. Bakın kampanyada bunları söylediniz bu doğru olmadı. Çünkü seçim bu değil. Burası ufak yerler. Yüz yüze bakıyoruz, bir araya geliyoruz. Siyasi eleştirme yapılır, genel politika eleştirisi yapılır. Ben meydandan bir şey söylüyorum; karşı tarafın adayı bir cevap veriyor tamamen şahsımızla ilgili. Bu olmaz. Bizim adaylarımıza ilgili; eleştirebilirsiniz politikasını, projesini ama işi aileye çevirmek, şahsına çevirmek çok büyük ayıp. Bunu yapan iki tane CHP’nin başkanı vardı. İkisine de bu konuda sitemimi yaptım” dedi.
 
“İSTANBUL’DA AÇIKÇASI YANILDIM”
“Millet görevini fazlasıyla yaptı. Sandığa gitti. Oyunu verdi. 17 yıldan beri iktidar olan bir partiye bir daha yüzde 53 gibi, ittifakla beraber söylüyorum, oy verdi” diyen Turan, “Yüzde 53 oy almak 17 yıla rağmen çok büyük bir iş. Adam tahin istiyor yapmıyorsunuz, oğluna iş istiyor yapamıyorsunuz, uluslararası krizler var, ekonomik sorunlar var, buna rağmen yüzde 53 oy almak çok çok kıymetli bir iş. Biz milletimize müteşekkiriz. Fakat sembol anlamı olan AK Parti için İstanbul, Ankara gibi, MHP için Mersin, Adana gibi yerler vardı. Bu sembol yerleri kaybetmek üzdü bizleri. İstanbul’da açıkçası yanıldım. Ama Ankara’yı bekliyordum. İstanbul’da 1-2 puanla alırız diye düşünüyordum. Ankara’yı kesin kaybederiz dedim. Çünkü arkadaşlarımız var konuşuyoruz, görüşüyoruz. Süreçteki bazı hatalarımız, parti hatalarından bahsediyorum, yanlış adaylar, çalışmalar, anketler bunlar değerlendirilip mutlaka yansıması oluyor. Gizlemenin bir anlamı yok. Ankara’da yanlış hatırlamıyorsam 25 ilçenin 22-23 aldı AK Parti ama büyükşehri kaybetti. Burada çok net tablo var önümüzde. Bu tabloyu doğuran sebepleri tartışmak lazım. Biz hata yapmamamız lazım. Partinin 17 yıllık birikimi ciddi bir birikim, ciddi bir kültür değer. Bu değerlerle hareket ettiğimizde, yanlış yapmayız diye düşünüyorum. Ama anlık kararlar, ahbap çavuş ilişkileri vesaire bizi yanlış yönlendirdiği zaman bu hatayı yapabiliyoruz. Ben Anadolu’nun birçok ilinde benzer hatalardan dolayı büyük bir bedel ödediğini düşünüyorum. Ama şuna da bakıyorum; bu bedel ödeme tarafını iyi değerlendirdiğimizde 5 sene sonra 2023 seçimlerinde biz bir 17 yıl daha gidebiliriz. Çok net, halk diyor ki; ‘ bak ben senden kopmuyorum. Seni seviyorum. Yüzde 53 oy veriyorum’ “ diye konuştu.
 
“ÇANAKKALE’NİN YARISI BİZE OY VERİYOR”
Turan,  Çanakkale’yi değerlendirirken ise şunları söyledi: “Çanakkale’de biz yüzde 42,5 oy aldık. Tüm Çanakkale İl Genel Meclisi oyu yüzde 42,5. Çok büyük bir oy bu. Toplumun yarısı, Çanakkale’nin yarısı bize oy veriyor. Maçı iyi oynayıp da gol atamamak diye bir şey var ya, son dakika hatalarla, ilişkilerle sonuç almada sıkıntılar yaşadık. Mesela ben Çan’ın kaybedileceğini son dönem çok net gördüm. Çok üzüldüm. Ama toparlayamadık. Bayramiç’e yapılan işler dehşet. Ama yazık olduğunu düşünüyorum. Oyumuz arttı baya ama orada ittifak partimizle daha iyi ilişki kurulamadığı için orada önemli sinerji ortaya çıkmadı. Oyumuz arttığı halde kaybettik. Kaybettiklerimiz var ama CHP’den aldıklarımız da var. Karabiga kıymetli bir sahil beldesidir aldık. Biga en büyük ilçemiz aldık. Geyikli hiç akla gelmezdi aldık. Ezine’yi kollamak, Lâpseki’yi kollamak gibi bunlar güzel işler. Gelibolu yüzde 13 oyumuz vardı 40’lara çıktı. Alamadık ama ivme çok yukarıda. Millet görevini yaptı aslında. Yüzde 41 oy almak Gelibolu’da az bir iş mi? Biz bunları yaptık.”
 
“HEPSİ İÇİN EN İYİ ADAYLARDI, ALTINA İMZA ATARIM”
Turan, yerel seçimlerde AK Parti’nin adaylarına ilişkin olarak ise, “Çanakkale’deki adaylarımızla ilgili hepsinin altına imzamı atıyorum. Hepsinin vebali varsa benim vebalim. Bütün adaylarımıza kefilim. O ilçenin en dinamiği, en çok oy alabilecek arkadaşlarımızdı. Buna kaybedenler dâhil. Hepsi emek verdi. Bayramiç Sadettin Bey az mı çalıştı kardeşim? Çok çalıştı. Başka sebeplerden kaybedildi. Adayların tavrı eleştirilebilir, ittifak ilişkilerimiz eleştirilebilir, kampanya süreci eleştirilebilir. Çan’da çok sert bir kampanya yaparken, atıyorum Çanakkale’de soft bir kampanya yapıldı. Bunlar tartışılabilir. Aday karşılaştırılması yapmak geride kaldı. Ben tüm adaylarımızın hepsi için söylüyorum 12 ilçe 10 belde. Hepsi için en iyi adaylardı, altına imza atarım. Hiç bunu tartışmam. Bir de bizim siyasi edebimizde bu değil. Bazen görüyorum AK Parti’de, adamı aday yapmışız ama hala konuşuyor. Arkadaş değişmesinin de sebebi var, değişmemesinin de sebebi var. Hepsi benim adayım. Öyle bakıyorum meseleye. Bir aday var çağırdık Jülide Hanımla beraber. Atıyorum 10 madde yazdık. Dedik ki bak sayın başkan şu adamlar kavgan var, şu dernekle sıkıntın var, Facebook’dan polemik yapıyorsun. Bunlar anlamsız, şu tavrın yanlış diye 10 madde yazdık mesela. Adam bu kâğıdı aldı. Memleketine gitti. Her hafta bizi arayıp, şunlardan 2 tanesini çözdüm. Şunun için sizden yardım istiyorum. Bunu aramanızı bekliyorum şeklinde 10 maddenin 10’unda değerlendiren bir süreç ortaya koydu ve kazandık. Bir başka aday söyleyeyim size yine 10 maddeyi açtım onun özelindeki 10 maddeyi. Şu var sen bilmesin orayı, burası küçük yer, burası Ankara değil gibi her dediğine cevap veren, maalesef kendisinden başka doğru bilmeyen bir tarz ortaya koydu. Aşırı özgüven ve kibirden kaynaklanan bir tabloyu gördük. Muhatabını hafife almak rakibini hafife almak tarzı bir iletişim tarzı gördük. Stratejik hatalarla, o adayın tavrıyla seçimi kaybettiğimizi de gördüm. İkisi de bizim adayımız ama birisi sizi dinlemiş iş kurmuş, vekilini davet etmiş, bakanını çağırmış, oyu arttırmış. Bir başkası dediğiniz hiçbir şeyi dinlememiş ve maalesef oylar düşmüş. O yüzden adayın kendisi başka bir şey, adayın süreçteki tavrı başka bir şey. Bana şunu diyebilir misin, ‘şu ilçede bu adayı yapmasaydınız’. Karabiga’da yüzde 58 almışız, Lapseki yüzde 56, Biga yüzde 50… Hepsi ile ilgili iddiamız var. Evreşe bizim, Gümüşçay bizim, Geyikli bizim. Yenice zaten öyle. Birçok yerde oyumuzu iyi aldık. Mesela Bayramiç’te de oyumuzu arttırdık ama kaybettik. Yeterli olmadı. Karşı taraf daha çok oy arttırdı” şeklinde konuştu. 
 
“AK PARTİ BELEDİYECİLİĞİNİN NE OLDUĞUNU TEKRAR HERKES GÖRECEK”
Turan, bu seçim sürecinde ittifakla beraber seçime girildiğinin de altını çizerek, ”İttifaka bağlı bir süreç yaşıyoruz Türkiye’de. Oy arttırmak yetmiyor. 50 artı 1 almanız lazım. Önceden oyumuzu arttırdığımızda seçim alıyorduk. Şimdi 51 almanız lazım. Dolayısıyla anlatmak istediğim şu; biz kampanyada iyi bir şeyler yaptık başka bir şey,  bu taleplerimizi değerlendirmediler başka bir şey. Ben tüm adaylarımın emrindeydim dedim. Danışmanlarım emrindeydi. Ama eksiğimiz fazlamız oldu. Televizyonlara çıktım anlattım. Şimdi bazen duyuyorum şu eksik bu fazla diye girmek istemiyorum ama ayıp şeyler bunlar. Sanki burada bazı görevleri yapmadığımız ifade ediliyor. Bu süreç de Jülide Hanım da biz de, belde belde, ilçe ilçe gezerek, birçok yerde özel görüşmeler yaparak, kendi seçimim kadar çalıştım. Merkezde istediğimiz oyu alamadık. Beklediğimiz oy daha fazlaydı, Ayhan Bey’in de daha fazlaydı.  Bunlar kendilerini değerlendireceklerdir. Siyasette hakaret, iftira olmamak kaydıyla siyasi polemik yapılması lazım. Ben adayımla, il başkanımla, kol kola girip yürümem lazım.  Oy oranları ortada, Çanakkale’nin sosyolojisi ortada… Ama atıyorum 35 olmaz da 40 olurduk. Şuan Çanakkale’de CHP’nin tüm Türkiye’de birinci olmuş olması bizim de biraz kusurumuz. Belki onu birkaç puan aşağı çekerdik ama o da değil. Ama sandığa gitmeyen baya bir kitle var mesela. Bunun bir kısmı CHP’lidir bir kısmı AK Partilidir. Bunlar sandığa gidebilirdi, ümidi, umudu arttırabilirdi. Bu kampanyada daha iddialı yaparsak farklı olabilir. Çünkü MHP’nin oyu da bizimle beraber ittifak da söz konusu olduğu için beklenti daha fazlaydı. Oyumuzun daha iyi olmasını bekliyorduk, o kadar iyi olmadı. Sonuçta bunlar geride kaldı. Ne süper bir coşma ne süper bir çökme var tabiri caizce. Yüzde 42 oranında il genel meclisindeki oy kıymetli bir oy. Bizim 4 ilçemiz, 6 beldemiz 10 başkanımız var şuan. Göreceksiniz 10 arkadaşımız ile ilgili öyle çalışma yapacağız ki AK Parti belediyeciliğinin ne olduğunu tekrar herkes görecek” diye anlattı.
 
“BEN UYARMAMIŞ OLSAYDIM, BENİM KENDİ KUSURUM DERDİM”
 “Benim genel başkanım, Cumhurbaşkanım o akşam halkın beklentileri, halkın uyarıları benim başımın tacı dedi. Halk bizi uyarıyorsa baş tacı dedi” diyen Turan, ”Ben beklerim ki bunu mahalle, ilçe, belde, vekil, aday herkes söylesin. Yüz tane miting yapan Cumhurbaşkanı, hatam varsa düzeltirim diyor. Bizim hatamız yok, olur mu öyle şey. Herkes aynaya baksın. Biz toplantı yaptık belediye başkanlarımızlar, adaylarımızla, ilçe başkanlarımızla onlara da söyledim; başarısızlık varsa bunu kapatarak olmaz, beş sene çabuk geçer” dedi.
 
Turan, başarısızlığın en önemli etkenlerinin özgüven ve kibir olduğunu söyleyerek, “Kaybettiğimiz yerlerin bazıları için Türkiye ve burası için söylüyorum, ‘benden başka doğru yoktur’ yaklaşımı doğru bir yaklaşım değil. Çağırdım belediye başkanını, söylüyorum ‘bu böyle değil’. Arkadaşım çık, bu konuda ‘şu konuda hata yaptım’ de. Tedavi etmezseniz, o birikiyor. Şimdi seçim bitti esnaf arıyor, teşkilat mensupları arıyor. Ben şunu yapın demiştim yapmadılar diyor. Oradaki meclis üyemizin, il genel meclis üyemizin, ilçe başkanımızın hepsinin tavrı bir fotoğraf ortaya koyuyor. Benim yapacağım şey belli, yapamayacağım şey belli. Ben Ankara’da buranın yatırımlarını takip ederim. Partime yön veririm, motivasyon sağlamaya çalışırım ama bunun il başkanı bölümü var, ilçe başkanı bölümü var. Uyardım adayı, hiç birini yapmadıysa şu anki sorumluluk onun olması lazım. Ben uyarmamış olsaydım, benim kendi kusurum derdim. Ama uyardım. Yapan başkan var yapmayan başkan var. İnsanım tabi ki hatam vardır. Hamdolsun görüyorsunuz sokaktan çıkmıyoruz. Bunu da bazen farklı değerlendiriyorlar, etrafın kalabalık diyorlar. Ne yapayım, kalabalık olmasın mı? Bir otelde görüşme mi yapayım sadece? Sokakta insanlarla, açılışta, törende olmaktan keyif alıyorum.  Ben vekilim, bu şehrin partilileri sevenleri yanıma gelmesinden rahatsız olmaması lazım. Şu daha kötü değil mi, vekil kimseye selam vermiyor. Vekil geliyor odayı kitliyor, özel görüşme yapıyor. Bu daha kötü değil mi?” ifadelerinde bulundu. 
 
“PARTİYE İHANET EDEN KİM VARSA AK PARTİLİ İHRAÇ ETMEK GEREKİR, NET”
“Bu seçimlerdeki bir bedel de kendi beklediklerini alamayan insanların bize yaptıkları yamuklardan oluştu.  Adam aday olmak istedi olmadı, belediye meclisi olmak istedi olmadı” diyen Turan, “Bu insanlar sosyal medyadan utanmadan sıkılmadan yazarak, bazıları gizli yaparak bu işlere ket vurdular.  Gündüz AK Partili gece AKP’li dedim ya kızmış bazı arkadaşlar. Bu şehirde il genel meclisinde yüzde 40 oy almamıza rağmen sayımızı azaltan e n büyük vebal bedel bu AKP’lilerdir. Adamı aday yapmışız, meclis üyesi adayı, partinin yetkilisi ama aleyhimize çalışıyor. Ben bunları biliyorum, il başkanımla paylaştım, ama benim yetkim bu kadar. Partiye ihanet eden kim varsa AK Partili ihraç etmek gerekir, net. Benim gördüklerim var, sizin de gördükleriniz vardır.  Bir üyemiz bunu görmeyebilir, bir üyemiz kampanyaya katılmayabilir ama yetkili olan bir adamın AK Parti’ye omuz vermemesi, sosyal medyada yazması sonucunda o gün ihraç edilmesi gerekir ama yapmıyor arkadaşlarımız. Ezine’de adayı beğenmeyen AKP’liler aleyhimize çalıştığını biliyorum. Küçükkuyu’da adayı beğenmeyen AKP’liler aleyhimize çalıştı. Ama AK Partili olsa böyle olmazdı. Reisçiyim diyorsun, ama adayı beğenmiyorsun. O aday reisin adayı kardeşim. Cumhurbaşkanımız bunu duyduğu zaman seni ne yapacağını biliyor musun?  Sen reisçi isen,  o reis dediğin Cumhurbaşkanımızın partisinin adayı da bu adam, vekili bu, il başkanı bu adam. Ben il başkanı sevmiyorum, vekili sevmiyorum, küserim diye bir şey yok.  Bizim İl Genel Meclisi’nde sayımızın eksik olmasının en önemli sebebi içimizdeki arkadaşların yanlışlarıdır.  Bunu da çıkaracak olan il yönetimidir. İl yönetimi gerekli adımı atsın ve AK Parti aleyhine çalışan partilileri uyarıyor mu atıyor mu yapsın. Bunu söylüyorum, bu benim hakkım.  Bunu yapmazsanız, ben beş yıl vekilim, bana ne diyebilirim, düşman artırmayın diyebilirim ama bunu yapmazsanız gece gündüz beş kuruş para almadan, afiş asan çalışan, kadın kollarına gençlik kollarına bu haksızlık olur.  Biri ter döküyor, öbür AK Partili olduğunu iddia edine adam aleyhe çalışıyor. Bu adamın hakkını kim koruyacak? Ben istiyorum İl Başkanı çıksın, ‘Ey yanlış yapanlar, takip ediyorum’ desin” şeklinde konuştu.
 
“130 OYLA BİRİNCİLİĞİ KAYBETTİK”
Turan, “Sürekli vekille kavga ille kavga, ana kademe ile kavga eden biri varsa coşmaya gerek yok, çekil kıyıya kardeşim demek lazım. E beni Cumhurbaşkanı atadı, hepimizi Cumhurbaşkanı atadı. Bir insan bu şekilde büyümez, işe ile motivasyon ile büyür.  Diyorum ki il, ilçe, vekil mahalle, belde, kadın gençlik uyum varsa bereket olur. Uyum yoksa gereğinin yapılması gerekir, bunu da yapacak olan teşkilat başkanlarıdır.  Birçok etken var, hiçbir şey yapmayıp, bütün faturayı teşkilata kesmek de doğru değil. Ama herkesin aynaya bakması gereken bir süreç. Bu sürecin genel merkezin değerlendireceğini düşünüyorum.  Bu Genel Merkez’in işidir. Benim işim değil. Ben şehrin tablosunu, herkesin aynaya bakmasını, ifade ettim.  Ben de, herkes aynaya baksın, ne arttı ne eksildi. Ben Merkez’de de İlçe ve beldelerde daha iyi olabilirdi ki cümlesini inanarak kuruyorum. Merkez’deki adaylarımızda ne il genel genel meclisinde de ne belediye meclisinde bir tek eski meclis üyemiz yok. Bu işin adabına aykırı. Hepsi mi kötü bu adamların ama değişim şarttır. Değişim gerekir. Ama biri, ikisi, üçü… Mutlaka meclis üyelerimizden veya il genelden eskinin olması lazımdır. Bu usulle ilgilidir aynı zamanda. Vekiller bizde değişir her sene, hep değişmez, yarısı değişir. Adaylar değişir, hepsi değişmez yarısı değişir belediye başkanları için. Meclis üyelerin hepsi değişti mesela. Bu kadar tartışmaya gerek yoktu. Eskilerin bir hukuku vardır, onu kollarsınız. Temsilcisini alırsınız. Bizim 10 meclis üyemiz vardı galiba geçen dönem birini al. Hadi beşini, üçünü alamadın, ikisini alın. Merkeze müdahale etmedim.   Çünkü merkezde Ayhan Bey’e güveniyoruz, il başkanımıza güveniyoruz. Onlar çalıştılar, görüştüler. İl Genel Meclisi’nde mesela ben isterdim ki Çanakkale merkezde geçen meclise göre bir arttı, onu bizim almamız gerekirdi, Çan’dan geldi. 130 oyla tüm Çanakkale’nin kaderi değişti. 130 oy bizim lehimize olsaydı Çanakkale’nin haritadaki yeri kırmızı değil sarı olacaktı. 130 oyla birinciliği kaybettik” dedi.
 
“MAKİNİST OLARAK TRENE BİNİP HEP MAKİNİST OLMAK İSTEMEK BİR HASTALIK”
“Bu parti dava hareketidir, yarın bana kalk derler kalkarım.  Başkan değişince, ‘ölüyoruz biz’, nere gerek var. Umurbey’de başkan değiştirdik, hiç bize mızıltı yapmadı” diyen Turan, sözlerine şu şekilde devam etti: “Meselenin koltuk ile ilgili olmaması gerekir.  Karar yanlış da olabilir,  fikrini söylersin, üç ay facebooktan küfretmezsin.  Çanakkale’deki en büyük sorunumuz AK Partili gibi davranan arkadaşlar,  İl Başkanlığımız da çıksın tavır alsın, diyecekti ki yanlış yapıyorsunuz, gelin toplantıya, gelin açılışa. Vekili beğenirsem AK Partiliyim, değilsem değilim. Bu CHP tarzıdır, benim tarzım değil. Bakın Kepez’de birbirlerini yiyorlar. Onların tarzı bu. Ben İstanbul’da vekillik yaptım, beğenmediğim başkan da vardı ama alnımın teriyle beraber çalıştım, çalışacağım da. Makinist olarak trene binip hep makinist olmak istemek bir hastalık. Hani Cumhurbaşkanımız diyor ya trenden inenler diye. İnerler tamam da bir de hep makinist olmak isteyenler var. Bu doğru değil, bu trende makinistte olacak, yolcu da olacak, kondüktör de olacak.  Ben bu trene binersem makinistim değilsem başka trene binerim, bu bizim siyasi ahlakımıza uygun değil.”
 
“BÜROKRAT AK PARTİLİ OLMAYABİLİR AMA DEVLETİN ADAMI OLSUN”
“Çok şikâyetçiyim. Ben bu şehrin vekiliyim, koşmak istiyorum ama bu koşmaya ayak uyduramayan, yol yürüyemeyen, denge politikasından başka hiçbir ilişkisi olmayan adamların bu millete yük olduğunu düşünüyorum” diyen Turan, “Buna ilde ilçede her yerde, partide de böyle, bürokrasi de de böyle. Tabi ki bürokrat AK Partili olmayabilir, siyasetçi olmayabilir ama devletin adamı olsun. Bir alanın var ve sen hükümet sisteminin gereği olarak Cumhurbaşkanının temsilcisisin burada. Tüm il müdürlerimiz Cumhurbaşkanının temsilcisi burada, hakkını ver. Telefonla ulaşamadığımız var, raporunu abartan var, bu da bizi üzüyor. İl yönetiminde rant olmaz, il yönetimi tayin ile uğraşır, incik boncuk ile uğraşır, halk ile uğraşır. Rantı partilerin üzerindeki adamlar yapar. Çanakkale’de var. Adamın bir ortağı CHP’nin yönetiminde, bir ortağı AK Parti’nin yönetiminde. Bir arkadaşı AK Parti’nin kankası, bir ortağı CHP’nin kankası. Tepeye bakmak lazım, aşağı değil. Siyasetçiye fatura kolaydır, kes il yönetimine, kes vekile en kolayı bu. Kibir ise bürokrata bakacaksın, rant ve yanlışsa oraya bakacaksın” diye konuştu.
 
Gizem Tuğçe BAYHAN