Konuşmasına “İç Tüzük, Meclisin iradesini belirler” diyerek başlayan CHP’li ÖZ, “AKP, 2010 referandumu ve öncesinde fetö ile ortaktı. Şimdi de 16 Nisan Referandumunda ve İç Tüzük değişiklik sürecinde yanına bir parti buldu.” Sözleriyle devam edip, “AKP 15 yıldır tek başına iktidar olmadı” vurgusu yaptığı konuşmasında şunları ifade etti;
 
Ben bilirim, yasayı ben değiştiririm dayatmacılıktır.
İç Tüzük, Meclisin iradesini belirler ve uzlaşı gerektiren bir konudur. Çünkü yasaları İç Tüzük'e uyarak değiştiriyoruz. Böylesi uzlaşı gerektiren bir konuda "Ben bilirim, yasayı da ben değiştiririm." demek dayatmacılıktır.
 
Bizler, vatandaşımızın iradesiyle buradayız ve asil olan milletin vekiliyiz. Milletvekili kürsüde ne kadar az konuşursa Meclis o kadar çok hızlı çalışacak demek değildir. Milletvekillerinin konuşma süresini ve sayısını kısıtlamak, vatandaşın bize teslim ettiği iradesine yapılan en büyük gasptır.
Daha vahimi, madde 16'da disiplin cezalarında savunma ve özür dileyen vekile ödenek kesintisi cezası verip birleşime almamak adaletsizliktir ve ifade özgürlüğüne kısıtlamadır.
 
İç tüzük değişikliği meclisi susturma yasası olarak tarihe geçecek
Keyfî uygulamalarınızın ardı arkası kesilmediği gerçeğinde değiştirilen yasalar Meclisi susturma yasası olarak tarihe geçecektir. Kaldı ki on beş yıldır, milletin iradesini bir kişiye teslim ettiniz. Şimdiyse MHP'yle birlik olup iradenin bir kişinin kontrolünde olmasının yasal zeminin hazırlıyorsunuz.
Aslında AKP on beş yıldır tek başına iktidar falan olmadı. 2010 referandumunda ve öncesinde FETÖ ile ortaktılar, şimdi de 16 nisanda ve İç Tüzük değişikliğinde yanına bir parti buldular. 2010'da da 16 nisanda da uyardık, "Meclisin işlevsizleştirilmesi ve ülkenin bir kişi tarafından yönetilmesi kaos ortamı yaratır." dedik.
 
Milletin iradesiyle seçilip iradenizi bir kişiye teslim ettiniz
Bakın, iktidar bir kişi ne derse onu uyguluyor. FETÖ'yle mücadele için başlatılan OHAL, FETÖ'yle mücadele dışında her şey için kullanıldı. Milletin iradesiyle milletvekili seçilip iradenizi bir kişinin kararlarına teslim ettiniz. "Gelin, FETÖ'yle Mecliste birlikte mücadele edelim." dedik onu da bir kişinin kararlarına teslim ettiniz. İktidar milletvekilleri olarak televizyondan duyduğunuz KHK kararlarını vatandaşa nasıl anlatabiliyorsunuz, merak ediyoruz. 
Başka merak ettiğimiz, iktidar milletvekilleri Meclis iradesini saraya teslim etmek isteyebilir de MHP milletvekilleri ne ister, anlamış değiliz.
 
Asıl sorun bu iç tüzük değişikliği sonrası olacak
İç Tüzük değişikliği için "Meclis hızlı çalışacak." iddiasından başka bir dayanak gösteremiyorsunuz. Keza, İç Tüzük değişikliği maddelerini okumak bile bu iddianın asılsız olduğunu anlamaya yeterlidir. Sorun, kanunların hızlı ve zamanında çıkarılmaması olamaz. Asıl sorun bu İç Tüzük'ten sonra olacaktır çünkü torbayı çorbayla doldurup Meclise sunduğunuz paketler hiç görüşülmeyecek ve vatandaşımız bilgi edinme hakkından mahrum kalacaktır.
 
Şimdiki hedefiniz kürsüyü kaldırmak mı?
Milletvekillerinin konuşamadığı, siyasi partilerin gündemi belirleyemediği Mecliste bir de artan disiplin cezalarıyla milletvekillerini baskı altına almak doğru değildir. Bundan sonraki hedefiniz kürsüyü kaldırmak mıdır, bunu da merak ediyoruz.
Egemenliği şahsileştiren, Meclisi işlevsizleştiren, yargıyı bağımlı hâle getiren, YSK'yı partileştiren, OHAL'i bireyselleştiren zihniyet ülkeyi gizli hedeflerine doğru yönlendirmekle meşguldür maalesef.
Bu iktidar tıkanmıştır, kendi milletvekiline bile güvenemez hâle gelmiştir. "Kimi bakan yapayım?" derken dün dostu, bugün düşmanı olan FETÖ'ye "hakikat damlası" diye iltifat eden vekili bakan yapmıştır bu iktidar. İrade sarayda değil, kürsüde olmalıdır. Millî iradenin temsil edildiği yer Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Milletimiz genel seçimlerde bir kişiye oy vermedi, 550 kişiye oy verdi.
 
Bir kişi istiyor diye milletimizin iradesini saraya teslim etmeyin
O yüzden kendinizi sarayın tahakkümünden kurtarın. Sizleri seçerek ve vekili olarak Meclise gönderen milletimizden aldığınız iradeyi, bir kişi istiyor diye saraya teslim etmeyin. Her seferinde millî iradeden bahsediyorsunuz, o hâlde bunun gereğini yerine getirin ve İç Tüzük değişikliğinden vazgeçerek iradeyi bir kişinin tahakkümüne bırakmayın.