Adalet Kurultayı'nın ikinci gününün sabahında Kocadere kamp alanında partililere, 57'nci Alay'ın son yemeği olan kırık buğday çorbası ve hoşaf ikramı yapıldı. Geceyi, Adalet Kurultayı'nın yapıldığı Kocadere kamp alanındaki karavanda geçiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, saat 05.30'da ikramın yapıldığı standın başına geldi. Bir bardak kırık buğday çorbası ve bir bardak da hoşaf alan Kılıçdaroğlu, her yıl 25 Nisan sabahı binlerce izcinin yer aldığı 57'nci Alay Vefa Yürüyüşü güzergahında yürüdü. Bir süre elindeki çorba ve hoşaf bardağını yudumlayarak yürüyen Kılıçdaroğlu'na, kurmayları ile birlikte çok sayıda partili de eşlik etti. Çanakkale Savaşları sırasında Yarbay Mustafa Kemal'in, düşman çıkarmasını haber alınca, 57'nci Alayı Conkbayırı'na gönderdiği ve 'Size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum' sözleriyle tarihe geçen 25 Nisan 1915 sabahı, Kılıçdaroğlu ve beraberindekilerin adalet ve şehitlere saygı için gerçekleştirdiği yürüyüşüyle adeta yeniden yaşandı.

Kılıçdaroğlu'nun 6 kilometrelik Conkbayırı yürüyüşüne çok sayıda Jandarma Özel Harekatçı ile komando eşlik edip, güvenlik önlemi aldı. Sağlık ekipleri de yürüyüşte yer aldı. Beyaz bir gömlek ve siyah bir kumaş pantolon giyip spor ayakkabı ve spor bir mont ile yürüyen Kılıçdaroğlu, 6 kilometrelik yolu 1 saatte kat ederek, Conkbayırı'na ulaştı. Burada bulunan Atatürk Anıtı'na, üzerinde 'Adalet' yazılı bir çelenk bırakan Kılıçdaroğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları için saygı duruşunda bulundu. Bu sırada bir kişi, Kılıçdaroğlu'na savaş yıllarında askerlere öğün olarak verilen 'Tayın' ikram etti.

"HUZUR İÇİNDE YAŞAMAK İSTİYORUZ"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu burada gazetecilere yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

"Gazi Mustafa Kemal Atatürk onlara, 'Ben size taarruz etmeyi değil, ölmeyi emrediyorum' dedi ve 57'nci Alay bu topraklarda son buldu. Hayatını bu topraklar için verdiler. Bayrakları için verdiler. Anneleri, babaları, çocukları, torunları ve bu ülkenin geleceği için verdiler. 'Gömelim gel seni desem tarihe sığmazsın' diyen Çanakkale Destanı, bir anlamda burada yatanların destanıdır. Bütün Türkiye'nin destanıdır. Onları rahmetle anıyoruz. Onlar bize güzel bir Türkiye'yi emanet ettiler. Çanakkale Destanı, Çanakkale'nin geçilmez olduğunu bize anlattı ve bir başka destanı yazdı. O destan Kurtuluş Savaşı destanıdır. 26 Ağustos'ta Büyük Taarruz başladı ve 30 Ağustos'ta Türkiye bağımsızlığını bir anlamda düşmanlarını denize dökerek kazandı. Tarihimizi iyi bilmeliyiz. Eğer bize güzel bir Türkiye bıraktılarsa, bu güzel Türkiye de hepimiz adalet içinde yaşamalıyız. Bu güzel Türkiye'de hepimiz birlikte yaşamalıyız ve bu güzel Türkiye'de hepimiz huzur içinde yaşamalıyız. Adalet Kurultayımızın teması da budur. Mehmetçiklerimizi andık. Komutanlarımızı andık. Onların yaşadıkları, savaştıkları topraklarda, sabah yine onların kalktığı saatlerde kalktık. Onların içtiği çorbaları içtik. Onların içtiği hoşafları içerek buralara geldik. Biz bu ülkede hep birlikte huzur içinde yaşamak istiyoruz. Onlar hayatlarını verdiler. Bizler çocuklarımıza güzel bir Türkiye'yi vermeliyiz. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Benimle beraber yürüyüşe katılan bu arkadaşlarıma, hayatını veren erine, komutanına şükran borçluyuz. Onları her zaman, her ortamda, her yerde saygıyla, minnetle, şükranla anacağız. Allah rahmet eylesin diyoruz."


Kaynak: DHA