İki genç başkan arasındaki tartışma, geçtiğimiz Cumartesi günü CHP’nin 94’ncü kuruluş yıldönümü dolayısıyla Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşen tören sorasında başladı. AK Parti İl Gençlik Kolları Başkanı Mefail Ceyhan yaptığı yazılı açıklamada, törenin sunuculuğunu yapan CHP İl Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Alptuğ Akkoca’yı eleştirdi.
 
AK Partili Ceyhan açıklamasında şu ifadeler yer verdi; “Tetikçiydi, bir ara başkancılık oynadı, yalanlarının içinde boğuldu, şimdi de ‘sunucuk’ oldu ama onu da yapamadı ve her zamanki gibi yine çuvalladı. Çanakkale’de CHP için yine utanç dolu bir gün yaşandı! Partilerinin kuruluş yıl dönümü için bir çelenk koyacaklardı onu da beceremediler, yeni bir skandala imza attılar. Biliyorsunuz CHP’nin; Çanakkale gençliğini temsil ettiğini zanneden, aslen Mersinli olup üniversite için Çanakkale’ye gelmiş rant kapısı görünce CHP’ye yanaşmış, bindirilmiş kıta olan bir başkancığı var. Ara ara abilerinden talimat alıp tetikçilik yapıyor, kendisi onu da beceremediği gibi bugün de sunuculuğa soyundu onu da beceremedi. Sonuç tabi ki fiyasko! 94 yıllık Atatürk'ün emanet ettiği partinin Gençlik Kolları Başkanı bugün ne kendi partilerinin Belediye Başkanının ismini anons etmeyi becerebildi, ne İstiklal Marşımızı okutmayı ne de saygı duruşu yaptırmayı!!! Yazık!! Acaba bu şahıs bugüne kadar 10 Kasımda da hiç mi törenlere katılmadı? Hiç mi görmedi, duymadı! Hiç mi saygı duruşu yapmadı? Bu nasıl bir iştir anlamadık! Kürsüye çıkmışsın iki kelimeyi yan yana koyamıyorsun, seni kimse uyarmadı mı, ‘napıyorsun sen’ diye? Tören başladığında önce protokol selamlandı ve son günlerde haksız şekilde CHP Çanakkale teşkilatı tarafından adeta linç girişimine başlanan Kepez Belediye Başkanı atlandı. Acaba kimden aldığın talimatla bu iş yapıldı ve orada olmasına rağmen Belediye Başkanının adı söylenmedi. Devam etti, çelenk koyma töreni için tekrar protokol davet edildi ve maalesef belediye başkanlarını adeta hiçe sayar şekilde yine çağırmadı! Ta ki orada aklıselim bir partilinin uyarısından sonra ismi söylendi Sayın Kepez Belediye Başkanının. Bu mu sizin parti içi adaletiniz? Bu mu sizin partinizin belediye başkanıza olan nezaketiniz? Tabii dahası da var.”Sunucuk” daha büyük bir skandala daha imza attı. İstiklal marşımız ve Saygı duruşu yapmadan konuşmaya başladı ve yine alanda olan aklıselim bir partili tarafından uyarılarak konuşması kesildi ve İstiklal Marşı hatırlatıldı. Atatürk’ün kurduğu partiye bakın! Kendi partisini Belediye Başkanına bile tahammülü yok! Kendi partisinin kuruluş yıl dönümünde bile saygısı yok. Nerelere gelmişler. Bu mu sizin saygınız, bu mu sizin parti içi adaletiniz, bu mu sizin partinizin belediye başkanına olan nezaketiniz! Atatürk diyor ki; “Türk, Öğün, Çalış, Güven” Ecdadınla öğün, geçmişinle öğün, onlara saygılı ol. Çalış diyor, ülken için çalış, geleceğin için çalış. Güven diyor;  gençliğe geleceğe güven. Hadi Atanı dinlemedin ecdadına saygılı olmayı bir İstiklal Marşımızı okutmayı beceremedin, bari bir çelenk töreninde protokol kurallarını öğrenmek için çalışsaydın! Onu da mı yapamadın? Çok yazık. Çanakkale'de 253.000 şehidimizin yattığı topraklarda saygı duruşu unutulamaz. Küllerinden yeniden doğan bir milletiz biz. Yurdumuzun dört bir yanında canı pahasına savaşan aziz şehitlerimiz, gazilerimiz, mechul kahramanlarımız için yazılan İstiklal Marşımız unutulamaz, atlanamaz!!! Bugün ilkokula giden bir öğrenci bile şehitlerimize saygı duruşunu unutmaz. İstiklal Marşımızı okumayı unutmaz!!! Eğer sen unutuyorsan bu saygısızlığı yapıyorsan, ilk okula yeniden başla!.”
 
“İstediğin zaman, istediğin platformda karşıma geç tartışalım”
Bu açıklamanın ardından CHP İl Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Alptuğ Akkoca’nın cevabı gecikmedi. CHP’li Başkan Akkoca yaptığı yazılı açıklamada AK Partili Ceyhan’a şu cevabı verdi; “Cumhuriyet Halk Partisi İl Gençlik Kolları Başkanına; tetikçi, rantçı diyecek kadar alçalan, gaflet ve dalalet içinde, daha önce bu toprakların öz evlatları Roman kardeşlerimize de çingene dememiş miydi? Hakkımda yaptığı, böylesine ötekileştiren, hakaretler içeren bir açıklama bizi şaşırtmadı. İstanbul Fatih doğumlu hayatı kolejlerde ve özel üniversitelerde geçen, baba parasıyla hayatını idame ettiren, bir elinde rabia, bir elinde votka aklı firarda, kendi hovarda Zübük kardeşimizin, kendi imkânlarıyla çalışarak okuyan ve kendini bu derece geliştiren bir gence iftira atmasına da şaşırmayalım. Çünkü ağasının sözünden çıkmayan makam düşkünü biridir kendileri. Bir duyuma göre Zübükzade bey geçtiğimiz dönemde İstanbul’a gidip Porsche marka bir araba alır. Gelmesiyle eş zamanlı ağasından azarı yer ve arabayı iade eder. Sonra da bir dost meclisinde ‘yahu bu Akp gençlik kolları başkanı olmak da ne zor iş bir Porsche’a bile binemiyoruz’ diye isyan eder. Ah be Zübükzade, ben şerefiyle ekmeğinin peşinde, kendi işini kendi gören, kimseye eyvallah etmeyen, elinden geldiği kadar da eşe dosta genç kardeşlerine yardımcı olmaya çalışan, hali vakti çok şükür yerinde mütevazı hayat yaşayan bir adamım. Rant benim hayatımın neresinde? Ben senin baba parasıyla bindiğin arabayı almak için rant peşinde koşmaktansa; eşit, özgür ve huzurla milletimle bir arada yaşamak için senin gibi haddini bilmezlerle mücadele etmeyi vazife seçmiş biriyim. Kendim kazandım, şerefimle kendim yedim. Ben bilirim emekle alınanı, emekle yaşanacak hayatı. Ne bir ihaleye girmişliğim vardır, ne de bir ranta bulaşmışlığım. Bugün neredeysem oraya kendi alın terimle emeğimle geldim. Benim tek siyasi rantım, Akp zihniyetinin yaptığı kadro terörüyle işsiz bıraktığı genç kardeşlerime iş bulmaktır. Eğer bu rantsa; kafeye garson buldum, taksiye şoför buldum, senin atanmasına engel olduğun öğretmen kardeşimi dershanelere tavsiye ettim. Bununla da ömrümün sonuna kadar onur duyacağım. Çünkü bir çaresize çare olmak nedir bilirim. Ama sen bilmezsin açlığı, işsizliği, parasız kalmayı. Sen ne mücadele gördün ki Zübük. O yüzden senle olmaz bu tartışma Şehzade hayatı yaşayan Zübük, sen git ağan gelsin dedim. Zaten ben Rantçı olsam Cumhuriyet Halk Partisinde değil, 15 yıldır rantın dibine vurmuşların arasında olur, hatta senin de başkanın olurdum. Aslında neden bu açıklamayı yaptığını biliyorum; Arifeyi gösterdim Bayramı yaşatmadım hatırlarsınız bu Kamil’e, şehitlikte alkollü içecek içildi haberi çıkınca acaba buradan siyasi rant elde edebilir miyim diye ağasıyla beraber heveslenmişti ki; 1 yıl önce Çanakkale’ye şehit geldiği gün Kıbrıs Cage Club’taki maceraları ile ilgili fotoğraf ve haberle kendisine bayram kapağı yapmıştım. Bayramlıklarını ben alınca zoruna gitmiş, ağası da sinirlenmiş, sanıyorum ki çekmiş Zübükzadeyi karşısına ve demiş “çok büyük madara olduk çabuk toparlayacak bir şeyler bul yüklen Alptuğ Başkan’a” Talimat alıyor ya ağasından, abisinden içinde kalmış yer arıyor sataşmaya ve çok da yakışıyor aslında bu nefret dolu üslup lakab-ı Kamile. Dünkü törende Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk ve tüm aziz şehitlerimizin hatıralarına saygı duruşunda bulunup İstiklal Marşımızı okuduk. Zübük de demiş ki İstiklal Marşını atlamışız. Biz senin gibi tatlı su milliyetçisi değiliz Zübük. Bayrağımız göndere çekilmeden marşımızı okumayacak kadar milliyetçiyiz. Senin partinde İstiklal Marşı okunurken ayağa kalkmayanlar var, bizi onlarla karıştırma. Genel Başkanın ise “alay sancağı geçişi” sırasında ayağa kalkmayacak kadar milliyetçiliği ve tören teamüllerini ayaklar altına almış biridir. Sen ise zaten 18 mart törenlerinde Çanakkale belediye başkanını onca şehit anılıyorken stadı doldurduğunuz bindirilmiş kıtalara yuhalatansın! Sen mi Belediye Başkanına saygı konusunda bize ders vereceksin! Çanakkale’de biz bizeyiz herkes kimin ne olduğunu bilir. Bir de güya Belediye Başkanımızın ismini unutmuşuz, Zübük bizi birbirimize düşürmeye de kalkışıyor. Senin ağan gelse bizi bize kırdıramaya gücü yetmez. En yakın seçimde de Çanakkale halkı size bunu gösterecektir. Konuşma ve hitabet konusunda bana alaycı atıflarda bulunmuş olman da bir garip. Seni rakip dahi görmem ama varsa yüreğin ki sen cengâver bir Zübük’e benziyorsun istediğin zaman, istediğin platformda karşıma geç tartışalım. Dikkat et de Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkamayan Genel Başkanın durumuna düşme sonra. Bu iş basın açıklaması yazdırmaya benzemez. Kendi kaleminle yazamıyorsan baş edemezsin, kendi işini kendi görenle. Velhasıl bak Zübük, sen bir Cumhuriyet gencinin muhatap almaması gereken karakterde, aklı firarda kendi hovarda bir kardeşimizsin ama beni hayranım gibi takip etmeni de takdir etmiyor değilim. Yine bak gene takip et. Ama yerini de bil istiyorum. Senin beni eleştirmeye, bana hakaret etmeye ne haddin ne de hakkın vardır. Zira sen, Akp’nin çöküşünün başlangıcısın. Hesap adamısın sen Zübük, dava adamı değil. Bu yüzden Akpli genç kardeşlerimin gözlerinde dahi pul kadar değeri olmayan, ağasının sözünden çıkmayan ağasını da yaptıklarıyla rezil eden bir haldesin. Çünkü insanı insan olarak gören değil, yöresiyle rengiyle şivesiyle fikriyle ayrıştıran bir zihnin var. Romana çingene, Başkana tetikçi diyen kendi parti üyelerine dahi yukardan bakan bir haldesin. AK Parti gençliği senin için; ‘hiç kimseye faydası olmayan, etmez kokmaz, üretmez, pasif, konuşmaz, sesini duyanın olmadığı, oturduğu koltuğun kendisine isyan ettiği insan’ diye tarif ediyorlar ben utanıyorum aynı mevki de olmaktan. Kusura bakma Zübük sen bu kentin genci için zamanı gelip koltuğundan inince yok olacak birisin. Şimdi ki saygıları sana değil ha üstüne alınma sakın, o hürmet koltuğa. Yeterince meşgul ettin koltuğu hadi kolej çocuğu, o koltuk fazla sana. Bu makamlar halkın içinden halk adamlarına ait. İçişlerinize karışmak gibi olmasın benim işime geliyor görevde kalması ama Ağası al bu çocuğu görevden, zarar veriyor bak sana. Nazar değmesin aslanıma koyun kardeşime bir duble votka daha.”